TEHLİKEDEN KORKMA, HIZLA SAVUNMAYA HAZIRLAN!

İSLAM- Şubat 94

Halil NECATİOĞLU

Yabancı bir politikacı, birçok emsali gibi, fena halde zırvalamış, aziz Türkiye'mizi kötülemiş, Türk kültürü diye birşey olmadığını iddia etmiş, halkımızı "bilmem ne" silahı ile mahv edebileceklerini, çanlarını Türk illerinde çalacaklarını, şöyle edip, böyle yapacaklarını filân söylemiş...

Evet, durum böyle, gözümüzü dört açmalı, yıldırım gibi silahlanmalıyız; aylardır, yıllardır söylüyorum: Gâvurdan dost olmaz; çare, onları yıldıracak şekilde güçlü, kuvvetli olmaktır. Onlar bizi zayıf ve gafil görürlerse, her türlü alçaklığı yapabilirler; tinetleri ve mayaları buna müsaittir; vefa ve iyilik, fazilet ve insanlık, medeniyet ve kibarlık bilmezler; barbar ve gaddar, mekkâr ve hunhardırlar, Allah'tan korkmazlar, hesaba inanmazlar, bâtıl dinlerinin insafsız ve vicdansız din adamları da yok yere daima onları kışkırtır ve körüklerler.

Bir zamandan beri küstahlıkları dikkat çekecek kadar arttı; teknolojik yönden kendilerini ilerde görüyorlar, aralarında kuvvetli iş birliği yapıyorlar, rahmetli ecdadımız ne kadar doğru söylemişler: "El-küfrü milletün vâhideh" diye; kâfir değil mi, hepsi aynıdır, hepsi İslâm'a, müslümanlara karşı birlikte çalışıyorlar. Onların, "medeniyet, insanlık, uygarlık, bütün insanların eşitliği, hürlüğü, kardeşliği" masallarına ve bâtıl ideolojilerine inanan bizim saf ve kıt akıllı ilericilerimizin gözleri, bakalım bu acı gerçekleri ne zaman görecek, fark edecek! Şimdilik hem göremiyorlar, hem de gidip onların cemiyetlerine, teşkilâtlarına giriyor, onlarla işbirliği yapıyor, onların gizli emellerine alet ve maşa, piyon ve vasıta oluyorlar.

Yunanlı, ekseriyetle bizim kardeşlerimizin oturduğu Makedonya'yı, Batı Trakya'yı almış, şimdi İstanbul'u, Kıbrıs'ı, Ege'yi istiyor; Ermeni Kars'ın, Güneydoğu illerinin, Adana'nın, Antakya'nın peşinde; Rus, %100 Türk diyarlarını istila etmiş, şimdi Anadolu'ya, Orta Doğu'ya göz dikmiş; Sırp, Yunan, Rus, Ermeni amaç birliği içinde çalışıyor; Kürt kardeşlerimizi kışkırtıyor, Arap komşuları bize düşman ediyor, halkının yarısı Türk olan İran'ı bize kötü gösteriyor.

Durum çok vahim ve ciddi!

Ama bir takım gerçekleri de cümle cihan halkının görmesi, bilmesi lâzım.

Bir kere, biz mü'miniz, müslümanız, hak yoldayız, Allah'ın sevdiği din üzereyiz; haklıyız, iyi niyetliyiz, temiz kalpliyiz; kimseye haksızlık, kötülük yapmak istemiyoruz. Yani akıl, mantık, vicdan yönünden âhiret ve ilâhî adâlet cihetinden durumumuz sağlam. İşte böyle bir durumda saldırırlarsa, ölümden, düşmandan korkmaz, kaçmayız. Sonuna kadar aşk ve şevk ile savaşır, ölmekten, şehid olmaktan zevk alırız. Bu bizim tarih boyu en güzel, en güçlü, en sağlam temelimiz.

Hem âlemlerin yüce Rabbi mevlamız bize va'd eylemiş. İslâm cümle cihana yayılacak, hâkim olacak, küfür çökecek, herkes gerçek dine gelecek, Roma "La ilâhe illallah" kutsal kelimesiyle fethedilecek, Hz. İsa aleyhisselâm İslâm'la, Kur'an-ı Kerim'le amel edecek, Sevgili Peygamberimiz Muhammed-i Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem'in şeriatına uyacak, haçı kıracak, domuzu yasaklayacak.

Hem, İslâm âlemi eski, geri kalmış durumdan kurtuluyor, elimizde atom var, civa gibi genç münevverlerimiz yetişti, yüz milyonlarca müslüman birlik ve beraberliğin lüzumunu anladı, bize karşı olan düşmanca, haksız ve seviyesiz davranışlar, acı ve sivri sataşmalar bizi birleşmeye götürüyor. Zincirler kırılmağa, oyunlar bozulmağa, müslüman halklar tuzaklardan kurtulmağa başladı; sabrın sonu selamet olacak; denizler, çalkalanmadan durulmaz, harpsiz sulh olmaz; devler yenilecek, zulüm imparatorlukları dağılacak, cihadı unutmuş nesiller, cihadla büyüyecek, zalimlerden biriken suçlarının hesabı sorulacak, mazlumların intikamı elbet bir gün o koca kâfirlerden alınacak.

Ayrıca dünyanın birçok yerinde aklı başında, taassuptan kurtulmuş, vicdanî duyguları gelişmiş, ahlakî değerlere bağlı kaliteli insanlar var; onlar da bağlı oldukları devletlerin yanlış politikalarını görüp, tenkit edebiliyor; entrika ve dalavereleri sezip onların karşısına dikilebiliyor. Birçok ülkede İslâm öğreniliyor, beğeniliyor, sevgi ve taraftar topluyor. Bunların adedi çoğaldığı zaman, çok güzel sonuçlar meydana gelecek.

Elinde atom bombası olan zalim devler, bize karşı o silâhı asla kullanamaz, çünkü onlarla yan yana, iç içeyiz, zarar onlara da gider. O halde iş, entrika ile, blöf ile, çirkin politika çalışmaları ile, ekonomik çökertme ile.. yapılmak istenecek. İnşaallah onlara da dayanır, onları da atlatır, çökertir, o badirelerden de geçeriz...

Amma mutlaka iyi hazırlanmalıyız, çoluk çocuğumuza, kadın kızımıza bile, ilk yardımı, sabrı, metaneti, mukavemeti iyi öğretmeliyiz. Zarurî maddelerin milletçe uzun yıllar dayanabilecek gibi stoklarını yapmalıyız; düşmanı hiçbir şekilde desteklememeli; kendi imkânlarımızla beslememeliyiz; kendi aramızda çok organize, irtibatlı, disiplinli olmalıyız. Dost ülkelerle ilişki ve bağları kuvvetlendirmeliyiz. Savunma ve mukavemet, plânları yapmalı, geliştirmeli, uygulamalıyız.

Allah yardımcımız, tevfik refîkımız olsun! Amîn bi-hürmeti seyyid-il mürselîn ve alihi't-tahirîn!

Korkma düşmandan ki âteş olsa yandırmaz seni!

Müstakîm ol Hazret-i Allah utandırmaz seni!