BİLİMSEL ARAŞTIRMALARIN HAYATİ ÖNEMİ

İLİM VE SANAT TEMMUZ 88

Ehl-i Kitab ve sair gayr-i müslimler İsl(m'la karşılaşınca ne yaptılar? Bir kısmı Allah'ın gönderdiği bu yeni dini ve O'nu tebliğ eden Hz. Muhammed'i kabul etti, müslüman oldu, ebed( saadete erdi. Bu en makul yol idi; çünkü evvelki din ve peygamberleri de Allah göndermişti; fakat o mesajların tebdil ve tahrife uğraması, zamanın değişmesi ve insan nesilnin tekamülü dolayısıyla, yine bizzat Allah, mesajını yenilemiş ve insanlardan, bu kez de o yeni mesaja uymalarını istemişti.

Diğer bir grup elindeki eski ve yıpranmış inanç sistemine taassupla sarıldı, doğru ve yeninin karşısına katı bir tutumla çıkıt Allah adına Allah'ın emrine (si oldu; işi rekabet adavet ve husumete döktü. Haçlı seferleri, işkenceler, engizisyonlar, gizli misyoner çalışmaları, kültür emperyalizmini, siyah esir ticareti, islam ülkelerinin sömürülmesi, entrikalar, ihtilal ve hükümet darbesi kışkırtmaları devam etti, durdu. Bu konuda mahşer günü herkes elbette yaptığının hesabını verecek.

Bendeniz ömür boyu yaptığım incelemelerde gördüm ki: Bugünkü batılılar da, İslam dini ve müslümanlar konusunda maalesef genellikle, geleneksel ters tutumu hala sürdürüyorlar. Allah'ın rızasına götüren il(hi, dini, ve tarihi gerçekleri kabul etmiyor, hatta gördükleri, bildikleri, sezdikleri ve anladıkları şeyleri bile itirafa yanaşmıyorlar. Kültür ve medeniyet alanında tarihi rekabetin tesiri altında bulunuyorlar sessiz, sinsi ve teknik çalışıyor, zahiren bilimsel görünüm vererek gerçekleri saptırıyor; doğruyu eğri, iyiyi kötü, büyüğü küçük, (limi cahil; haklıyı haksız, fazileti rezalet gibi göstermeyi de çok kez başarıyorlar ve bizim kültür konularında bilgisiz, saf aydınlarımızı kandırıyorlar.

Bugün dünyanın her yerindeki gayri müslimler İsl(m ve müslümanlar hakkında yüzlerce, binlerce eser neşr etmektedirler. Çünkü savaşlarda yenemediklerini yakından tanımanın, onların meziyet ve zaaflarını öğrenmenin kendilerine çok kozlar kazandıracağını, ayrıca ters reklam ve yıkıcı propagandamızı ancak bu yolla devam edeceğini biliyorlar. Emperyalist amaçlarla mütehassıslar yetiştiriyor, ansiklopediler neşr ediyor, müesseseler kuruyor, büyük masraflar yapıyorlar. Bizi, dinimizi, ülke imkan ve zenginliklerimizi, sömürme çaba ve çarelerini bizden iyi biliyorlar. O halde bizler de mukabeleten aynı metodla çalışmalı, onları dikkatle incelemeli, kültür, medeniyet, din, inanç, örf, adet ve zihniyetlerini, püf noktalarını iyi öğrenmeliyiz.

Onlar arasında bize faydalı olabilicek eleman ve malzemeyi tespit etmeliyiz.

Din, tarih ve kültür konularını ve buralarda bizlerle mukayeseyi asla onlara terk etmemeli onların sakladıkları gerçekleri biz ortaya çıkarmalıyız.

Onların İslam ve müslümanlar hakkında yazıp çizdiklerini çok dikkatle gözlemeli, itina ve ihtiyatla süzmeliyiz; ard niyetlerini ve gerçeklere karşı sabotajlarını ortaya koymalıyız.

Tüm dünyayı, Doğusu, Batısı, Kuzeyi, Güneyi uzağı, yakını pür dikkat, bilimsel bir titizlikle tanımağa yönelmeli; her yabancı ülke, millet, dil, din, kültür ve medeniyetle ilgili ciddi ve sağlam karakterli mütehassıs eleman yetiştirmeli, bilimsel araştırmalar yapmalıyız.

İslamın zaferi bize; karşıt kitlelerin iç ve dış yapılarını, araç ve gereçlerini, meziyet ve zaaflarını, fert ve cemiyet, madde ve mana yapılarını çok iyi tanımamıza ve gereken tedbirleri zamanında almamıza büyük ölçüde bağlı görünmektedir.