LUTFEN SORUMLULUĞUNUZU İDRAK EDİN!

İSLAM EKİM 93

Bu güzel ülke bizim, bize mübarek ecdadımızın emanet ve yadigarı! Bu muazzam yeraltı ve yarüstü servetleri, şanlı tarih ve zengin kültür hazineleri bizim öz malımız! Herbirimiz bu bakımdan dünyanın en zengin, en talihli, en şerefli insanlarıyız; cümle cihan halkı bize gıpta ediyor, rakipler ve hasımlar hasetlerinden çatlıyor.

Hepimizin elinde bu paha biçilmez, muhteşem ve şaheser varlıkların sahipliği, milli ortaklığı ve manevi hissedarlığı var. Elhamdülillah! Çok şükür yüce Rabbımıza! O halde bu göz kamaştırıcı hazinelerimizi, bu bereketli ve değerli topraklarımızı düşmanlara, hasım ve rakiplere, hain ve hırsızlara kaptırmamak için gözümüzü dört açmalı, göreve koşmalı, gereken her türlü tedbiri zamanında almalıyız.

Bu bizim en başta gelen görevimiz; ama maalesef bu görevi gereken ciddiyet ve müessiriyette yapmıyoruz. Şu manzaraya bir bakın:

Gazetelerden, hergün birçok üzücü anarşik olay, yol kesme, soygun, katliam, askere-karakola saldırma haberi okuyoruz; korkunç suistimallere, haksızlık ve tarafgirliklere, muazzam rüşvet rezaletlerine, şahit ve vakıf oluyoruz; bakanlar, başkanlar çok büyük rakamlı rüşvetler almakla itham olunuyor da hala makamında duruyor; valiler, suçunu itiraf etmiş olan eşkıya ve katillerin salıverildiğini, hatta himaye gördüğünü açıkça söylüyor, hakimlere yukarılardan baskılar yapıldığı, bölücülük, terör ve anarşiye, umulmadık makamlardan, çok yüksek mercilerden destek verildiği iddia ediliyor, sabıkalı terörist ve anarşiştlerin hapishanelerden kaçırıldığı, devlet dairelerine tayin olunduğu, şiddetli mezhep ayrımı ile kadrolar doldurulduğu, halkın bazı kesimlerinin alenen silahlandırıldığı, milli menfaatlerin hiçe sayıldığı ifade olunuyor. Biz yine halk olarak, günlük işimizde, keyfimizde, tatilimizde, zevk ve safamızda umursamaz ve vurdumduymaz şekilde devam ediyoruz.

Bizim verdiğimiz çeşitli vergiler ve sair milli gelirlerle teşekkül etmiş olan devlet hazinemizi acaba kimlere emanet etmişiz? Bu trilyonları kimler, nasıl kullanıyor, nerelere harcıyorlar? Kıymetli madenlerimizi kimler, nasıl işletiyor, nereye, nasıl satıyorlar? Arkeolojik kalıntılarımız ve eski antika eserlerimiz, müzelerimiz iyi korunuyor mu? Gümrüklerimiz sağlıklı çalışıyor, ilgililer kaçakcıları yakalıyabilliyor mu? Orman zenginliklerimiz ve ürünlerimiz, güzel yöre ve bölgelerimiz, eşsiz sahillerimiz, sualtı hazinelerimiz iyi korunabiliyor mu? Çeşitli daire ve müesseselerdeki görevli ve elemanlar iyi çalışıyor, dürüst davranıyor, hizmetleri güzel götürüyorlar mı? İçte ve dışta tüm halkımızın hakları ve milli menfaatler iyi takip edilebiliyor mu?.. İşte bunlar gibi binlerce soru ve dikkatle takip edilmesi mutlaka gerekli olan binlerce önemli iş.. Bunları, milli menfaatlere ve aziz halkımızın yararına takip, kontrol, teftiş, tashih, ta'dil ve tamir lazım; Varsa, kaçakları, ihmalleri, suistimalleri, suikast ve sabotajları tespit, suçluları yakalama, sorgulama ve gerekirse cezalandırma, ibret-i alem eyleme şart!

Evet bunları yapmak için devlet kurmuş, müesseseler açmış, görevliler tayin etmişiz; sayısız memurlar, geniş kadrolar beslemekteyiz. Devlet ricali tepeden tırnağa hep bizim hizmetlilerimiz; ama müesseseler laçka olmuş, görevliler görev yapmıyor. Bunun çaresi yine bizim elimizde, çünkü ülkenin sahibi, işin patronu biziz, söz ve hüküm, emir ve komuta bizim elimizde.. Beceriksizi alır, yerine işin ehlini tayin ederiz; suçluyu bulur, cezasını veririz. Ama hak ve salahiyetlerimizi iyi bilmeli, sorumluluk duygu ve şuuruna tam sahip olmalıyız.

Şunu çok iyi bilelim ki:

Ülkemizi ve milli menfaatlerimizi ancak, imanlı, Allah'tan korkan, dürüst, adaletli, insaflı, güzel ahlaklı, idealist, fedakar, vefakar, görgülü, bilgili, tecrübeli, modern, çağdaş insanlar koruyabilir; görüyorsunuz lafla, palavrayla, devrimbazlıkla, ilericilik yalanlarıyla iş yürümüyor; imansız, takvasız, vicdansız, ahlaksız insanlardan hiçbir hayır gelmiyor; bunlar maneviyatsızlıkları sebebiyle, sorumsuz, gaddar, hain, kalleş, hırsız, rüşvetçi, menfaatperest ve yağmacı oluyorlar; karanlık işlere giriyor; gizli, pis teşkilatlar, mafialar kuruyor, güçlenince daha da pervasız, şirret ve küstah hareket ediyorlar.

Bunlara devlet emanet edilmemeli, kurda kuzu teslim olunmamalı! Ülkeyi, bu hain ve zalimlerin, istediği gibi hareket ettiği, meydanda keyfince at oynattığı, ettiğinin yanında kar olacağını sandığı şekilde yönetmesine bırakmak çok büyük manevi vebal ve çok korkunç bir tehlikedir. Sonra devlet gemisi çok büyük yaralar alır, hep birlikte batarız.

Onun için, ey alim ve fazıl, mahir ve kamil, temiz ve dürüst, akıllı ve kültürlü, hayırlı ve samimi vatanseverler!

İş işten geçmeden, iş ve güç birliği yapın, her yerde görev başına koşun; çünkü şimdi tam zamanıdır.

Her yerde "Meşveret meclisleri" kurun, neyi, nasıl yapacağınızı "şura" ile tespit edin ki, en salim, en güzel yol budur.