RAMAZANDAN SONRAKİ EN MÜHİM İŞİMİZ
İSLAM HAZİRAN 86
Bizi Müslüman yaratan ve yaşatan Rabbimize hamd olsun. İslâm mükemmel, eşsiz ve emsalsiz bir hayat nizamıdır. Bunu, ilimde yükseldikçe, ufku genişledikçe, başka beşeri sistemlerle vi bâtıl dinlerle mukayese ettikçe herkes daha iyi anlıyor, İslâm'a daha fazla hayranlık duyuyor. Artık iyice anlaşılıyor ki İslâm mutlak doğrudur, çağlarüstü güzeldir, zaman boyu yeni ve diridir, insanlığın karşılaştığı her derde, her müşkile, hayatın her dalında en iyi, en isabetli, en âdil çözümü o vermiştir, o verecektir.
İslâm münevver veya câhil, herkese aynı anda hitap eder, her seviyedeki ruhu aynı zamanda tatmin edecek harikülâde bir yapıya sahiptir. Ondan herkes şuur ve kavrayış kabiliyeti nisbetinde hazzını alır. Dağdaki çoban, eline aldığı bir çiçeğe bakarken ılık göz yaşı döker, yaradan'ının san'at ve kudretini müsahede eyler; gökteki sayısız yıldızlara bakar ürperir: "Ne büyüksün ya Rabbi!" diye mâ'rifetin en yüksek mertebelerine vâsıl olur. Diğer yandan, ak saçlı, olgun, bir âlim veya şöhretin şahikasına çıkmış engin, hakim bir mütefekkir de kainat nizamının akıllara durgunluk veren mükemmelliğini, kanunlarının şahaneliğini derinden derine sezip, makro-kozmos ile mikro-kozmosun yani yeryüzü-gökyüzü âlemlerinden, hücreye ve atoma kadar her merhaledeki intizamın sâni-i hakîm ve mûcid-i kerimi Rabbü'l-aleminin önünde saygıyla secdeye kapanır, imanın eşsiz zevk ve lezzeti ile erir, mest olur, irfanın doruğuna erişir.
İslâm dini her yönüyle sağlam, her haliyle güzeldir; ölçülüdür, dengelidir, sistemlidir. O, insanlığı hedef aldığı yüce gayelere ulaştırmak için ortaya koyduğu efkâr ve nazariyatı (teoriyi) sözle, hayalde bırakmamış; bil-akis her gayeye vulûlun maddi vasıta ve yollarını göstermiş, mâkul ve tatbiki kolay çareye (pratiğe) bağlanmıştır. Meselâ: Müslümanların sevgi ve yardımlaşmasını zamanı, miktarı, muhatabı belli olan "zekât"a; sadaka'ya; gafletten kurtuluş ve daimi uyanıklığı "zikr"e; günün belli zamanlardaki oto-kontrol ve tazelenmeyi "namaz"a; cemiyet düzeninin temin ve idamesini "emr-i mâruf ve nehy-i münker"e...v.s. hayale buyurmuştur.
Hele, her kemâlâtın temeli olan ruhi ve vicdani olgunluğun, nefis tezkiye ve terbiyesinin, ahlâk tasfiyesinin pratiği olan şu Ramazan ayına ve oruç ibadetine bir bakınız; değil sadece imâni, maddi materyalist bakışla bile ramazan, Müslümanın yıllık askerlik mevsimi, manevi eğitim kampı, ruhî idman fırsatı, sıhhî tedavi zamanı, yaygın öğretim imkanı demektir. Çünkü ramazanda mide dinlenir, beden incelir, fazla yağlar erir, stoklar tüketilir, akıl berraklaşır, irade güçlenir, insan şeytanı ve nefsi yenmeyi öğrenir, ahlâk düzelir, merhamet gelişir, yardımseverlik artar, şeytan yenilir, nefsi yenmeyi öğrenir, ahlak düzelir, merhamet gelişir, yardımseverlik artar, şeytan yenilir, nefis üzülür, kalp nurlanır, ruh yükselir, niyetler halisleşir, yüzler aklanır, günahlar paklanır, manevi engeller aşılır, perdeler açılır, merhaleler geçilir, sonsuz ilâhi lezzetler sezilir, manevi zevkler tadılır..
Değerli Müslümanlar! İslâm'ın yüceliğnii, muhteşem güzelliğini seziniz. Başka nizamlarla arasındaki mukayese kabul etmez farkı görünüz, sizi Müslüman kıldığı için Allah'a şükrediniz ve Ramazanda kazandıklarınızı, ramazandan sonra da idame ettirmenin, elden kaçınmamanın, herşeyi tekrar berbat etmemenin en büyük işiniz olduğunu hiç aklınızdan çıkarmayanız!