Mehmed Zahid Kotku (Rh.A)
ALLAH'TAN KORKMAK
Muhterem kardeşler!.. Size bugün yine ana-baba dersimin bir parçasını anlatacağım:
Câbir RA var ya, o naklediyor, diyor ki: "Biz bir topluluk halinde bir evde oturuyorduk." Topluluk, ma'lûm ya aza da derler, çoğa da derler. Ne kadar olduğunu söylemiyor. "Derken, Rasulullah üzerimize çıkageldi." Gelince bunlara demiş ki:
(Yâ ma'şerel-müslimîn!) "Ey müslüman cemaati, (ittekullàh) Allah'tan korkun! (Ve sılû erhàmeküm) Akraba ü taallûkàtınıza sıla yapın!" Akraba ü taallûkat; ana ve babalarının teferruatları, amcalar, dayılar, halalar, teyzeler, ve onların çocukları... Bunlara sıla-i rahim yapmayı, Allah-u Teàlâ emrediyor; Peygamberimiz de bize tavsiye ediyor. Çünkü, sevabın en çok, en fazla insana erişeni sıla-i rahimden olur. Sıla-i rahmin sevabı çok çabuk geliyor. Onun mükâfatı büyük, dünyada da ahirette de...
İkincisinde diyor ki: (Ve iyyâküm vel-bağy) "Zulümden sakının!" Çünkü, sıla-i rahmin sevabı ne kadar çabuksa, zulmün de cezası o kadar çabuktur. Binâen aleyh, anaya babaya da haksızlık yapanların cezası çok çabuk gelir. Bazı cezalar ahirete bırakılır ve geciktirilir. Bazıları da böyle ana babaya zulüm gibi, diğer zulümler de öyle; onların cezası çabuk gelir, çabuk yetişir insana... Onun için, bundan sakının!..
"Cennetin kokusu bin yıllık yoldan duyulur." O kadar güzel bir koku... "Bunu, anaya babaya asi olan duyamaz!" Cennete giremez demek. O kokuyu duymamak, cennete girememesinin alâmeti... Onun için, âsî olan bunu duyamaz. Bunun arkasından daha üç beş tane daha var, sıralanmış ama, şimdi burda yalnız o Allah korkusundan bir iki kelime bahsedeceğim.
Allah'tan kim korkar?.. Hepimiz korkarız. Mü'minler Allah'tan korkarlar. Ama, nisbet dahilinde... Onun için, bir büyük demiş ki, sana sorarlar ki: "Allah'tan korkuyor musun?.." Sus, cevap verme!.. Niçin?.. Korkuyorum desen, korku yok; o yanlış söz. Korkmuyorum desen, küfür olur o da... Binâen aleyh sükût et!..
Bizim Allah'tan korkumuz çok zayıf. Lâ ilâhe illallah diyenlerin hepsi Allah'tan korkar ama, o korku derece derece... Şimdi, Allah-u Teàlâ bize, korkanı anlatıyor:
(İnnemâ yahşallàhu min ibâdihil-ulemâ') "Allah'tan kulları içinde ancak alimler hakkıyla korkarlar."
Allah'ı bilme nisbetinde Allah'tan korkulur. Bunu da en çok ulemâ bilir. Ulemâ Kur'an ilmine vakıf olan kimselerdir. İlm-i Kur'ana vakıf olan insana ulemâ derler. Şimdi, bir çok ulemâlar var ortada; o değil... Kur'an ilmine vakıf olan kimseler, vukufu nisbetinde, bilgisi nisbetinde Allah'ı bilir. Çünkü, Allah-u Teàlâ bize kendisini Kur'an'da bildiriyor. Kur'an'ı bilen Allah'ı bilir. Kur'an'ı bilmeyince, öteki duygularla bilinen bilgi ile, okuyarak bilenin bilgisi elbette bir olmaz. Onun için, Cenâb-ı Hak (İnnemâ yahşallàhu min ibâdihil-ulemâ') demiş. Allah hepimizi o ulema zümresine ilhak buyursun...
Ondan sonra, ne diyor Efendimiz:
(Re'sül-hikmeti mehàfetullàh) "Hikmetin başı Allah korkusudur."
Allah korkusunu elde etmek için; iman ne kadar kuvvetli ise, o kadar Allah'tan korkar insan... Şimdi diyorlar ki: "Cehennem bir ateş, oradan korkumuz var yanmayalım diyerekten..." Fakat, Allah'tan ayrılığın acısının yanında bir katredir cehennemin hepsi birden... Allah'tan ayrı kalmanın korkusu daha büyük!
Meselâ; namaz kılmak, oruç tutmak, Kur'an okumak, zikrullah yapmak; Allah'la beraber olmanın alametleri... O anda Allah ile beraber o adam. Bundan ayrılıp namazsız, zikirsiz, Kur'ansız olan adamın hali... Ateş bir damladır, o Allah'tan ayrılığın acısı yanında, ama farkında değil.
Nasıl ki hastalarımızın bazan keserler elini ayağını, doktorluğun icabı; duymaz adam acıyı hiç... Niçin?.. Bir morfin yapıyorlar oraya, duymuyor. Şimdi biz de morfinlenmişiz, o acıdan haberimiz yok. Allah affetsin...
O günah yerlerinde, günah işlerinde, gaflet en büyük günah!.. Gaflet; Allah'tan ayrı kalmak. Oyunlara, ve sâir günahlara dalaraktan uzak kalmanın acısını hissedemiyoruz; çünkü morfin var üzerimizde.
Allah hepimizi affetsin.. Tevfîkàt-ı Samedaniyyesine mazhar etsin... Cuma günü bu kadar yeter. Efendimiz'in duasını okuyalım:
Lâ ilâhe illallàhül-halîmül-kerîm... Sübhànallàhi rabbil-arşil-azîm... Elhamdü lillâhi rabbil-àlemîn... Nes'elüke mûcibâti rahmetike... Ve azàimi mağfiretike... Vel-ganîmete min külli birrin... Ves-selâmete min külli ismin... Lâ teda'lenâ zenben illâ gafarte... Ve lâ hemmen illâ ferracte... Ve lâ haceten leke fîhâ ridan, illâ kadaytehâ yâ erhamer-râhimîn... Yâ erhamer-râhimîn... Yâ erhamer-râhimîn...
Bu korkuyu öğrenmek isterseniz, Gazâlî'nin kitabında var, o Türkçe'ye tercüme edilmiştir. Ktül-Kulûb var ama, o Arapça'dır. Onları okursanız, daha çok istifade edersiniz.
Allah cumanızı mübarek etsin... Birçok cumalara da sağlık afiyetlerle erişmek nasib ü müyesser eylesin... Emrine itaat eden ve yasaklarından korunan kullarının arasına, ve sevdiği kullarının arasına cümlemizi kabul buyursun...
El-fâtihah!..
...............
Esselâmü aleyküm!..
22 Aralık 1978 Cuma