Soru:
--Sara hastalığına karşı hangi duaları okumak gerekir?
--Duaların çeşitleri vardır. Belki bu sara hastalığı hakkında da husûsî bir dua vardır amma, ben şu anda hatırlamıyorum. Yalnız, Allah-u Teâlâ Hazretleri duaları kabul edicidir. Hangi şekilde olursa olsun, kul yana yakıla dua ederse, Allah-u Teâlâ Hazretleri insanların kalbine bakıp dış şekline bakmadığı için, onun gönlünün muradını verebilir.
Duanın kabul olması için yapılacak şeyler vardır. Meselâ, ilkönce bir sadaka verir, fakirlerin gönlünü alır, ziyafet verir. Sonra, güzel bir zamanı seçer. Meselâ seher vakti, duaların kabul olduğu bir zamandır. İkindiden sonra akşama yakın vakit, tam güneşin batma zamanı, böyle kıymetli bir zamandır. Kâbe-i Müşerrefe'de Rükn ile Makam arası, Kâbe-i Müşerrefe'nin kapısı, Hatim'in, Hicr-i İsmâil'in iç tarafı duaların kabul olduğu yerlerdir. Yağmur yağdığı zaman yapılan dua makbuldür. İşte böyle duaların kabul olduğu zamanı seçer.
Dua yaparken, önce salât ü selâmla başlar, sonra salât ü selâmla bitirirse, o iki salât ü selâmın arasında kendisinin duasının da kabul olması muhtemeldir.
Peygamber SAS Hazretleri'nin hastalara okumak üzere ta'lim ettiği muhtelif dualar var... O dualardan bir tanesi, elini hasta kimsenin üstüne koyup;
(Es'elullahel azîm, rabbel arşil azîm, en yeşfiyeke) diye yedi defa söylemektir. Bunun gibi başka dualar da vardır kitaplarımızda... Bu hususta dualar çok...
İşte bu dediğim hususlara dikkat ederek böyle dualar edebilir. Eğer benim söylediği duayı veya başka duaları bilmiyorsa kişi, "Fatiha" çok güzel bir duadır. Duaların nümûnesidir, örneğidir, şaheseridir. Kur'an-ı Kerim'dendir. "Kul hüvallahu ehad" hâkezâ çok sevaplıdır. "Fatiha" ile "Kulhüvallah"ı okur da dileğini öyle isterse, çok uygun olur. Çünkü, Peygamber Efendimiz'in bu hususta da hadis-i şerifleri vardır.
Onun için "Fatiha" okuyabilirsiniz, "Ayetel kürsî" okuyabilirsiniz, "Kulhüvallah", "Kul eûzü birabbil felak", "Kul eûzü birabbin nas" sûrelerini okuyabilirsiniz.
Soru:
--Yeni bir şey giyince okunacak belli başlı dualar var mıdır; yoksa, istediğimiz her duayı okuyabilir miyiz?
--Peygamber Efendimiz'in meselâ, elbiseyi giyerken yaptığı bir dua var... Ayakkabıyı giyerken, camiye girerken yaptığı dualar var... Bunlar kitaplara yazılmıştır. Onun ifadesini de aynen kullanarak dua etmek iyi olur. Ama, her halde, çeşitli çeşitli karşılaştığınız durumlarda, kendi içinizden geldiği gibi dua edebilirsiniz.
Hiç bir şey bilmese insan, dua etmek lâzım gelir diye onu biliyorsa, ondan sonra da kendisi dua edebilir: "Yâ Rabbi, bana şu yeni elbiseyi nasib ettin; bunu bana hayırlı eyle... Kibir gurur yapmayayım bununla... Senin rızana aykırı durumlara düşmeyeyim..." diyebilir meselâ insan... "Şu yeni pabucu nasib ettin; bu pabuçla haram yere hiç gitmeyeyim yâ Rabbi!.. Camilere gideyim, haclara, umrelere gideyim..." diyebilir. Akla ne gelirse dua edebilir. Ama bilinen, Peygamber Efendimiz'den rivayet edilmiş, me'sûr ve mesnûn duaları da ederse olur.
Soru:
--Çocuğumuz yaramazlık yapıyor; vaz geçirmek için bir duası var mı?
--Muhakkak, dua kitapları araştırılsa bazı dualar bulunabilir, olabilir. Ben şu anda usluluk için bir dua hatırlamıyorum. Ama, benim hatırlamamam yok demek değildir; vardır belki... Fakat, insan elini kaldırır de kendi kelimeleri ile samîmî, içten dua ederse daha iyi olur.
Yalnız, duanın âdâbı vardır. Önce Allah-u Teâlâ Hazretleri'ne hamd ü senâlar, Allah'ın hoşuna gidecek güzel sıfatlarıyla başlanmalıdır. Meselâ, bize Fâtiha Sûresi bir örnek... "Elhamdü lillâhi rabbil âlemîn." diyoruz, hamd ederek başlıyoruz. "Errahmânir rahîm." diyoruz, güzel sıfatlarını sayıyoruz.
İşte böyle Allah'a medh ü senâ ve güzel sıfatlarıyla onu yâd ettikten sonra, Peygamber SAS Efendimiz'e de cân ü gönülden salât ü selâmlar ettikten sonra, duanıza başlarsınız ve dersiniz ki: "Yâ Rabbi! Ben sıkıştım, isteğim şudur. Bana ihsân eyle, lütfeyle..." diye yana yakıla, samimi duanızı edersiniz. Duanın sonunda da Peygamber Efendimiz'e salât ü selâm getirirseniz, iki salevât arasında dua makbul olur. Duanın tertibini böyle, bu şekilde kendiniz yapabilirsiniz. Bu bir...
İkincisi de, duaların kabul olduğu zamanlar vardır. Onları biz kitaplarımızda, makalelerimizde yazdık ama unutuluyor, tekrar tekrar söylemek gerekiyor. Meselâ, ezanla ikamet arasında dualar makbuldür. Ezan okunmuş, camiye girmişsiniz, sünneti kılmışsınız... Henüz daha ikamet getirilmemiş, farza durulmamış... Dualar makbuldür.
Yağmur yağarken dualar makbuldür. Ordu düşmana hücum ettiği zaman, iki tarafın karşılaştığı zaman dualar makbuldür. Kâbe-i Müşerrefe ilk görüldğü zaman yapılan dualar makbuldür. Böyle rivayetler var...
Yâni, duaların zamanları ve yerleri vardır. O zamanlara ve yerlere dikkat ederseniz iyi olur. Meselâ; seher vaktinde, sahura kalktığımız gibi gece kalkıp, abdest alıp, şöyle birkaç rekât namaz kıldıktan sonra dua ettin mi; o vakitte de göğün kapıları açılır. "Yok mu benden bir şey isteyen? Haydi istediğini vereceğim, istesin!" dediği zamandır Allah CC Hazretleri'nin... O vakitte de dua etmek güzel olur.
Sabahleyin güneş doğarken dua makbuldür. İşte sabah namazından sonra camide oturup, evrâd-ı şerifeyi okuyup dua ettin mi, dualar güzel olur. İkindiden sonra akşama kadarki şu vakitler, duaların kabul olduğu vakitlerdir.
Sonra, bazı kimselerin duaları makbul olur. Meselâ, annenin babanın duasını almak mühimdir. Bir de, kardeşin kardeşe, müslümanın müslümana onun gıyabında yaptığı dua makbuldür. Onun için bazı arkadaşlardan dua ricâ edersiniz, "Benim için dua ediver!" diye... O da size cân ü gönülden dua eder.
Böyle çeşitli tedbirlerle duanızın yer bakımından, zaman bakımından uygun hale gelmesini sağlayarak duanızı yapabilirsiniz, muradınıza ermeye çalışırsınız. Sadakalar verirsiniz, hayır yaparsınız. Hakikaten ihtiyaç sahibi insanı bulursanız, o da cân ü gönülden dua ederse, tabii onun da faydası olur. O bakımdan hayırlar, sadakalar yapmağa da gayret etmeli!..
Soru:
--Fakirlikten kurtulmak için, Vâkıa Sûresi'ni günde kaç defa, ne zaman okumalıdır?
--Hadis-i şerifte zaman söylenmeden, "Kim Vâkıa Sûresi'ni ezberlerse, okursa; o aslâ fakirlik çekmez!" diye tavsiye ediliyor. Fakat, akşam namazı ile yatsı namazı arasında okunmaya dair büyüklerimizin tavsiyesi vardır. İnşaallah ne zaman okursa, o da olur.
Soru:
--Sabah istenildiği zamanda kalkabilmek için bir dua var mıdır?
--Dua da vardır, şöyle küçük saatler de vardır. Bangır bangır bağırıyor, insanı ister istemez kaldırıyor. Ayrıca:
(Allahümme eykıznî biehabbis sââti ileyke, vesta'milnî biehabbil a'mâli ileyke.) "Yâ Rabbi, sana en sevgili olan zamanda beni kaldır. Sana en sevimli gelen ibadeti bana yaptır." diye bir dua... Böyle dua edebilirsiniz.
Soru:
--Aynı duayı devamlı tekrarlamak bid'at mıdır? Böyle bir söz var, ne dersiniz?
--Hayır, bid'at değildir. Peygamber Efendimiz'in tavsiyesi var: "Yüz defa 'estağfirullah' deyin!.." Estağfirullah ne demek, "Yâ rabbi, beni afv ü merhamet eyle..."demek... Yüz defa söylüyor. Tekrar etmek bid'at değildir; o söz yanlış...
Üç defa söylenilmesi tavsiye edilen dualar var... Sonra bizim okuduğumuz hadislerden, geçmiş derslerden hatırlayacaksınız: Sizden biriniz, birisinin bir yerinde bir hastalığı, bir arızası olduğu zaman, elini onun üzerine koysun ve:
(Es'elullahel azîm, rabbel arşil azîm, en yeşfiyeke) "Azîm olan Allah'tan, Arş-ı Azîm'in sahibi olan Allah'tan sana şifa vermesini dilerim." diye yedi defa söylesin diyor. Yedi defa söylenince, o da tekrardır. Demek ki, o söz yanlışmış.
Soru:
--Sıkıntılarım var, ne okumamı tavsiye edersiniz?
--Sıkıntıların çâresi, "Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm." çekmektir. Bunu dediği zaman bir insan, 99 tane derdine deva olur.
"Lâ ilâhe illallah" derse, etrafına gelen her türlü tehlikelerden korunur. O da bir kale gibidir, insanı korur. "Zikrullah kaledir." diye söylemiştik.
"Kul eûzü birabbil felak" ve "Kul eûzü birabbin nâs" sûreleri, insanları cinlerden, şeytanlardan, perilerden koruyan sûrelerdir. Onları okursa korunur.
"Ayetel Kürsî" çok güzel koruyan, çok muazzam bir ayet-i kerimedir. "Ayetel Kürsî" okursa korunur.
"Fâtiha" da o özelliklere sahip çok kıymetli bir sûre-i celîledir. Onu okursa korunur.
Vesvese etmesin! Sıkıntıların devası için bunları okusun!..
Soru:
--Evrad-ı Şerife'yi sabah namazından sonra okumak mümkün olmadı ise, diğer namazların arkasından okumak mümkün müdür?
--Mümkündür. Çünkü, onlar duadır. Ama, sabah namazının arkasından okunması, "Bir insan sabah namazını kılar da, işrak vaktine kadar arada ibadet taatle meşgul olursa sevabı çok olur." diye, o vakti değerlendirmek içindir. Yâsin okunuyor, bunlar okunuyor. Başka zaman da okunabilir. İkindi namazından sonra da okunabilir, o vakit de kıymetlidir.
Soru:
--Deri kılıf içinde satılan Cevşenül Kebir'i taşımak câiz midir? Cevşenül Kebir hakkında bilgi verir misiniz?
--Cevşenül Kebir, şu bizim hadislerini okuduğumuz Gümüşhaneli Hocamız'ın "Mecmuatül Ahzâb" isimli kitabında yer alan, çok muhteşem, güzel bir duadır. Okunması faydalıdır. Üzerinde gezdirilmesine lüzum yoktur. Okumayı öğrenip, okumak lâzım!
Soru:
--"Salât-ı Tefriciye'nin "Allahümme salli salâten kâmileten..." şifadan gayri bir müşkil için okunması doğru değildir." deniliyor, doğru mu? Hanımlar adetli iken Salât-ı Tefriciye'yi okuyabilirler mi?
--Salât-ı Tefriciye, Allah'ın rızasına uygun her şeyi taleb için okunabilir. Allah'ın kızmayacağı, kötülük olmayan her şeyde kullanılabilir. Ben hatırlıyorum, "Kore gazileri kâfirlere karşı muzaffer olsunlar!" diye de okunmuştur. Yalnız şifa için değil, başka şeyler için de okunabilir.
Kin, hırs gibi kötü yollarda dünyevî maksatlarla okunması uygun olmaz. Güzel şeyler istenebilir. Allah-u Teâlâ Hazretleri dua etmeyi seviyor, dua etmeyi teşvik ediyor. Tabii salât ü selâmla dua etmek de, onun kabul edilmesi için daha güzel bir vesiledir. O bakımdan, günah olmamak üzere her çeşit şeyde salât ü selâm okunabilir.
Sorunun ikinci kısmı: Hanımlar adetli iken namaz kılamıyorlar, oruç tutamıyorlar, camiye giremiyorlar... Allah'ın onlara nasib ettiği bir tabii durumdur. O durumlarda Kur'an okunmaz, namaz kılınmaz, camiye girilmez, oruç tutulmaz ama dua yapılabilir. Bu Salât-ı Tefriciye de dua olduğu için, bunun okunmasında, salevât-ı şerife çekilmesinde mahzur yoktur.