EN BÜYÜK NİMET
KADIN VE AİLE OCAK 88
1988 yeni yılının ilk günleri olan şu sıralarda İsveç'teyim. Burası güzel bir Kuzey Avrupa Ülkesi; zengin ve düzenli, hayat standardı yüksek; dolayısıyla buradaki işçi kardeşlerimiz de, mesela Almanyadakilerden daha iyi şartlar altında yaşıyorlar; sosyal hakları daha fazla; kültürel ve sosyal çalışmalar yapmak için teşkilatlanabilirlerse, devletten yardım alıyor, çeşitli destekler ve kolaylıklar sağlayabiliyorlar. Dernekleri, camileri, federasyonları var.
Dün çarşıda dolaşırken, Hint dinlerinden birine girmiş bir grup İsveçli gördük. Garip Hint kıyafetleriyle, önde erkekler, arkada kadınlar ve nihayet çocuklar, ritmik hareketlerle salınarak, zil ve tömbelek benzeri oval müsiki aletleriyle, ilahiye benzer sözler söyleyerek gösteri yürüyüşü yapıyorlardı. Erkekler saçlarını tamamen traş etmiş, yalnız arkada bir tutamcık bırakmış, kadınlar ve çocuklar alınlarını çizgiler halinde boyamışlardı, sakin ve mutmain idiler.
Arkadaşlarım İsveç halkının % 70-80 kadarının ateist, inançsız olduğunu; onun için böyle bazı enteresan görünüş ve hareketler içerisinde bulunduklarını söylediler.
Tüm İsveç içinde 50.000 kadar müslüman yaşıyor; bunların 500 kadarı yerli İsveçli, Finlandiya ve İsveçli müslüman hanımlardan iki tanesini, videoya alınmış bir televizyon programında, kalabalık bir meraklı grubuyla mülakat yaparken seyretmiştim; son derece ciddi, asil ve sevimli idiler. Sorulan çeşitli soruları çok başarılı bir şekilde cevaplandırıyor ve İsl(m'ı güzel anlatıp, savunuyorlardı.
İslam dininin, İsveçli kadınlar arasında erkeklerden daha hızlı yayıldığı söyleniyor. Sebebi İsveçli kadının batı kültür düzeni içindeki yeri ve mağduriyeti. Kadın koruma, eşitlik ve feminizm iddiaları içinde batılı erkekler, geçimin yükünü yarı yarıya kadınların üstünde devrediyor; ama ev işleri, çocuk yapmak ve yetiştirmek külfetleri ekstra olarak yine kadınlarda kalıyor; yani "eşitlik, hürriyet..." filan derken aldanan yine kadın kısmı. Üstelik dışa alışık, uçarı yetiştiğinden ve sınırsız cinsel serbestlikten bir yığın problem daha doğuyor.
Bütün bunları işitip, görüp "elhamdü lillahi al( nimetli-İslam: Rabbımızın üzerindeki en büyük nimeti olan İsl(m için Allah'a sonsuz hamd ü senalar olsun" diyorum.
Kadına, hilkatına yaradılışına uygun en asil görevleri veren, her türlü terslik ve tehlikeden en güzel tarzda koruyan; meşakkatli, sert ve ağır işleri, tüm dış hizmetleri erkeklere yükleyip, kadını gerçek huzur ve mutluluğa erdiren, evinin sultanlığı payesine yükselten İslam, ne güzel nizam!
Ne mutlu müslüman olanlara!