İHTİLAF DEĞİL, İ'TİLAF...

LAF DEĞİL, İŞ VE HİZMET...

Halil Necatioğlu

İSLAM, OCAK 92

Ocağın ilk haftasında mübarek ve nurlu ÜÇ AYLAR MEVSİMİ: RECEB, SABAN, RAMAZAN başlıyor; 9 Ocak perşembe akşamı da, Receb-i şerîfin ilk cum'a gecesi REGAİB KANDİLİ... Okuyucularımızın ve cümle âlem-i İslâmı, şimdiden tebrik eder; bu mübarek mevsimin cümle müslümanlar için mutlu, hayırlı, uğurlu, feyizli, sevaplı, hem maddî hem manevî yönden kazançlı ve olumlu geçmesini dileriz.

Dinimizin emirlerine, birlik ve bereberliğe, yardımlaşma ve dayanışmaya, sevgi ve kardeşliğe... gereğince riayet etmediğimiz, ilme ve takvâya sımsıkı sarılmadığımız için bilhassa son iki asırda çok acı günler geçirdik, maddî-manevî çok kayıplar verdik. Hilâfeti elinde tutan Osmanlı Devlet-i Aliyyesi parçalandı, birçok İslâm ülkesi istilâya uğradı, müslümanlar topluca katledildi; çoğu esir düştü. Çoğunluğu müslüman olan ülkelerde bile yönetim hain ve zâlimlerin eline geçti. Onlar İslâm'a gayrimüslimler ve din düşmanları kadar, hatta bazı ülkelerde onlardan daha fazla zarar verdiler. İslâm'ın eğitim ve öğretimi, uygulaması ve yaşanması kısıtlandı veya tamamen yasaklandı; nesillir şiddet ve dikkatle dinsiz yetiştirilmeğe çalışıldı; camiler, medreseler, vakıflar, müesseseler yıkıldı, satıldı, tahrip edildi; dindarlar, âlimler, münevverler asıldı veya hapsedildi...

Ama çok şükür ki Allah'ın nurunu kimse söndüremedi, İslâm en azılı komünist ve gaddar ülkelerde bile için için yaşadı. O karanlık günler geride kaldı ve şimdilerde müslümanlar olarak karşımıza yepyeni, ümit dolu imkânlar çıkmağa başladı: Artık dünya üzerinde -eksikli, kusurlu da olsa- zengin ve kalabalık, hür ve kuvvetli müslüman devletleri var; bunların içinde veya dünyanın diğer ülkelerinde, dine hizmet aşkılyle yanan; malı ve canıyla gayret gösteren bilgili, görgülü, hatırlı, şuurlu, münevver, mücahid, müttaki kadrolar oluştu.

Kafkasya ve Orta Asya uyanıyor, Türk ve müslüman devletler ve istiklâllerini ilan ediyorlar. İslâm, Doğu Türkistan'dan ayrı, Çin'in diğer eyaletlerinde de yayılıyor; oralarda yeni camiler, medreseler açılıyor. Güneydoğu Asya'da ki kalabalık devletlerin hemen hepsinde çoğunluk veye azınlık, büyük müslüman gruplar, şuurlu çalışan ciddî kuruluşlar var.

Hristiyan Batı ülkelerinde İslâm'a karşı katı taasup büyük ölçüde kırıldı. Almanya, Fransa, İsviçre, İsveç, Norveç, Danimarka, Finlandiya'da milyonlarca müslüman yaşıyor, yerli halklardan müslüman olanlar da organize oluyor, dernekler kuruyor, aktif İslâmî hizmetler yürütüyor; birçok şehirlerde müteaddit camiler var, cumalar kılınmakta İslâmî neşriyat yapılmakta.

Amerika'da, Kanada'da milyonlorca müslüman var; ciddî İslâmî faliyetler, televizyon programları, kitap ve mecmua yayanları hatırı sayılır sayıda ihtidâlar meydana getiriyor. Amerikalı zenciler Amerika'da olduğu kadar, eski yurtları olan Afrika'da da İslâmî tebliğ ve irşad çalışmaları yapıyorlar, yüzlerce, binlerce insan her yıl başka dinleri bırakıp İslâm'a geliyor. Tasavvufî çalışma ve tarikatlere dünyanın her yerihde büyük sevgi ve ilgi gösteriliyor, bu yolla nice gönüller fetholunuyor; pekçok araştırıcı ve ilim adamı, ilmî tekkiklerinin sonunda müslüman oluyor, kitaplar yazıyorlar.

O halde görevimiz, önümüzdeki nurlu günlerde, bu yepyeni oluşum, gelişim, fırsat ve imkanları var gücümüzle desteklemek düzenlemek ve organize etmektir.

Artık aradaki anlamsız tefrika ve kısır çekişmeleri, yersiz ihtilâf ve mantıksız muhalafetleri izale etmeli; ilmin, aklıselimin, basîretin, irfan ve imanın ışığında dinimizin özüne dönmeli; İslâm kardeşliği ve ümmet şuuruna olanca gücümüzle sarılmalı; irşad ve tebliğe, Allah'ın dinine hizmete koşmalıyız.

Hüsn-i akibet müttekilerin, nihaî zafer İslâm'ındır; yakın istikbalin İslâm'a izzet, müslümanlara saadet ve galibiyet getirmesini ve cümlemizin o güzel günleri görmesini Cenab-ı Hak'tan bütün kalbimle temennî ve niyaz ederim.