MÜSLÜMANLARIN BİRLİK VE BERABERLİĞİ
İSLAM NİSAN 93
Müslümanları, kardeş olduklarını hatırlamaya davet ediyorum!.. Müslümanlar birbirlerinin kardeşleridir. Birbirleriyle yardımlaşmadan başarı sağlanamaz, sağlanamıyor. Yüzde nisbeti küçük oluyor; %3'te, %5'te kalıyor. İleri gitmiyor, ekseriyet kazanılamıyor. Ekseriyetin kazanılması için, insanın derya gibi olması lazım, engin gönüllü olması lazım, sabredici olması lazım, halim selim olması lazım. Derya gibi sabırlı olacaksın..
Bizim hocamız Abdülaziz Bekkine Hazretleri (rh.a.) buyurmuş ki: "Siz zannediyor musunuz ki, mürşidler bir kusuru hemen size söyler?.. Bazan o kusurun düzeltilmesi için, tam tavına gelmesi için, nasihatın kabul edilebilir bir hale gelmesi için, on yıl beklediğimiz olur!.." On yıl!.. "Şimdi söylesem anlamaz bunu, hele biraz daha sabredeyim. Kusuru var ama, durayım" filan diyerek, on yıl beklediği olur. Onun için, Mehmed Zahid Hoca Efendimizin (rh.a.) ber direkt olarak, "Şöyle yap, böyle yap!" diye emir sırasıyla emir verdiğini hatırlamıyorum. "Acaba, şöyle yapsanız nasıl olur?.. Şöyle yapmak uygun olur mu dersiniz?.." Yani, istişare ediyormuş gibi soruyor; halbuki emir!.. Neden?.. Bir veliyyullahın sözü dinlenmediği zaman felaket olur da onun için... Muhatabını o duruma düşürmüyor.
Onun için, bir insanın şimdiki haline bakmayacaksınız; onun içindeki iman potansiyeline bakacaksınız. Bir kafirin şu andaki haline bakmayacaksınız; onun potansiyel olarak müslüman olma ihtimali olduğuna bakacaksınız, ona da güzel ahlakla davranacaksınız. Ona da İslam'ın güzelliğini göstereceksiniz.. Ona da, ahlakı İslamiye'nin ne kadar derin olduğunu anlatacak muamelede bulunacaksınız.
Birleştirici olmak zorundayız, küçük dostlukları geliştirmek zorundayız ve Allah'ın bize verdiği tüm imkan ve güçleri kullanmak zorundayız. Memleketimiz içindeki tüm grupların, İslam'ın hizmetine iştirakini sağlamak zorundayız. Küstürmek, karalamak, itham etmek, kızdırmak, zorla günaha sokmak, pasif hale getirmek; bu doğru değil.
O bakımdan mutlaka, sizin dışınızdaki insanların güzel taraflarını görmeyi öğreneceksiniz!.. Kusurlarına rağmen insanları sevmeyi öğreneceksiniz!.. Gülün dikenine değil, rengine ve kokusuna bakacaksınız ve kusurlu olarak kendinizi göreceksiniz.
Birlik ve beraberliği, İslam bu kadar güzel, bu kadar gönül yapıcı ve birleştirici olduğu halde başaramamışsak, kusur biz müslümanlardadır!.. Çünkü Allah, çalıştığı zaman düşmanlarına bile veriyor. "D(sttanra kuc( kuni mahrum/ T( ki ba düşmenen mazardari" diyor Şeyh Sadi. "Ey Rabbim, sen gayb hazinelerinden hristiyanlara, ateşperestlere, şunlara bunlara rızıklar veriyorsun.. Gayret gösterdikleri zaman, onların gayretlerini karşılıksız bırakmıyorsun; istedikleri zaman veriyorsun. Düşmanlarına bile bu kadar lütufta bulunduğuna göre, dostlarını nasıl mahrum edersin ya Rabbi!.." diyor. Elbet etmez!.. Dostlarını mahrum etmez; ama dostlarında iş yok da ondan yardım gelmiyor.. Dostları dost değil, dostları çürük de onun için yardım gelmiyor.. Dostları dostluk vasfında gevşemişler; imtihan ve uyanma olsun diye yardım gelmiyor.
Onun için müslüman gruplar arası koordinasyonu mutlaka sağlayacağız, planlı programlı olacağız. Bizim yapmak istediğimiz bir hayrı, bir başkası yapıyorsa; onun yapmasına öncelik tanıyacağız ki, biz başka işle meşgul olalım. Baktık ki, şu işi bir başka kardeşimiz yapabiliyor; "Allah senden razı olsun, buyur sen bu işi yap! Sen o işte çalışırken, ben de şu işi yapayım" diyeceğiz. Rekabete lüzum yok!.. birimiz bir işi yapıyorsak, öteki başka işi yapsın; daha ötekisi başka bir işi yapsın...
Koordinasyonu, işbirliğini, müşterek çalışmayı anlayamamış, öğrenememiş, birbiriyle rekabete, çatışmaya girmiş gruplar başarı sağlayamazlar; başarı şansları yoktur!.. Bu koordinasyonu, işbirliğini, müşterek çalışmayı başaranlar sonucu alıyorlar; velev Allah'ın düşmanlarından bile olsalar!.. Amerika'da 49 tane eyaleti birleştirmişler, koca bir Amerika (ABD) yapmışlar.. Federal Almanya'da 9 tane küçük beyliği birleştirmişler; Federal Almanya'yı meydana getirmişler.. Avustralya'da şu kadar devleti birleştirmişler, Avustralya'yı meydana getirmişler.. Avrupa'da şu kadar ayrı devleti bir araya getirip AT'yi meydana getirmişler.. Başkaları hep birleşme halinde.. Oturuyorlar, pazarlık ediyorlar.
Fransa Almanya'ya hücum etmiş, Almanya Fransa'ya hücum etmiş; birbirleriyle hınçları var.. 100 sene harpleri var, 30 sene harpleri var.. Napolyon Rusya'ya kadar yürümüş.. Almanlar Majino Hattı'nı yararak, Normandiya sahillerine kadar dayanmışlar.. bunları unutuyorlar, işbirliği yapıyorlar. Müslümanlar birbiriyle işbirliği yapıyorlar veya onlara düşmanları tarafından yaptırılmıyor!.. Ayrılıklar körükleniyor ve müslümanlar tefrikaya düşürülüyor; "Harçala ve hükmet!" metodu uygulanıyor. Onun için, biz de birleştirme metodunu kullanacağız; birleştirmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız!...
İnsan kazanmaya, gönül almaya çok dikkat edilmeli. Dostluklar, dostluklar, dostluklar.. Kalb kazanmak, arkadaş edinmek, her gün arkadaşlarını biraz daha artırmak.. Adres defterine yeni isimler eklemek.. Yeni ziyaretler -ziyaretler de Allah rızası için olmak şartıyla- yapmak... Birbirlerini Allah için sevenlerin mükafatı çok fazladır. Onun için, sevgi bizim sermayemiz, sevgi bizim kazanç kapımız!.. Birbirimizi seveceğiz ve kardeşliği geliştirmeye çalışacağız, yaygınlaştırmağa çalışacağız. Eninde sonunda inananların birlik ve beraberliğini mutlaka sağlayacağız.