ŞERİATE ÖVGÜ VE SAYGI; ÇÜNKÜ ŞERİAT İSLAM DİNİ DEMEKTİR
İSLAM ŞUBAT 93
"Şeriat" kelimesi Kur'an-ı Kerim'den gelir, resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz hazretlerinin, üzerinde bulunduğu yol, hal ve gidiş, demektir ("sümme cealnake ala şeriatin minel-emr" buyurulmuştur). Aynı kökten gelme "meşru" (şeriate, kanuni yola uygun, haklı ve doğru manasına) kelimesini de cümle alem bilir ve seve seve kullanır; "meşru"yu severiz, gayr-i meşrudan nefret ederiz.
Şeriat'in ahkamı, Kur'an-ı Kerim'den, Peygamberimizin sünnet-i seniyyesinden; kıyas, icma, masalih-i mürsele.. gibi diğer kaynak ve delillerden çıkarılmış İslami, imani, ilahi hükümler demektir ki hepsi gözümüzün nuru, gönlümüzün süruru, iki cihan saadetine ermemizin sebebi başımızın tacı, kurtuluşumuzun ilacıdır; cümle cihan, hatti ins ü cinn, yerler ve gökler şahid olsun ki biz Şeriat'i çok, pek çok seviyoruz; Allah celle celalüh bizi Şeriat'ten ayırmasın, Şeriat üzre yaşatsın, Şeriat üzere, iman-ı kamil ile göçmeyi nasib eylesin; huzuruna sevgili, razı olduğu kul olarak varalım; lutfuna, rahmetine erelim, cennetine girelim, cemalini görelim; Habib-i edibine Firdevs-i A'la'da komşu olalım!
Peki, Şeriat bu kadar nurlu, bu kadar yüce.. iken, nedir o şaşkın ve çılgın kalabalıkların, o zavallı varakpare gazetelerin, o bedbaht ve bedbah kelamşör ve kalemşörlerin zırvaları, yaveleri, yaygaraları, hezeyanları, saçmaları, iftiraları, küstahlıkları, divanelikleri, densizlikleri, dinsizlikleri, saygısızlıkları!!??
"Kahrolsun Şeriat" demekle Şeriat kahrolmaz. Çünkü Allah kıyamete kadar onu koruyacak, dinin nurunu söndürmeyecek; ama bu feci ve şeni sözü söyleyenler, dünyada da, ahirette de elbette kahr olacak!
Bu korkunç sözü söyleyenlerin içinde Şeriat'in ne demek olduğunu hiç mi bilen yok!? Bunlar Allah'ın kahrından, gazabından, azabından, hiç mi korkmazlar?!
Bunlar Allah'a, Peygamber'e, Kur'an-ı Kerim'e, ahiret gününe, hesaba, müdhiş ve elim azaba, korkunç cehenneme hiç mi inanmıyorlar?!
Bunlar, meşbuhane bir budalalıkla Allah'la harp etmeye mi kalkışıyor, dinle mücadeleye mi cür'et ediyorlar!?
Bunlar, Balkanlar'dan, Anadolu'dan İslam ve müslümanları sürüp çıkarmak, ezip yok etmek isteyen kanlı, hunhar, gaddar, cani, edepsiz, ahlaksız, haysiyetsiz, medeniyetsiz, kalleş, sarhoş Sırplar'ın dölü mü, müttefiki mi, casusu mu, beşinci kolu mu?!
Bunlar, insan haklarından, din ve vicdan hürriyetinden, hiç kimsenin inancından dolayı kınanamıyacağından, hoşgörüden, insaftan, adaletten, akl-ı selimden, "suçların şahsiliği" prensibinden hiç haberdar olmamışlar mı?! Hiç medeniyet görmemişler mi?!
Adalette, muhakeme edilmeden önce suçlama olur mu? Ortada suçlu yokken, yakalanmamışken; bangır bangır bağırıp, yırtınıp Şeriat aleyhine slogan atıyorlar. Diyelim ki, farz edelim ki, bu işi bir Şeriatçi kişi, bir dindar kişi, hatta bir din adamı, mesela vaiz, hoca, müftü filan yapmış olsun; suçlu o olur; öbür meslektaşların, dindarların, dinin, inancın Şeriat'in neden ve niçin aleyhinde bulunuluyor ki?!
Tabii bu sapıkların bir kısmı, belki de büyük çoğunluğu: "Aaa! Biz de dindarız, elhamdu lillah müslümanız, Allah'a inanıyoruz, Hz. Muhammed'i seviyoruz, Kur'an-ı Kerim'i okuyoruz, ahirete itikadımız var, cehennemden Allah'a sığınırız, cenneti dileriz... zaten benim dedem de çok dindardı, filanca oğlu falanca idi..." diyecek kimselerdir.
Belki de şu satırlarımı okuyunca bocalayacak, korkudan ürperecekler; mezarda ecdadının bile kemiklerini sızlatacak; melekleri, semavatı ve Arş-ı A'la'yı bile titretecek müdhiş bir edepsizlik yaptıklarını anlayıp, "Yok, biz o niyetle bağırmamıştık; işin içyüzünün böyle olduğunu bilmiyorduk.." filan diyecekler.
Ama içlerinde bir sinsi küçük azınlık da var ki muhakkak herşeyi tilki gibi, domuz gibi biliyor. Fitneyi kasden körüklüyor, olayı saptırıyor, bulanık suda balık avlamaya çalışıyor.
Her zamandan daha daha çok sevgiye, saygıya, dine, imana, birliğe, beraberliğe muhtaç olduğumuz şu günlerde; etrafın kan gölüne döndüğü, savaş çığlıklarının atıldığı, barut kokularının burunlara, top seslerinin kulaklara geldiği, yedi düvelin aleyhimize komplolar düzenlediği şu çok kritik zamanda, milleti en hassas noktalarından kışkırtıp, birbirlerine düşürmek hangi mümin, medeni, milliyetperver, vatansever, insancıl, insaflı hatta laik vicdana sığar?!
Ey zavallılar! Siz günlerce "kahrolsun Şeriat" diye bağırarak, aslında mevcut ve vaki cinayetten, çok daha büyük ve elim bir cinayet ve fecaat irtikap ettiniz, tüm dindarları, tüm müslüman ümmeti, yeryüzüne yayılmış bir milyardan fazla insanı hançerlediniz, medeniyeti, laikliği katl ettiniz; melekleri üzdünüz. Allah'ın azabına uğrayacak, gazabını celb edecek küstahlık ettiniz.
Siz dindar sırp, bulgar, rum, ermeni, yahudi v.s. hristiyan bir kimse bile olsaydınız bu sözü söyleyemezdiniz. Çünkü onların dini ahkamı da bir nevi eski şeriat (Nitekim Kur'an-ı Kerim; "Li küllin ceaelna mınküm şir'aten ve minhaca: Ey eski ilahi dinlerin mensupları! Biz her biriniz için ayrı bir, şeriat ve yol göndermiş bulunuyoruz" buyuruyor.) O halde siz hristiyanlara ve yahudilere de ters düşmüş, esfel-i safiline inmiş bulunuyorsunuz.
Bakalım işiniz nereye varacak, haliniz ve akibetiniz ne olacak?!