ÖNSÖZ
Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra getirilen yeni dünya düzeni, müslümanların başına yeni sorunlar açtı. Tacikistan'da, Azerbaycan'da, Bosna-Hersek'te ve dünyanın pek çok yerinde müslüman kanı akıtıldı. Müslüman ülkeler ve halklar hakkında türlü türlü senaryolar hazırlanıyor. Bu arada ülkemiz de, bir taraftan Güneydoğu'da bitmek bilmeyen bir terör, bir taraftan da ekonomik sıkıntılar içinde kıvranıyor. İçte ve dışta uygulanan yanlış ve beceriksiz politikalar, problemleri daha da artırıyor.
İslâm düşmanları güçlü ve iyi organize olmuş durumdalar. Sosyal yapıları sağlam, teknolojileri ileri, eğitim seviyeleri yüksek... Çok çalışıyorlar ve çok bilinçli hareket ediyorlar. Stratejik araştırmalara ve haber alma faaliyetlerine çok önem veriyorlar. Kuraldışı davranan ülkeleri ve liderleri, direkt ve endirekt yollarla cezalandırıyorlar.
Stratejik öneme sahib ve bütün müslümanların ümidi konumundaki bir ülkenin insanları olarak, üzerimizde oynanan oyunlardan ve aleyhimizde hazırlanan senaryolardan haberdar mıyız? Bunlardan nasıl kurtulabiliriz?.. Eğitim ve bilgi bakımından kendimizi yeterli görüyormuyuz?.. İlmî seviyemizi yükseltmek için neler yapabiliriz?.. Sosyal ve kültürel çalışmalara, İslâmî hizmetlere yeteri kadar zaman ve imkân ayırıyor muyuz?..
Halkımız yeteri kadar bilinçli mi, olan biten olayların farkında mı?.. Halkı aydınlatmak ve eğitmek için neler yapabiliriz?.. Hanımları, çocukları eğitmek ve iyi yetiştirmek için hangi müesseseleri kurabiliriz?..
Hayatın her sahasında; sosyal, kültürel, politik, teknik ve sportif çalışmalarda güzel ve başarılı sonuçlar almak için neler yapılabilir?..
Bütün bu konularla ilgili olarak Prof. Dr. Mahmud Es'ad Coşan Hocaefendimizin muhtelif toplantılarda yapmış olduğu konuşmalardan bir kısmını ilginize sunuyoruz.
Hocaefendimizin meselelere yaklaşımını, değerlendirmelerini, eleştirilerini, teklif ve tavsiyelerini vermeğe çalıştığımız bu çalışmanın, okuyucuya pek çok şeyler kazandıracağını, sosyal çalışmalarda gayretini ve başarısını arttıracağını ümid ediyoruz.
Dr. Metin ERKAYA
Sincan, Kasım 1994