NA'T-I ŞERİF

Bismillâhirrahmânirrâhîm

Ey risâlet tahtının şâhı habîb-i bâsafâ
Ey saadet burcunun mâhi Muhammed Mustafâ

Tal'ât-i zâtındürür cümle cihan da payidar.
Ey emânet taht-i dergâhı Muhammed Mustafâ

Çünkü ayağın tozundan hâsıl oldu kevn-ii kân
Yüzün nuru pertev-i âlem Muhammed Mustafâ

Sâilim geldim kapuna mücrimim yüzüm kara
Kimsesiz bir biçâre zârım yâ Muhammed Mustafâ

Canıma tak etti artık belâsı hasretin
Gece gündüz dileğim şefaat yâ Muhammed Mustafâ

Eyle vaslınla müzeyyen bu virane gönlümü.
Kalmadı hiç sabra tahammül yâ Muhammed Mustafa

Yüzümü sürem dergâhın tozuna kılam nida.
Ümmetindendir bu Nuri yâ Muhammed Mustafâ.


  Halîfe-i zîşan Hazreti Alî kerremallahu veche'nin Mısıra vali tâyin ettiği Mâlik bin Hârîs (R.A.) e
  hikmeti hükümeti havi verdikleri emirnamenin meâlen manzum tercümesi.
  Arapçadan tercüme eden: Kosva merkez nâibi yeni şehirli merhum Hüseyin Şevket Beydir.


Hevâ-ı nefsi tezlîle hemîşe sa'yü ğayret et.
Kemâl-i sıdk ile icrayı ahkâm-ı Şerîat et.

Nasıl eslafının efâline vârid ise şimdi.
Sana da medhü zem vâki' olur bil hüsn-i niyyet et.

Umûr-u âlem-i adl-ü müsâvate riayetle.
Görüp halka adâlet üzre icrây-i hukümet et.

Gerek dindaşının olsun gerekse bir vatandaşın.
Müsâvidir hukuku, dîn-i islamda sıyanet et.

Vuku' bulsa ehâlinin kazâen ba'zı bir cürmü
O halde afvına mazhar edib bahş-ı inâyet et.

Seni vâlî eden Âlî olan tanrı teâlânın.
Sakın kahrı ile hışmından, adâlet üzre hizmet et.

Azâb ve rahmeti haktan değildir kimse müstağni.
Mükâfat ve mücâzâtında âcil olma dikkat et.

Nedâmet gelmeye melhuz olan ba'zı umûrunda.
Kıyam etme hemen icrâsına, sabr-u sükûnet et.

Karîn-i adi olan işde, ziyâde menfaat göster.
Bu suretle bütün hakk-ı reâyâyı sıyânet et.

Havass-ı âlemi sâde, çalışma etmeye mesrur.
Avamm-ı nâsi de dilşâd edib hakka riayet et.

Vesîyle ittihazıyla, kusur-u aybını nâsın.
Taharri eyleyen pes mâyelerden, terk-i ülfet et.

Olur za'fiyyet-i kalbe sebeb, korkak ile şûra.
Berây-ı meşveret, âkıl ve müdebbir zâtı da'vet et.

Tama'kârân ile bir iş, tezekkür eyleme zinhar.
Umûr-u âlemi zulm-ü teassüf den(1) sıyânet et.

Hayırhahı sakın bedhah ile bir tutma âlemde.

Cihanı herc'ü merc etmek, hevâsından ferâgat et.
Teveccüh beklemek vâbestedir ihsân ile halkdan.

Meşakkat bârını tahfif edib, taltîfe gayret et.
Düşün bir ehline tevdî edib ıslâhını mülkün.

Neye mevkuf ise ba'det-teemmül bezl-i Mülkün.
Atâlettir yegâne mahvına bâ'is olan mülkün,

Uyandır fikrini mülkün de tevsî'i ticâret et.
Helal rızka teşebbüs eylemek vabestedir sa'ye

Hemîşe kâr-ü kisb etmek için halka nasıyhat et.
Harâset(2) bâdi-i ihyâsıdır Mülkün heveslendir.

Reayâya(3) verib sermaye, teşvik-i zirâat et.
Nifakı ortadan kaldırıb, ma'mur-ü mülk eyle

Ehâli müsterih olsun ki sen de rahat et.
Tevazu gösterib, emsâlini tergîb için mahzâ.

Bütün memdûh olan me'murlara, lutf-ü nezâket et.
Umûrunda tesâdüf eylese müşkülpesend bir iş.
Cenâb-ı hak ile Peygamberden istiânet et.

Sana her maddenin künhü, ayân olmak için dâim.
Acûl olma teenniyle tefekkürde metânet et.

Halâs etmek için me'murları rüşvet belâsından.
Gınâ hâsıl olur bir râddede tezyîd-i ücret et.

Umûr-ü devletin ahvâlini tahkik için her dem.
Mücerreb bir müfettiş nasb eyle tetkîka himmet et.

İhanet eyleyen hâinleri terk ile zillete.
Sadâkat gösteren âdemlere ciddî sahâbet et.

Zuhuur eylerse millet içinde fitne ve câsuslar.
Taharri eyleyib tecrîm ile te'dibine sür'ât et.

Eğer hainliği sabit olursa ibreten linnâs.
Zamânın hükmüne tevfîk ile ibrâz-ı şiddet et.

Garaz me'mûl olan ba'zı havadis neşr edenlerle.
Yalan yanlış yazan müfsit garazkârâna nefret et.

Hukûk-u milleti gasba tesaddi eyleyen kimse.
Hemen emsâline ibret için teşhir ve lânet et.

Ehâlidir umur-ü devletin merbût-u aslîsi.
Umûr-ü devleti ehli olan merde emâmet et.

Muhammed ümmeti Şer'i şerife bağlıdır ancak.
Fetâvâyı veren müfti-i enâme arz ve minnet et.

Umûmî meclisi teşkil ile efkârını halkın.
Güzel dinle tefehhüm eyleyib nâsa mürüvvet et.

Usanmamak için vakti ibâdetde Cemâatle.
Uzatma pek namazı kıl adâletle imâmet et.

Deâvînin vukuunda umûr-ü şer'a tevfikan.
Çalış ıhkâk-ı hak etmek için hüsn-ü rü'yet et.

Eğer düşman sana sulh olmağı teklife meyl etse.
Desîse olduğu zahir değilse sulha rağbet et.

Eğer a'dâ ile etmişsen evvelce peymânı.
Sakın nâhak yere kan dökme ahdinde sadâkat et.

1- Doğru yoldan çıkmak
2-Zirâat
3- Halk-tebaa