DÜŞMANA KARŞI UYANIK VE HAZIRLIKLI OLMAK

İLİM SANAT OCAK 93

1993 yılının Türkiye'mize ve tüm İslam alemine hayırlar getirmesini, fütuhat ve füyuzata vesile olmasını Cenab-ı Hakk'tan niyaz ve temenni ederim.

yüzyılın bizim için "parlak bir gelişme", parçalanmış ve esir düşmüş ülke, ırkdaş ve dindaşlarımızın "kurtulma ve birleşme" çağı olacağı, bugünlerde gazetelerde konferans ve konuşmalarda çok sık ifade ediliyor. Bu güzel bir temenni ve ideal; fakat zor ele geçecek bir amaç! Bunun için çok ciddi, uzun ve meşakkatli çalışmalar yapmak gerekiyor. Bilim ve tekniğe tam manasıyla sahip olamaz; gereken tedbirleri tam zamanında ve büyük bir feraset ve basiretle alıp uygulayamazsak bu amaca ulaşamayız; aksine hem Türkiye, hem de tüm İslam alemi olarak çok büyük maddi ve manevi kayıplara maruz kalabilir, can ve mal, toprak ve istiklal kaybedebiliriz.

Çünkü bize büyük ümit ve şevk veren bu olumlu ihtimal ve potansiyelleri, Türkiye'nin ve İslam aleminin tarihi düşmanları da görüp kendileri açısından endişelenmekte; ve var güçleri ile menfi ve aleyhte çalışmalar yaparak buna engel olmağa, sonucu kendi lehlerine çevirmeğe gayret göstermektedir.

Zaman fevkalade önemli ve çok kritiktir. Hem ülkemizi, hem de tüm İslam alemini samimi olarak düşünen ve seven, beka ve selametini candan isteyen her bilim ve din adamına, her sahadaki uzman ve mütahassıs münevvere şu sıralarda çok büyük ödev, görev ve sorumluluklar düşmektedir.

İyi bir müslüman olarak, her şeyden önce dışta ve içte cereyan eden olayları çok iyi takip etmeli ve doğru değerlendirmeliyiz. Olayların arkasında bulunan asıl güçleri bunların gizli maksatlarını ve amaçlarını tam anlamalı; kimin gerçek dost, kimin asıl düşman olduğunu net olarak ortaya çıkarmalı, onların plan ve projelerine, taktik ve stratejilerine tam vakıf olmalı; karşı plan ve projeler, taktik ve stratejiler tespit etmeliyiz.

Balkanlar, Kafkasya, Orta Doğu ve Orta Asya'nın bazı kısımlarında sıcak savaş, bazı kısımlarında terör, bazı kısımlarında baskı ve gerginlik vardır. Bunlar bizimle ve amaçlarımızla doğrudan veya dolaylı olarak yakından ilgili bulunuyor.

Ermenistan ve Gürcistan, bizim Kafkasya ve Orta Asya ile ulaşım ve ilişkilerimizi engellemekte; ve doğumuzda toprak bütünlüğümüze bile göz diken ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Ermenistan'ın arkasında birinci planda Amerika, Fransa ve Rusya vardır.

Balkanlar da, bizim Avrupa bağlantı ve ulaşımımızı engelliyor. Oradaki kardeşlerimiz Avrupa ülkelerinin çifte standartlı zihniyetleriyle Sırp'ın vahşetine terk edilmiştir. Kilise ve batı ülkeleri, balkanlar'dan tüm müslümanları silip çıkarma emelini Sırplar'a uygulatıyor; bizim onlara yardımımıza, çeşitli entrika, oyalama ve ambargolarla mani oluyor. Herşeye rağmen, Bosna-Hersek, Sancak, Kosova, Makedonya ve Arnavutluğa yardım etmek boynumuzun borcu ve milli menfaatlerimizin vazgeçilmez gereği olarak karşımızda durmaktadır.

Ortadoğu, emperyalist oyunlarla iyice karıştırılmış, bölgeye Batılı ve Amerikan askeri güçler bulaştırılıp yerleştirilmiş, kürt Devleti problemi canlandırılmış, Suriye, Irak ve İran ile aramızdaki çeşitli bölgesel meseleler, husumet konusu yapılmış, birbirimizle çatışma noktasına kadar gelebilecek zemin hazırlanmıştır.

Yunanistan, Batı ülkelerince bize karşı daima şımartılmış, Kıbrıs konusu Birleşmiş Milletler Teşkilatı kararlarıyla aleyhimize döndürülmüş, savaş sebebi olacak bir çıbanbaşı haline getirilmiştir.

NATO ve VARŞOVA gibi askeri-siyasi paktlar eski hedef ve anlamlarını kaybetmiş, boşlukda kalmıştır. Fakat Amerika ve Avrupa'nın sözü geçen siyasi merkezleri şimdi bunların karşısına İSLAM'ı ve müslüman ülkeleri ikame etme çalışmasını yapıyor; Doğu-Batı, Komünist-Kapitalist blokları yerine hristiyan/yahudi kuzey-müslüman güney kamplaşmasını hazırlıyor. Batının hedefi şimdi, Moskova değil, Mekke olmak durumunda.

Türkiye'nin ekonomik, politik, askeri ve kültürel yönlerden toparlanıp Balkanlar, Kafkasya, Orta Doğu, Orta Asya ve sair İslam ülkelerinin lideri durumuna gelmesi, eski Osmanlı'nın canlanması ihtimali, Kilise ve Havra'yı, Kapitalist Blok ile Rusyayı şiddetle endişelendirmekte ve Türkiye karşısında birbirlerine yaklaştırmaktadır.

Son zamanlarda Türkiye'nin de içine gireceği bir savaştan çok bahsediliyor. Bunları hafife almamız doğru olmaz; çünkü hem ciddi dış kaynaklar, hem de önemli iç merciler bu konudaki endişelerini ifade ediyorlar. O halde şahsen ve devlet olarak hepimize böyle bir savaşın çıkmaması için her türlü ön girişimi yapmak; bir yandan da sanki çıkacakmış gibi her türlü tedbiri almık, her çeşit hazırlığı yapmak düşüyor. "Hazır ol cenge eğer ister isen sulh u salah".

Allah celle celaluh mu(nimiz olsun, tevfikını bizlere daima refik eylesin, dünyada da ahirette de yüzümüzü ak eylesin nusretiyle bizleri teyid ve takviye buyursun. Amin bi-hürmeti Habibihi Muhammedin ve Alih( ecma(n.