ACAİP TEZATLAR

KADIN VE AİLE OCAK 93

Elhamdu lillah müslümanız, halk olarak elimizden geldiği kadar müslümanca yaşamağa, ibadet ve taatlerimizi yapmağa çalışıyoruz. Bendeniz 1971'de yedek subay okulunda iken 1412 okumuş, yüksek tahsilli subay adayının üçte ikisi oruç tutuyordu, şimdi nisbet muhakkak ki daha da artmıştır. Özellikle gençler arasında İslami şuur gittikçe yaygınlaşıyor ve kuvvetleniyor. Gittiğim her belde ve şehirde çok kalabalık özel toplantılar yapıyoruz, evlere sığılmıyor, salonlar dar geliyor, fevkalade kaliteli insanlar ile karşılaşıyor, sevinip hamd ü şükürler ediyoruz.

Tabii şeytan da boş durmuyor; müslümanı kandırmağa, hak yoldan ayırmağa, günaha sokmağa, Allah'ın rızasından uzak düşürmeye, rahmet-i ilahiyeden mahrum etmeye.. var gücüyle çalışıyor. Müslümanların bir kısmı cahillikten, dinimizin emir ve yasaklarını iyi öğrenmediğinden; bir diğer kısmı da bildiği halde, nefsine hakim olamadığından acaip ve garaip işler yapıyor, abuk sabuk sözler söylüyor, şeytana uyup günah işliyor, harama dalıyor, zulüm yapıyor, İslam ahlakına uymayacak davranışlarda buluyor, tezadlara düşüyor.

Mesela: Zengin, varlıklı, akıllı, uslu, derviş, hacca gitmiş bir hanım kalkıyor, vefat eden kocasının mirasının paylaşılması esnasında, "ben şeriatın taksimine razı olamam, malları şimdiki, modern usule göre bölün!" diyor, eline biraz daha çok mal geçecek diye, haramı, günahı, dine aykırı işi tercih edebiliyor!?!

Mesela: Peygamber efendimiz s.a.s. hanımlarına pek güzel muamele eylemiş, hepsinin hukukuna son derece titizlikle riayet etmiş, hiç kjtü söz, incitici iş yapmamış, onları hiç dövmemiş... iken; "sizin en hayırlınız, hanımlarına karşı en hayırlı davrananlarınızdır"; "hanımlarınızı gündüz hayvan döver gibi dövüp de, gece yanında yatıp zevciyet muamelesine kalkışmanız hiç yakışık almaz", "onları dövmeyiniz, yüzüne karşı kötülemeyiniz", "yediğinizden onlara da yedirin, giydiğinizden onlara da giydirin", "erkeğin evine getirdiği sadakadır ve mükafatı bire yediyüzdür", "kocanın karısının ağzına bir lokma ikram edivermesi bile sadakadır".. gibi yüzlerce, binlerce hadis-i şerif var iken, karılarını kıyasıya döven, kanlarını duvarlara sıçratan, kafasını dolaplara tak tak vurduran.. Müslüman, hacı, tarikat ehli insanlar işitiyoruz. Bu ne biçim müslümanlık; ne biçim dervişlik! Bunlar Allah'tan korkmaz, kıyamet gününe, mahkeme-i kübraya inanmazlar mı? Allah'ın bir gün mazlumun ahını zalimden mutlaka alacağını duymamışlar mı?

Mesela: Öyle kaynanalar duyuyoruz ki çocuğunu, geline karşı "Vur evladım vur" diye teşvik ediyor, ayırmak isteyenlere karşı, "siz karışmayın, bırakın dövsün" diyorlarmış.

Öyle kaynanalar duyuyoruz ki gelini, maşaallah dindar, Kur'an Kursu hocası; fakat kaynana yine de beğenmiyor, "Oğlum bunu boşa, ben sana uygun tahsilli, güzel başka hanım bulurum" diyormuş.

Halbuki Kur'an tahsillerin en kıymetlisi, en yükseğidir. Peygamber Efendimiz "Sizin en hayırlınız Kur'an-ı öğrenen ve başkalarına da öğretendir" buyurmuş. Buna göre: Doktor olan oğlu değil, Kur'an-ı Kerim'i bilen gelini daha yüksek tahsilli demektir. Hem yaşlı bir müslüman kadın, şeytanın en çok sevdiği şey olan yuva yıkmayı, karı kocayı birbirinden ayırmayı, torunları analı babalı öksüz bırakmayı nasıl isteyebilir akıl almıyor.

Yine öyle dünürler duyuyoruz ki gelini alırken binbir vaadde bulunuyor, "oğluma ayrı ev açacağım" diyor, sonra düğün olup gelin eve gelince vaadinde durmuyor. Halbuki Allah celle celalüh Kur'an-ı Kerim'de "Ahid ve anlaşma mesuliyetlidir" buyuruyor, ahdini yerine getirmeyenin sorgu ve suale maruz kalacağını, cezaya çarptırılacağını bildiriyor. Müslüman yalan söyler mi, ahdinden döner mi, vaadini çiğner mi?

Bu misaller gösteriyor ki lafla müslüman olmak yetmiyor; ibadet kadar muamelat da önemli! Allah'tan korkmak, ahlakı düzeltmek, nefsi iyi terbiye eylemek, insanlarla iyi muaşeret ve muameleye çok gayret etmek, kimsenin ahını almamak, şeytanın tuzaklarına düşmemek için çok dikkatli ve müteyakkız olmak, imtihanı kaybetmemeğe çalışmak, iki günlük dünya hayatı ve beş para etmez dünya menfaatı uğruna ahiret zarara uğratmamak, ebedi saadeti elden kaçırmamak lazım. Allah hepimizin yardımcısı olsun, hakkı hak olarak göstersin, ifa ettirsin, batıl olarak göstersin, ondan korunmayı ve sakınmayı nasip eylesin!