MEKKE-İ MÜKERREME'DEN MÜSLÜMANLARA NASİHATLER

Prof. Dr. M. Es'ad COŞAN

Elhamdülillah, Mekke-i mükerreme'deyiz. Otelin penceresinden, el-Mescidül-Harâm'a kuşbakışı bakarak, kapılardan giren çıkan binlerce, rengarenk müslümanı yukarıdan zevkle seyrederek bu yazımı kaleme alıyorum.

Ortalık iyice kalabalıklaştı; namaz vakitlerinden bir saat kadar önce gidilmezse Harem-i Şerife kolay girilemiyor; yollar tıkanıyor, meydanlar, çarşıların içleri, otelin katları, koridorları bile tıklım tıklım doluyor. Cenab-ı Hak cümlesine makbul, mebrur bir hac yapmasını nasib eylesin; Ümmet-i Muhammed'e -sallallahu Aleyhi ve Alihî ve sellem- umumî olarak rahm eylesin, yardım eylesin, lûtfeylesin; hayırları feth; şerleri, zararları, fitne ve fesadları, cevr ü cefaları, zulüm ve gadrleri def'eylesin...

Cümlenizin Kurban Bayramlarını (iyd el-adhâ) içten kutlarım, Cenab-ı Hak sizleri nice yıllara, bayramlara, sevinçlere, başarılara, mutluluklara, güzelliklere nail ve vasıl eylesin. Hepinize sevgi ve selamlarımı, dua ve ihtiramlarımı arzederim, salih ve halis dualarınızı beklerim.

İslâm çok güzel çok mükemmel, çok ileri, çok yüksek, çok muhteşem, çok muazzam, çok mübarek bir din. Onun diğer dinlere, inançlara, felsefelere, görüşlere, yollara,... üstünlüğü çok açık, çok bâriz, çok kesin. Onunla göğsümüzü gere gere övünebiliriz, sevinebiliriz. Allah'a hamdü senalar olsun, ne mutlu mümin olanlara, müslümanca yaşayanlara!

Ama 20'nci yüzyılda, maalesef İslâm ülkelerinin çoğu zayıf, çoğu fakir, çoğu geri kalmış. Esaret görmüşler, sefalet çekmişler, okuyamamışlar, ilerleyememişler, yükselememişler. Bunun vebali, sorumluluğu, suçu, zalimlerin, emperyalistlerin, sömürücülerin, uluslararası şebeke ve çetelerin, gayr-i müslim, hain ve düşman örgütlerinin, büyük ölçüde.. Çünkü müslüman ülkeleri ilerletmemek, batırmak, yok etmek için her türlü çareyi düşünüyor ve tedbiri alıyorlar. Müslümanların ayaklanmasından, uyanmasından, ülkelerine sahip çıkmalarından, yönetimi ele almalarından, istismarcı ve sömürücüleri dışa atmalarından; kuvvetlenip, birleşip emperyalizmi yenmelerinden; cihana hakkaniyeti, adaleti, hürriyeti, hakikati, saadet ve selameti, insaf ve merhameti, iman ve irfana, zerâfet ve fazileti hâkim kılmalarından korkuyorlar.

Bunlar uluslararası çete! Bunların dinleri, imanları para, menfaat! Bunlarda hiç insaf yok, son derece korkunç, gaddar, zâlim, pervasız, küstah ve hunhar. Bunlardan herşey beklenir, her şer ve zarar, hatar ve hasat gelebilir. Bunlar silah satışı için sun'i ihtilaf çıkarır, fitne çıkarır; halkları, kabileleri, milletleri, kardeşleri, komşuları birbirine saldırtır, kırdırır. Menfur emellerine engel olmak isteyenlere suikast yapar, çamur atar; milletine hizmet etmek isteyen hükümütleri devirir, milliyetçi idarecileri astırır, kestirir, karalar, yaralar, bombalarlar...

Bunlar bazan büyük uluslararası kuruluşları; dinî, içtimaî, terbiyevî, hatta insanî kurum ve kuruluşları kullanırlar; maskeli, sinsi çalışırlar; kendilerine karşı çıkan ülkeleri, halkları, kişileri... uyutmak, bozmak, yıkmak, eritmek, köleleştirmek, yutmak... için çok yönlü, çok çeşitli, çok gizli usuller kullanırlar; okullar, kolejler, üniversiteler, hastaneler, televizyonlar, dergiler, gazeteler, klüpler, klikler, gruplar kurar, filimler çevirir, kitaplar, kasetler yayınlarlar. Bunların şerrinden, zararından kurtulmak için çok dikkatli, çok tedbirli, çok çağdaş, çok bilgili, çok hünerli olmak gerekiyor. Çok ciddi, çok büyük bir uluslararası savaş içindeyiz; sorun var olmak sorunu. Düşmanı iyi tanımalı, dostlarla tam ve etkili bir işbirliği sağlamalıyız.

Kıbrıs'ımız ne olacak; Bosna'daki, Kosova'daki kardeşlerimizi hali nereye varacak; sevgili yurdumuz, bölünmekten, yutulmaktan, yıkılmaktan nasıl korunacak? Halimiz, istikbalimiz, istikâlimiz, haklarımız, menfaatlerimiz, alacaklarımız, mutluluğumuz, nesillerimizin aydın ve güvenli geleceği nasıl sağlanacak?...

Gafleti, cehaleti, dalâleti, atâleti, nemelâzımcılığı, vurdumduymazlığı hemen bir kenara bırakmalı; milletçe, bütün iyi niyetli, milliyetçi, dürüst, mert insanlar el ele vermeli, sorunlarla çok yakından ilgilenmeli, herkes üzerine düşen ödev ve görevleri çok mükemmel yerine getirmeli..

Millet olarak her ictimaî faaliyeti millileştirmek, milli menfaatlerimize uygun olarak yapmak, yürütmek zorundayız; beceriksizlere, hainlere, fâsıklara, kafirlere, sömürücülere, ajanlara meydan vermemeliyiz.

İşi başkasına bırakınca olmadı, olmuyor, olmayacak!...

Kadın Alie -Nisan 1998