DUALAR

1. Soru:

--Duanın kabul olduğu vakitler hangi vakitlerdir?

--Bunların her biri ayrı vaaz konusu ama, kısaca söyleyeyim: Yağmur yağdığı zaman dualar kabul olur... İslâm ordusu, düşman ordusuyla çarpışırken iki ordu karşılaştığı zaman dualar kabul olur... Kâbe görüldüğü zaman dualar kabul olur... Mü'min mü'mine gıyabında dua ettiği zaman kabul olur. En süratli kabul olan dualardan birisi de budur... Ezanla ikamet arasında dualar kabul olur... Teferruatını kitaplardan araştırırsınız.

2. Soru:

--En efdal dua hangisidir?

--Peygamber Efendimiz'den bu hususta hadis-i şerifler vardır. En efdal dua:

(Allàhümmerham ümmete muhammeden rahmeten âmmeh) "Ümmet-i Muhammed'e umûmî olarak rahmeyle yâ Rabbi diye dua etmektir." diye hadis-i şerif var...

Sonra:

(Allàhümme innî es'elükel afve vel âfiyete vel muâfâted dâimete fid dîni ved dünyâ vel âhireh) "Yâ Rabbi ben senden hem dînî konularda, hem dünyam için, hem ahiretim için huzurlu, afiyetli olmayı istiyorum." diye bir duası vardır Peygamber Efendimiz'in... Şumüllü bir duadır; hem dünya hem ahiret saadetini kapsıyor. Buna benzer faziletli dualar vardır.

3. Soru:

--Nazardan korunmak için ne tavsiye edersiniz?

--Nazardan korunmak için Kulhuvallah, Kul eûzü birabbil felak, Kul eûzü birabbin nâs sûrelerini okusun!..

4. Soru:

--Fakirlikten kurtulup helâl rızka erişmek için ne yapmalıdır?

--Fakirlikten kurtulmak için, abdestli gezmeyi tavsiye ederim. Devamlı abdestli gezerseniz evinizde bereket olur, kendinizde bereket olur. Sabah namazından sonra işrak vaktine kadar beklemenizi ve o vakti ibadetle ihyâ ederek geçirmenizi, sonra iki rekât işrak namazı kılmanızı tavsiye ederim.

5. Soru:

--Üniversite mezunu, abdestinde, namazında ve zikrinde olan oğlum, uzun yıllar çalışıp çabalamasına rağmen emeğinin karşılığını alamıyor. Hanımı ve çocukları sıkıntı içerisinde... Bu sıkıntıdan kurtulması için dua ve tavsiyelerinizi bekliyoruz.

--Allah el genişliği versin, yaşam rahatlığı versin, helâl rızıklar versin... Ama bunun için Peygamber Efendimiz'in hadis-i şeriflerinde tavsiyeler var... Abdestli gezmek ve temizliğe riayet etmek, bereketin artmasına sebeptir. Evin temiz olması, düzenli olması, süprüntüsüz olması; kişinin abdestli olması --başta boy abdestli olması, sonra namaz abdestli olması-- berekete sebeptir.

Sabah namazından sonra oturup, işrak vaktine kadar zikirle meşgul olmak, sonra işrak namazı'nı kılmak; o da rızkın bol olmasına sebeptir. Hattâ Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Âfâkı dolaşıp rızık aramaktan daha çok rızık kazandırır."

6. Soru:

--İmam-hatip lisesi mezunuyum, bu sene üniversite imtihanlarına çalışıyorum. Fakat, büyük bir stres altındayım. Bir yandan aile, bir yandan gelecek korkusu içerisinde bulunuyorum. Ailem geçinemiyor. bazan intihara varacak düşüncelere giriyorum. Bu sıkıntılardan kurtulmak için ne tavsiye edersiniz?

--Mü'min strese girmez, çünkü Allah'a imanı vardır. Rızkı insana Allah veriyor, hayatı Allah veriyor, duaları Allah kabul ediyor. Binâen aleyh, mü'min strese girmez. Kur'an okur, tesbih çeker, Allah der, "Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh" der; bunların hepsi gider.

Abdestli gezsin, zikrini yapsın, Kur'an okusun; rızkı da genişler. Bakın, rızık genişlemesi için bazı tedbirler vardır. Abdestli gezmek, temiz gezmek rızkı arttırır. "Bir evdeki pislik, pasaklılık, çör çöp, o evde bereketin gitmesine sebep olur." diyor Peygamber Efendimiz hadis-i şerifte... Temizlik önemli!..

Temiz olacağız! Evimiz temiz olacak, süprüntü olmayacak... Kendimiz temiz olacağız... Gusülsüz olmayacağız, abdestsiz olmayacağız... Dişimiz fırçalanmış olacak, koltuğumuz temizlenmiş olacak, tırnaklar kesilmiş olacak... Temizliğin her çeşidini yapacağız.

Sabah namazından işrak vaktine kadar camide oturup, zikirle meşgul olmak rızkı arttırır. Bu da bir tedbir...

Sonra, insan hayır hasenât yaparsa, Allah bire on verir. O da bir tedbir... Fakire yardım etmek, sadaka vermek sûretiyle rızkı genişler.

Stres yoktur, müslüman strese düşmez!.. Neden?.. İmanı vardır da ondan... Allah'a tevekkül eder, strese düşmez.

7. Soru:

--Evrâd-ı Şerife'nin ve Cevşen'in ne olduğunu anlatır mısınız?

--Evrâd, her gün okunan dualara denir. Hocamız'ın şeyhlerinden izinli olarak aldığı birtakım dualar vardır. Meselâ, Evrâd-ı Bahâiyye, Hizb-i A'zâm... vs. Bunları kendisi birleştirdi ve bizim İskenderpaşa'da sabahları okuduğumuz Evrâd-ı Şerife'yi hazırladı. Arkadaşlarımızın da çoğunun evinde vardır. Devamlı okunan bir dua kitabıdır.

Cevşen, bir çeşit duadır. Cevşen-i Kebir denilen dua, bizim Gümüşhaneli Hocamız'ın Mecmuatül Ahzâb'ında vardır. Said-i Nursî rahmetli, çok sevmiş bu duayı ve ordan almıştır. Risâle-i Nur talebesi kardeşlerimiz okurlar. Güzel bir duadır.

8. Soru:

--Cevşen-i Kebir gibi duaların boyna asılıp taşınması hakkında ne buyurursunuz?

--Bu çeşit duaları boyna asıp taşımak mahzurludur. Çünkü, onlarla yüznumaraya filân giriliyor, çıkartılamıyor. Cüzdan gibi çok sarılmış bir şeyin içinde, cebinde olması olabilir. En iyisi hafızasına almak, ezberlemek... En güzeli o...

9. Soru:

--Dörtbuçuk yaşındaki oğlumuz, banyo kapısına yakın bir yerde, duvarda, birbuçuk metre civarında, burunsuz, hafif sakallı, gülümseyen bir yaratık gördüğünü söylüyor. Zaman zaman, orada adam var bana bakıyor diye, tek başına banyoya girmiyor. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Bir şeyler tavsiye edip dua eder misiniz?

--Hafif sakallı, gülümseyen olduğuna göre, kötü bir şey değil demek ki... Eûzü besmele çeksinler, Ayetel kürsî'yi okusunlar, Felak ve Nâs sûrelerini okusunlar; bir şey olmaz inşaallah...

10. Soru:

--Babam şofördür. Bundan birbuçuk ay önce yabancı bir ülkede trafik kazası geçiren babamı içeri aldılar. Babam suçsuz... Hapisten kurtulması için, okunmasını tavsiye edeceğiniz bir dua var mı?..

--Özellikle bu iş için hatırıma, büyüklerimizden duyduğum bir şey geldi: 4444 defa Salât-ı Tefriciye çeksin, inşaallah kurtulsun. Allah, an karîbiz zaman kurtarsın...

11. Soru:

--İçimde rûhî yönden bir boşluk var, ne yapsam dolduramıyorum. Bunalım geçiriyorum. Ne tavsiye edersiniz?

--"Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm" desin çokça!.. Kur'an okusun, abdestli gezsin, Kur'anın tefsirini okusun!..

12. Soru:

--Üzerime büyü ve muska yapılmasından korkuyorum; bundan nasıl korunabilirim?

--Büyü ve muska konusunda bazı kimseler çok vesveselidir. Bunun çaresi Kulhüvallah, Kul eûzü birabbil felak ve Kul eûzü birabbin nâs okumak, Ayetel kürsî okumak ve Allah'a sığınmaktır. Hiç bir zararı olmaz. Onlar o zararı engelleyici sûrelerdir.


RÜYALAR

1. Soru:

--Peygamber Efendimiz'i rüyada görmenin çaresi nedir, yol gösterebilir misiniz?

--Peygamber Efendimiz'i rüyada görmenin şartı, sünnetine uymaktır. Sünnetine uyduğu zaman, sünnetine hizmet ettiği zaman, Peygamber Efendimiz'in tavsiyelerini tutup hoşuna gidecek işler yaptığı zaman, Rasûlüllah Efendimiz görünür ona... Onları yapmadığı zaman görünmez.

Bazan da azarlamak için görünür. Yine o da sevgidendir. Sevilen bir müslüman bir günah, hatâ işlediği zaman görünür, azarlamak için... "Ben sana darıldım, niye böyle yapıyorsun?" der, kaş çatar. O da "Rasûlüllah bana darıldı, ben bu işi bırakayım." der, bırakır. Bazan da öyle olur. Öyle de olsa yine Rasûlüllah'ı görmek iyi bir şeydir.

Onun görülmesi için üç esası söyleyebilirim: Sünnetine sarılmak, kendisine çok salât ü selâm getirmek, ümmetine güzel hizmet etmeğe çalışmak...

2. Soru:

--Rüyamda İbrâhim AS'ı gördüm, ağlıyordu. Rüyamı yorumlar mısınız?

--İbrâhim AS --biliyorsunuz-- koca bir beldenin dinine, putlarına, itikadlarına karşı çıkmış, batılla mücadele etmiş bir insandır. Onun rüyada ağlarken görülmesi; zamanımızda onun temiz inancının, hanif yolunun çiğnendiğini gösteriyor. İman ve itikadda hakka sıdk ile bağlılığın zayıfladığını gösteriyor. Onun ağlaması ona alâmettir.

Allah bizi din-i mübîn-i İslâma sıdk ile hizmet edenlerden, İbrâhim AS'ın yolunda yürüyenlerden eylesin... Zamanımızın bozulduğunu gösteriyor.

3. Soru:

--Acaba şeytan rüyada mürşid-i kâmilin sûretine girebilir mi?..

--Hadis-i şerifte Peygamber SAS buyuruyor ki: "Her kim beni rüyada görmüşse, hakîkaten görmüş demektir. Çünkü, şeytan benim kılık kıyafetime, sûretime giremez." Bu hadis-i şerif doğrudur. Peygamber Efendimiz'i gören, gerçekten Peygamber Efendimiz'i görmüştür.

Yalnız bazan, başka şekillerde görür gören şahıs... Onun da bir nüktesi vardır. Meselâ, Peygamber Efendimiz'i sakalsız görüyor. Halbuki biliyoruz ki, Peygamber Efendimiz sakallı idi. Bunun mânâsı nedir?.. Bu rüyayı gören şahıs sünnetleri atlatıyor, Peygamber Efendimiz'e uymuyor. Demek isteniyor ki, "Bak, Peygamber Efendimiz'in sakallı olduğu belli; ama sakalsız görüyorsun, sen sünnetleri yapmıyorsun!" Böyle bir nükteden dolayı olabilir.

Şeytanın başka insanların sûretine girmesine gelince; girebilir, başka başka şekillerle, kılıklarla görünebilir. Yalnız, fenâ fir rasûl makamına ermiş, Peygamber Efendimiz'in ahlâkıyla ahlâklanmış bir mürşid-i kâmil, hakîkî mürşid, rüyada müridine göründüğü zaman şunu şöyle yap, bunu böyle yapma gibi tavsiyeleri ve sâiresi olacaktır. Şeytanın o sûrete girip, çeşitli şeyler söyleyip de onu baştan çıkartamaması için, Allah ona müsaade etmez diye düşünüyorum. Acizâne kanaatim o tarzdadır.

4. Soru:

--Rüyamda şeyhim evimi ziyaret etti. Ona bir bardak su getirdim. Beyaz sakallı bir zat beni sorduğunda, oğlum diye takdim etti. Nasıl yorumlarsınız?

--İyi güzel, mübarek olsun... Sıkı dur bakalım da, o halden ayağın kaymasın!..

5. Soru:

--Ben bir camide müezzinim. Rüyamda siz bizim camimize gelip sohbet ediyorsunuz. Sohbet esnasında ben size iyice yaklaşmak istiyorum. Şu ayet-i kerîmeyi okuyorsunuz:

(İnnallaheşterâ minel mü'minîne enfüsehüm ve emvâlehüm biennelehümül cenneh) [Allah mü'minlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine verilecek cennet karşılığında satın almıştır.]

Sonra Hüvallahüllezi'yi okurken gözleriniz dolu dolu oluyor. Bu rüyayı yorumlar mısınız?

--Hayrolsun, mübârek olsun... Bu ayet-i kerime, cihada teşvik eden bir ayet-i kerimedir. Bu kardeşimiz Allah yolunda malıyla, canıyla, bilgisiyle cihad etme hususunda ikaz olunuyor. "Cihada gayretli ol!" denmiş oluyor. Cihad da sadece gidip kâfirle kurşunlaşmak, silah atışmak demek değildir. İslâm'a yapılan her türlü hizmet ve gayret cihaddır.

Huvallahüllezî, Allah-u Teâlânın ma'rifetine ait bir ayet-i kerimedir. O da ma'rifetullaha teşviktir. Bu kardeşimiz rüyada cihada ve ma'rifetullah'ı tahsile teşvik edilmiş oluyor.

6. Soru:

--Bir kimsenin rüyasında ölüm halini görmesi, Allah diyerek can vermesi neye işarettir?

--Ölmek hayata alâmettir. Ömür verildiğine ve inşaallah müslüman olarak da yaşayacağına işarettir; Allah nasib etsin...

7. Soru:

--Ben ve ailem Amenerrasülü'yü rüyada okuduk. Bunun rüya tabiri nedir?

--Amenerrasülü'nün meâlini okusunlar. Kendi halleriyle onu bir ölçsünler. İkisini denkleştirdikleri zaman çıkacak.

8. Soru:

--Abdestli yatıyorum, uyku âdâbına da uymaktayım; fakat yine de korkulu rüyâlar görüyorum. Ara sıra da kurt, köpek gibi hayvanlar ısırmıyor ama, beni çok korkutuyor. Ne yapmam gerekir?

--Bu korkulu rüyalar görmesinin kendi hayatındaki bir sebebi vardır, davranışlarında bir kusuru vardır. Ondan dolayı rüyâlar bir ihtardır. Kendisinin genel yaşantısına dikkat etsin, günahlardan sakınmağa gayret etsin!..

Bir de müjdeli haberleri çokça okusun! Havf ile recâ arasında dengeli bir tarzda durmak gerektiği için, açsın İhyâu Ulûm'un cennet bahsini, hrileri, köşkleri, kerpiçleri altın gümüş sarayları, şırıl şırıl, Allah deyu deyu akan ırmakları okusun. Zihnini biraz öyle şeylerle meşgul etsin!.. Çünkü aç tavuk rüyasında yem görür. O bakımdan biraz akşam konuşulanlar geceye tesir eder. Sözüne, sohbetine, kafa yapısına, kafasının meşgul olduğu şeylere dikkat etsin! Onları biraz tatlı şeylere, güzel konulara kaydırsın!..

Bu şeyler Cemâat-i Tebliğ'in, hani diyar diyar gezip de tebliğ yapan Pakistanlı grubun metodudur. Hiç tehditlerden bahsetmezler, hep mükâfatları anlatırlar: Şöyle yaparsan şu kadar yüzbin sevap var, böyle yaparsan şu kadar mükâfata erersin, havalarda uçarsın, bilmem ne... İnsan hayran olur, gevşer. Biraz zihnini öyle şeylerle meşgul etsin!..


ÇEŞİTLİ SORULAR

1. Soru:

--Bir müslümanın zengin olmasını ve çok rahat içinde yaşamasını anlayamıyorum. Birmüslüman lüks içinde yaşayabilir mi?..

--Peygamber SAS buyuruyor ki: "Allah verdği nimetin eserini kulu üzerinde görmeyi sever." Bir nimet vermişse, para pul vermişse; tabii onun yaşamı parasız pulsuz, o nimet verilmemiş insandan biraz farklı olabilir ama, burda ölçü israfa düşmemektir. İsraf etmeden mâkul ölçüler içinde yaşamaktır. Parasının gerektirdiği hayrını, hasenâtını da yapmaktır.

İslâm'da lüks, lüzumsuz şatafat için yapılan harcama doğru değildir.

2. Soru:

--Av yapmanın ahmaklık olduğuna dair bir hadis-i şerif var mı?

--Av meşrûdur. Av hakkında, yapıyabileceği hakkında, nasıl yapılacağı hakkında ayetler vardır. Tabii, olabilir ki bazısı keyf için yapıyordur bu işleri; onlar doğru olmayabilir.

3. Soru:

--Bir milletvekilinin torpiliyle bir işe girdim. Acaba işe girmeyenlerin hakkı bana geçer mi?..

--Evet geçebilir ama, Türkiye'de o kadar yaygınlaştı ki bu şey... Normal, meşrû haklar bile rüşvetsiz, torpilsiz alınamaz duruma geldi. Tabii, hak geçer. Sıranın başında en liyakatli bir insan varken, birisi torpille onun önüne geçiyor. Binâen aleyh, hakkı geçiyor. Adaletle hareket etmeğe gayret etmek lâzım!..

4. Soru:

--Kısmet bağlamak diye bir şey var mıdır?

--Kimse kimsenin kısmetini bağlayamaz. Kısmet Allah'ın kaderidir. Kısmet bağlamaya kimsenin gücü yetmez. Öyle bir şey yoktur.

Bütün işleri olduran Allah'tır. Kader ve mukadderat Allah'ındır. Kimse ona bir şey yapamaz. Onun için, Allah yardımcısı oldu mu bir insanın, sihir tesir etmez, büyü tesir etmez, kısmet bağlamak tesir etmez. Bunlar, yapanlara günah yükler, ama üzerine yapılan kimseye zarar vermez. Allah'a sığının, hiç bir şey olmaz.

5. Soru:

--Bazıları Yavuz Sultan Selim için, Avrupa duruken Mısır'a ve müslüman ülkelere yönelmesini eleştirerek, "O zalim bir padişahtı." diyorlar. İzah eder misiniz?

--Tabii, müslümanın müslümanla savaşı doğru değil; bunu biliyoruz. Ölen de, öldüren de tehlikededir. Müslümanın müslümanla savaşmaması lâzım!.. Ama, tarihteki çeşitli savaşların neden, nasıl yapıldığını iyice tahlil etmek icab ediyor. Yapılan savaşın kim tarafından çıkartıldığını ve ne maksatla çıkartıldığını araştırmak lâzım!..

Meselâ, zulme uğrayan, hücuma uğrayan kendisini savunacak; bu normal... Bu gibi durumlar olabilir.

Esas itibariyle, eskilerin hakkında biz hüküm verecek değiliz. Çünkü, zamanımızın meselelerini bile doğru değerlendiremiyoruz. Adamları tanımıyoruz.

6. Soru:

--Bir işin sonu hakkında, "İyi de olabilir, kötü de olabilir." diye aklımıza geliyorsa, nasıl davranmalıyız?

--O zaman danışsın! Yâni, kendisi karar veremiyor, kararsız Kasım durumuna düşüyor. O zaman üç-beş kişiye danıştıktan sonra, istişârenin sonucuna uysun!..

Bu durumlar olabilir. Birbirine yakın meselelerde nüansları ayırmak mümkün olmaz, karar da veremez bazan insanlar... O zaman aklı eren insanlara danışmak; istişare diyoruz buna, meşveret yapmak diyoruz. Bu İslâmî bir şeydir, bunu tavsiye ederim.

7. Soru:

--İskender Paşa hakkında bilgi verebilir misiniz?

--İskender Paşa, Fatih'in oğlu II. Bayezid'in en sadık vezirlerindendir. İtimadlı veziri, komutanı olduğu için, kendisi İstanbul dışına gittiği zaman, bu zâta emanet edermiş şehrin yönetimini... Demek ki, has, halis, güvenilen itimadlı bir kimse imiş. Trabzon'da da bu tarihlere yakın bir İskender Paşa Camii var... Belki Trabzona da gitmiş, oralara da böyle camiler filân yaptırmış.

Muhtelif yerlere hayrat ü hasenâtı olan itimadlı mübarek bir zât ki, asırlar geçtikten sonra Hocamız (Mehmed Zâhid Kotku) gibi bir zât, caminin cemaati kesilmişken, kurşunları çalınmağa, sökülmeğe başlamışken buraya (İskender Paşa Camii'ne) imam tayin oluyor; ondan sonra, o mübârek zâtın nice nice defalar duasına mazhar oluyor. Camisi genişliyor, büyüyor, canlanıyor, İstanbul'un en faal camilerinden birisi haline geliyor; nice nice hayırlar, ibadetler, taatler yapılıyor. Bunlar da bu zâtın bir mânevî mazhariyeti olduğunu gösteriyor.

Hocamız nereye gitse, orada hatm-i hâcegânı yaptıktan sonra dua ederken, sâdât ve meşâyihimizin adını zikrederdi, arkasından İskender Paşa'ya da dua ederdi. Yâni, Ankara'da da olsa, Konya'da da olsa bu İskender Paşa'yı unutmazdı. Ben de imrenirdim bu adama...