İSLAM'I ANLA VE YAŞA
İSLAM MAYIS 86
İslâm, Ademoğlu'nu esfel-i sâfilinden çıkarıp a'la-yı illiyyin'e ulaştırmak, behimiyyetten kurtarıp insan-ı kâmil haline getirmek için gelmiştir. İçinde her türlü maddi ve manevi, ferdi ve ictimai derde deva, her türlü ruhî ve bedenî hastalığa şifa vardır. Ama İslâm parçalanmaz bir bütündür; bir kısmı alınıp, diğer bir kısmı konulursa müsbet sonuç alınmaz; gayri müntazam alınan ilaçların, bir uyulan bir bırakılan tedavilerin fayda vermediği, bil-akis hastalığı müzminleştirdiği, mikroba direnç ve bağışıklık sağladığı gibi..
Bugünün Müslümanları ise çoğunlukla bu gerçekten bî-haberdir: Ya inanır ama tatbik etmez, ibadete yanaşmaz; ya İslâm'ın bir yönüne taassupla bağlanır, öbür yönlerini ihmal eder; ya Müslümanım der, ama Avrupa'nın, Rusya'nın Amerika'nın sapık veya kafir felsefelerini beğenir benimser; ya din konusundaki sathi bilgisine bakmadan, derin konulara bilmediği meselelere dalar, sapar ve saptırır; ya Allah'ın rahmetine güvenir, azabına ve gazabına aldırmaz; ya dinin şekli tarafına özenir, özünü anlamını sezmez; ya kalıbını süsler, kalbini ihmal eder.. hasılı bir yanını eksik bırakır, Şair'in dediği gibi:
İslâm'ın kendisinde hiçbir ayıp yoktur:
Gördüğün her ayıp, bizim şahsi Müslümanlığımızdadır.
Dört yandan mâ'mur bir Müslüman görme hasretinden çatlar ölürsünüz. İslâm âleminin bugünkü perişanlğının ana sebebi budur; dünyada çektiklerimiz ve âhirette çekeceklerimiz bu yüzdendir.
Önünde büyük bir fırsat, feyizli bir ay, onun ardında da geniş bir tatil devresi var sevgili okuyucu!
Bu ramazanı sonuncu Ramazan'ın bil, ne olur bu fırsatı iyi değerlendir. Kendin ve çevren, aile efradın veya diğer yakınlarınla, İslâm'ı, Kur'an'ı, Resulullahı, dini ahkamı; ön yargılardan, peşin fikir ve kanaatlardan sıyrılmış olarak, dosdoğru anlamağa çalış! Onlara başka felsefe ve ideolojilerin, hasım inanç gruplarının, misyonerlerin, papazların, münkirlerin gözlüğü ile bakma! İslâm 15 asırlıktır, tarihi bir antika gibi üzerine saygıyla sevgiyle ihtimamla eğil, onun doğduğu çağa giderek, geliştiği muhitin şartlarına bakarak değerlendirilmesini yap, ana kaynaklarına in, özünü iyi kavra, mesajını doğru al! Çevrede, cehalet veya menfaat, garez veya antipati sâikasıyla onu sana çarpıtarak, ezerek, eğip bükerek anlatmağa çalışacak kimseler çoktur. Ama Allah'a sığın, O'ndan sana doğruyu göstermesini iste, araştır. 20. Yüzyılın mukayeseli fikir ortamı sana gerçeği bulma şartlarını çok şükür ki, sağlamıştır.
Doğruyu anladıktan sonra bil ki:
İslâm ütopya veya faraziye, hayal veya nazariye değildir; İslâm hayat nizamıdır, aklın delili, kalbin cilâsı ve ruhun gıdasıdır. İlminle âmil ol, öğrendiğin İslâm'ı yaşa, şahsi hayatındaki ikilikleri, tezatları kaldır, kendini ruhen ve bedenen, kalben ve ahlaken düzene sok! Her şeyin İsâm'ca olsun: Görünüşün, düşünüşün, davranışın, yaşayışın, tercihin, sevmen veya kızman, desteklemen veya engellemen, emrin veya nehyin, konuşman veya susman imani bir hakikate dayansın. Ulvî bir gayeye yönelik olsun. Aktif ve enerjik Müslüman ol!
Yıllar, ramazanlar, tatiller, fırsatlar geçer gider de sen hâlâ ham, hâlâ bihaber, hâlâ bifaide kalırsan halin nereye varacak, huzur-ı Rabbi'l izzete ne yüzle çıkacaksın?
"Ne yatarsın göçtü gitti kârvân!"
"Uyan ey yâreli şîr-i jiyan bu hâb-ı gafletten"