KERAMET GÖSTERME VE RÜYALARA TASARRUF MESELESİ

İSLAM, EYLÜL 92

İlim güzeldir, faydalıdır, maddeten ve ma'nen kârlıdır, eğer hayra kullanılırsa; vebaldir, zarardır,muzırdır, eğer şerre alet edilirse! Sevgili Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve âlihî vesellem kesîrâ "faydasız ilim" den Allah-celle celâluhû ve azze şe'huhû hazretlerine sığınmıştır. O halde müslümanlar ilmi, hakyolda ve hayra ve Allah için öğrenmeli, kullanmalı, ilmi ile âmil olmalı, takvâyı şiâr edinmeli. Böyle yaparsa Allahu teâlâ ona bilmediği manevî ilimlerin kapısını da açar, "İlm-i ledün" öğretir, iki cihanda aziz eder, nusretiyle takviye eyler, kerametiyle ikram buyurur.

Alimin âferi, ilmine mağrur olmak, kibre ve ucb'e düşmek; ilmi mücadelede başkalarına galip gelsin, tefevvuk eylesin, üstün olsun, alkış toplasın, şöhrete ersin, dünyalık dersin, mal-mülk-mevki-makam devşirsin... diye kullanmaktır. Bir insan her şeyi tam bilemez, bilmediği konularda haddini bilmeli, "burası benim saham dışındadır" diyebilmeli, hadden tecavüz etmeli, ukalalık eylememeli, konuşmak kadar edebi, susmayı, sukût etmeyi de öğrenmelidir.

Bir de gelmiş geçmiş ve yaşayan ulemaya, sülehâya, evliyâya, küberâya hürmet etmek lâzımdır. Onlar izzet ve ikramı, kabül ve itibarı Allahu azimmüşşandan bekledikleri, riya ve süm'adan kaçındıkları, halkın teveccühüne, iltifatına aldırmadıkları için saklı ve sessiz durabilirler, kendilerini bir "hiç" gibi görür ve gösterebilirler, gafil olmamalı ve zâhire aldanmamalı, hürmette kusur eylememeli!

Şeriat ve zâhir ulemasına takva ve tasavvuf çok lüzumludur ve pek yakışır; takva ve tasavvuftan, edep ve irfandan mahrum kalırlarsa onlara çok yazık olur. Her ikisini cem ederlerse, "zül-cenahayn" iki kanatlı kuş misali a'la-yı illiyyîne çıkarlar, makbul-ı insü cünnü melek ve iki cihanda bahtiyar olurlar. O halde aziz okuyucum sen, ilm ile beraber edep ve takvayı, zâhirle birlikte bâtını da öğren!

Celaleddin Öktem (meşhur Celal Hoca) büyük bir âlim idi, rahime-hullah rahmeten vâsiaten-ilm-i kelâm ve akaidde üstad idi, derse gider, ve meşhur zâtlara ilm-ü irfan öğretir, neşr-i feyz eylerdi. Hocamız Mehmed Zahid Koktu hazretlerinden yaşca daha yaşlı olduğu halde, kerametlerini görmüş istifade ve ıstafâza etmiş, ona intisap eylemişti. Bizim ihvana:

"Hoca'nızın kadr-ü kıymetini iyi bilin, onunla tanışmamış, ondan manevi birçok şeyler öğrenmemiş olsaydım, bunca şer'î ilmime ve ilm-i kelâm üstadlığına rağmen ahirete hüsn-i hal ve iman-ı tam ve yakiyn-i sadık ile göçemememden endişe ederdim, çok müşkilim onun sayesinde ve onun sohbetinde halloldu; mübareğin manevi değeri çok yüksek, RÜYALARLA BİLE TASARRUFU VAR... gibi nasihatler buyurmuş.

* * *

Halen olayın canlı şahitleri yaşıyor. Uzun yıllar önce bir gün hocamıza ziyarete gelmiş, resmî muamelelerin uzunluğundan, ihmal ve kasıtlardan... şikayet etmiş:

"hacc için pasaport almağa müracaat etmiştim, aylar geçti hâlâ bir cevap ve netice yok, demiş. Hocamız mütebessim:

"Yakın zamanda hallolur, sonuç alınır, inşallah!.. buyurmuş.

Celal Hoca sedirde dizçökmüş otururken o anda kendinden geçmiş, dalmış. Kendisini Ankara'da pasaport dairesinde görmüş. Pasaportu hemen hazırlamışlar, kendisine vermişler, çok sevinmiş ve o sevincin heycanında uyanmış, bakmış ki Mehmet Zahid hocamızın huzurunda uyuklamış, utanmış; fakat hocamız yine mütebessim, gözlerinin içine bakarak buyurmuş ki: "Nasıl, pasaportunuzu aldınız mı?!"

(Hakikaten de bir-iki gün sonra, pasaportu Ankara'dan İstanbul'a Celal Hoca'nın eline ulaşmış.)

* * *

Bir başka rüya tasarrufu misalini merhum öğretmen Saime Hanım anlatmıştı: Hocamıza bir sabah gitmiş, dert yanmış:

Efendim, demiş, "dul olduğum ve beni götürecek mahremim bulunmadığı için hacc'a gidemiyorum , ama çok istiyor ve çok üzülüyorum."

Hocamıza mütebessim:

Ben seni hacc'a götüreyim! buyurmuş.

Saime hoca hanım diyor ki:

Ben de sandım ki önümüzdeki hacc mevsimi geldiğinde gideceğiz; o sabah hocamızın evinden kendi evime döndüm, "kaylûle" uykusuna yattım. Rüyamda hocam geldi, beni hacc'a götürdü, bütün menasik-i hacc'ı, tavafı, sa'yı, Arafat'ta vakfeyi, şeytan taşlama v.s yi bereberce yaptık.

* * *

İleride şahitlik, ispatlı daha başka olayları da inşallah nakl edeceğim, taa ki keramet konusunda gerçekler ayan beyan ortaya çıksın, haksız ve yersiz ithamlar ortodan kalksın, haddini aşanlar da insafa gelip, nefsini yenip, hizaya gelsin!