MEVLİD-İ ŞERİF KANDİLİ
Prof. Dr. M. Es'ad COŞAN
17 Temmuz 1996 Çarşamba günü hicrî 1417 yılının Rebîül'evvel ayının 1'idir. Peygamberimiz --sallallàhu aleyhi ve âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ecmaîn-- Hazretleri bu ayda dünyaya teşrif eylemişlerdir. 27 Temmuz 1996 Cumartesi akşamı mübarek Mevlid Kandili'ni kutlayacağız, inşâallàhu taâlâ!..
Olgun ve arif müslümanlar çok iyi bilirler ki Resûlüllah ve Habîbullah olan Muhammed-i Mustafâ Efendimiz'i derinden ve içten sevmek, İslâm'ın özü, aslı ve temelidir. Bunu kavrayamamış, kalbi aşk-ı Muhammedî ile yanıp tutuşup nurlanmamış bir kişi gerçek mü'min değildir. O peygamberlerin en üstünü ve en güzelidir, insanlığın baş tacıdır, iki cihan serveridir, Allah'ın alemlere rahmetidir. Gönüllerin sultanı ve tabîbi, günahkâr mü'minlerin şefaat ümididir.
Cümle cihanın dindar halkları, eğer yaradan Yüce Mevlâ'yı seviyor iddiasında samîmî iseler, onun hak Habîbi, gerçek elçisi Muhammed'e ittibâ ve iktidâ eylemelidirler; çünkü o son peygamberdir, ahir zaman nebîsidir. Hazret-i İbrâhim'in duası, Hazret-i İsâ'nın müjdesidir. Her peygamber hâl-i hayatlarında kendi ümmetlerine, eğer onun zamanına yetişirlerse ona iman edip bağlanmalarını vasiyet eylemişlerdir. Her gerçek kutsal kitapta onun medh ü senâsı vardır.
Binâen aleyh, meselâ hem budistler, hem yahudiler, hem hristiyanlar --dinlerini icâbı ve kendi peygamberlerinin vasiyeti gereği-- Peygamberimiz Hazret-i Ahmed ü Mahmûd ü Muhammed'e iman etmeli ve tâbi' olmalıdırlar. Bunu kendi rahib ve din adamları da bilirler. Onun için, büyük vebal ve sorumluluk altındadırlar. İman ederlerse hem kendilerini, hem de mensub ve müntesiblerinin sevaplarını kazanacaklarından mükâfatları kat kat fazla olacak; aksine inat, taassub ve temerrüd gösterirler, gerçekleri gizlerler ve inkâr ederlerse, azapları çok şedid ve müthiş olacaktır.
Bizden ikaz ve ihtar etmek, tebliğ ve teklif eylemek; onlardan itâat ve icâbet!.. Hangi yolu seçeceklerini kendileri bilir.
Çocuklarımızı Resûlüllah sevgisi üzere yetiştirmek, bize dinimizin çok mühim bir emridir. Onlara imanı, İslâm'ı, Kur'an-ı Kerim'i ve Sünnet-i Seniyye-i Nebeviyye'yi çok iyi öğretmemiz ve benimsetmemiz lâzım geliyor. Sünnetin zıddı, aksi, tersi bid'at'tir. Bid'at dinde felâkettir. SAS Efendimiz:
"--Her bid'at dalâlettir (sapıklıktır), her dalâlet ve onu çıkaran kişi cehennemliktir." buyurmuştur.
Ülkemizde dindarlığın bağnazlık, şeriatçılığın rejim düşmanlığı, Allah'ın ahkâmına uymak istemenin çağdışılık sayıldığı küfür ortamında, çok uyanık olmak, çok iyi yetişmek, Kur'an ve Sünnet'e sımsıkı sarılmak ve çok çalışmak zorundayız.
Elhamdü lillâh dinimiz haktır, başka bâtıl veya muharref dinlere benzemez. İslâm'ı diğer yalan yanlış, iptidâî ve ilkel inançlarla bir kefeye koymak çok büyük bir yanılgı, çok müthiş bir cehâlet ve dalâlet, hattâ hıyânettir. Bu gibilere misâllerle İslâm'ın emsâlsiz üstünlüğünü, harika sağlamlığını, hayran edici mükemmelliğini, çağdaşlığını, çağlar-üstülüğünü, evrenselliğini anlatmalı ve göstermeliyiz.
Süper güçlü ama bâtıl inançlı, iğrenç ahlâklı, iki yüzlü, hunhar ve gaddar devletler, Mekke-i Mükerreme'mizi hedef almış, İslâm dinini hasım edinmiş, binbir hile ve desise ile müslümanlara zarar vermeğe, hattâ onları yok etmeye yönelmiş, çalışıp durmakta iken, bizim de yapacağımız en doğru iş Allah'a dayanmak, Resûlüllah sevgisine sarılmak, topyekün seferberlik ilan etmek ve var gücümüzle gece gündüz çalışmak, fî sebîlillah cihad etmektir. Mevlâ muînimiz, tevfik refîkimiz olsun...
Bendeniz, cümlenizin Mevlid Kandilinizi candan kutlar, hepinizin Rızâ-yı Bârî'ye ve şefâat-i Peygamberîye vâsıl ve nâil olmanızı, iki cihan saadetine ermenizi; daha nice nice mübarek gün ve geceleri devlet ve izzetle, sıhhat ve afiyetle idrak buyurmanızı Cenâb-ı Hak'tan temenni ve niyaz eylerim, aziz ve sevgili okuyucularım!..
Kadın ve Aile, Temmuz 1996