BAŞBAĞLAR KATLİAMI ÜZERİNE

KADIN VE AİLE TEMMUZ 93

Elhamdu lillah mübarek şehidlerin ve şanlı gazilerin torunlarıyız; bu muazzez vatan bize, onların emaneti ve yadigarı... Bu asil ve necib milletin değerli ve çilekeş fertleri de candan kardeşlerimiz.. Bu vatanı -evvel Allah!- asla böldürtmez, bu milleti -Allah'ın izniyle- kimseye ezdirtmeyiz. Kat'iyyen ürkek ve korkak değiliz. Sükunet, sabır, vakar ve itidalimiz, Allah içindir; olanları iyi anlamak, asıl suçluyu iyi tespit etmek, oyuna ve provokasyona gelmemek, perde arkasında dönen dolapları öğrenmek için bekliyor, etrafı dikkat ve ibretle inceliyoruz. Anarşist ve teröristlerin, fitne ve fesatçıların hain ve katillerin, çirkef alçakların, pespaye şımarıkların, düzenbaz yaygaracıların, kurnaz sahtekarların hakkından ilgili merciler, askerler, adalet ve emniyet mensupları gelsin, suçlu muhakeme olsun, ayan beyan ortaya çıksın, hak ettiği cezayı bulsun diye bekliyoruz. Aciz değil, hukuk konusunda titiziz. Adaletsizlik olmasın, kurunun yanında yaş da yanmasın, toptan öfke ve acele ile kalkılıp, topluluk psikolojisi ile bazı suçsuz, savunmasız kimselerin yanlışlıkla canı yakılmasın diye ihkak-ı hak yoluna gitmiyor, hakkımızı aramakta ihtiyatlı davranıyoruz. Karşımızdaki edepsiz ve sorumsuz haydutların yapıyor, ateşle oynuyor; hem kendilerinin, hem de ülkenin, varlık, birlik, dirlik ve huzurunu mahvedecek haltlar karıştırıyorlar...

Bizi bilen ve tanıyan herkes şahitlik eder ki yıllardır şahsen, ve cemaat olarak, milletinimizin ve insanlığıh huzur ve selameti, izzet ve saadeti için çırpınmaktayız. Türk, kürt, arap, acem nice nice has ve halis dostalırımız; sünni, alive, şarklı, garplı nice ihvanı ve ahbabımız var. Birbirimizi candan seviyor, geliyor, gidiyor, iş birliği, gönül birliği yapıyoruz. Bu kuru bir laf değil, aşikar bir icraatla sabit! Yüzlerce kurum ve kuruluşumuzla, eğitim, dostluk, yardımlaşma, sağlık, ilim, kültür, sanat vakıflarımızla; çeşitli derneklerimizle, tarih kültür ve çevre güzelleştirme çalışmalarımızla, kitap, dergi, konferans ve sohbetlerimzle, hayrat u hasenatımızla, seviyeli ve kaliteli, temiz ve nezih sosyal ve kültürel faaliyetlerimizle gün gibi ortada...

Ama siz sağ gösterip sol vuruyorsunuz, yüze gülüp arkadan kuyu kazıyorsunuz, yıkıcı faaliyetler yapıyorsunuz, dışardan emir alıyor, içerde fitne çıkarıyorsunuz, halka hakaret ediyor, düşmanlıkları körüklüyor, yaraları kanatıyor, milleti birbirine düşürmek istiyorsunuz; "laiklik" diyor, dine, şeriate saldırıyorsunuz; "fikir hürriyeti" diyor, karşınızdakine söz ve fikir, inanç ve kanaat hürriyeti tanımıyorsunuz; meclisi, camiyi, ticari müesseseyi taşlıyor; ezana, şeriate küfr ediyorsunuz; ahlakı dejenere etmeğe, nesilleri çürütmeğe, gençleri yoldan, kızları baştan çıkartmağa çalışıyorsunuz; her türlü yıkıcılığı, kışkırtıcılığı, saygısızlığı, edepsizliği, çirkefliği yapıyor, sonra da devrimciliğin, laikliğin arkasına kaçıp saklanıyorsunuz; devlet kurumlarının içine sızmış, basın-yayına dal budak salmış, köşe başlarına çöreklenmiş, sırtınızı dış güçlere dayamış, cebinizi haram paralarla doldurmuş devleti çökertmeğe, ülkeyi bölmeye çalışıyor ama gene de baskın çıkıp kabahatı karşınızdakine yüklüyor, "laiklik elden gidiyor, bunlar rejimi yıkacak" diye bağırıyorsunuz, köy basıyor veya basanla birlikte çalışıyor, destekliyor, savunuyor, masumları öldürttüyor, sonra da "gericiler geliyor, gelirlerse sizi asacak kesecek" diye muhayyel ve müstakbel suçlar icad ediyor, iç ve dış dünyayı, saf halkı aldatmağa, olayları çarpıtmağa çalışıyorsunuz.

Ne yüzsüz, ne şirret adamlarsınız siz! Huhukta "suçların şahsiliği"ni hiç duymadınız mı? Birinin işlediği suçun kabahatini, başkaca ilgisiz, masum binlerce insana ve hele hele dine, imana, İslam'a nasıl yükleyebilirsiniz?! Daha muhakeme olmadan, bir takım kişi, kurum ve zümreleri nasıl ve ne hakla suçlayabilirsiniz?! Sivas'ta şunlar öldürüldü diye Erzincan'da bunlardan intikam almağa nasıl vicdanınız elverir?! Bunu nasıl mazur göstermeğe çalışabilirsiniz?!

Bıktım sizden, sizin fitne-fesatlarınızdan; sakat ve çarpık zihniyetinizden, çifte standartlarınzdan, sahte hümanizminizden, kara fikirlerinizden ve taş vicdanlarınızdan, yıkıcı, yakıcı faaliyetlerinizden.. Allah cezanızı versin. Ettiklerinizi kat kat burnunuzdan getirsin, akibetinizi ibret-i alem eylesin!

Ağlama yaşlı ninem, dertli bacım! Şehidler ölmez, diri kalır, Rablarının indinde ikramlarla rızıklanır; aredeki güzel mükafatları ve yüce makamları görüp geride kalanlara müjdeler gönderirler. Ne mutlu onlara! Allah şefaatlerine nail etsin cümlemizi ve sizlere sabr-ı cemil versin, ecr-i cezil ihsan eylisin! Size yardımcı olmak, yaranızı sarmak, çocuklarınıza bakmak, yetiştirmek boynumuzun borcu!

Allah başka elem ve keder vermesin, başınız sağ olsun, milletimiz kıyamete kadar aziz ve payidar kalsın!