ÇOK İHMAL ETTİĞİMİZ BİR BAŞKA DÜNYA

Prof. Dr. M. Es'ad COŞAN

Kadın ve Aile, Aralık 97

Aydınımız ve halkımız fena halde şartlanmış; dünyada sadece Avrupa ülkeleri ve Amerika varmış gibi davranıyor, elini uzatsa erişeceği büyük imkânları görmüyor, muazzam fırsatları kaçırıyor, müthiş zararlara uğruyor, "ille de Batı" diye ısrar ediyor, anlaşılmaz bir inatla kendine ve mazisine, çevresine ve Uzak Doğu'ya gözlerini kapatıyor. Halbuki Haçlı ruhlu Batı bizi sevmiyor, istemiyor, kötülüğümüz için çalışıyor, ülkemizi bölüp parçalamağa, bölge bölge paylaşmaya uğraşıyor; Orta ve Uzak Doğu halkları ise bize hayran, bizi seviyor ve sayıyor, bir kurtrıcı gibi görüyor, kucaklamağa, işbirliği yapmağa razı ve hazır; çok büyük bir âlem, geniş e bâkir topraklar, çok kalabalık ülkeler, çok müsait bir pazar, çok ümit verici imkânlar, çok parlak bir istikbal...

* * *

Hükümet ne yapar, bilmem, ama biz halk ve özel teşebbüs olarak mutlaka Yakın ve Uzak Doğu'ya yönelmeliyiz; oralarla kuvvetli bağlantılar kurmalıyız: çocuklarımızı oralarda iş görecek şekilde eğitmeli ve iyi yetiştirmeliyiz; sanayicilerimiz ve tüccarlarımız oralara işyerleri açmalı, halkımızdan müsait durumda olanlar gidip oralara yerleşmeli; mahalleler, köprübaşları, bağlantı ve kaynaşma kuruluşları teşkil etmeli... hem dünyevî hem de uhrevî kazanç için çok ciddî çalışmalar yapmalı!

* * *

Çok yıllar önce, fakültede hoca iken öğrencilerime bu konuda nasîhat etmiş, herbirinin ayrı bir ülkeyi kendisine çalışma hedefi olarak seçmesini, o ülkenin dilini, tarihini, örfünü, âdetini iyice öğrenmesini, mümkünse oraya gitmesini söylemiştim. Şu anda bazı öğrencilerim Avrupa'da, bazıları Amerika'da, bazıları Avusturalya'da, bazıları Orta Asya'da yerleşti, çalışmaları geliştirdi, müesseseler kurdu; ama hâlâ bağlantı kuramadığımız ülkeler var, hâlâ yapılacak pek çok hizmet, himmetli ve gayretli bir ehil bekliyor.

Onun için lutfen bu yazımız üzerinde iyice düşünün, sözümüze kulak verin, davetimize icabet edin, bizimle ilgi kurun, tavsiyelerimize mümkünse içtenlik ve titizlikle uyun!

* * *

Şu sırada Endonezya'da bulunuyorum, 200 milyonluk dev bir ülke, 13500 adadan müteşekkil çok renkli, çok cazip, çok ilginç, çok önemli, çok sevimli bir mıntıka. Sadece Java adasıın nüfusu Türkiye kadar, denizleriyle beraber Avusturalya'nın 2,5 katı büyüklükte, % 90-95'i müslüman, samîmî, sokulgan, temiz ama fakir bir toplum, hızla kalkınıyor. Jakarta şehri çok muhteşem binalara sahip, diğer gezilecek adaları ve şehirleri henüz görmedim; kitaplardan, tanıtma broşürlerinden tanımağa, öğrenmeğe çalışıyorum. İlk izlenimlerim çok olumlu, buraları çok sevdim ve bu ülkeyi çok önemli bir ülke olarak algıladım.

Lutfen, kardeşlerim de, bu ülke ile ilgilenmeğe başlasınlar! Önce bir Türkiye-Endonezya Tanıtma Dostluk ve İşbirliği Derneği kurmalarını rica ediyorum. Beni ilk üye olarak yazsınlar! Gençlerimizden bir kısmı, tahsillerini burada yapmak üzere hazırlıklara başlasınlar, burada okusunlar ki buranın dilini, tarihini, medeniyetini, zevkini yakından tanımış olsunlar. İş adamı kardeşlerimin burada iş kurma girişimlerine başlamalarını dilerim. Seyahat şirketimiz, buraya bir gezi seferi düzenlerse çok iyi bir başlangıç olur.

Burada biraz daha uzunca kalabilirsem, inşaallah, çok ilginç yönlerini filme almayı ve televizyonumuza göndermeyi düşünüyorum.

Yazımı bitirirken, hulûliyle müşerref olacağımız Ramazan ayınızı candan kutlar, Cenab-ı Hakk'ın lutfuna, rahmetine, rızasına ermenizi, iki cihanda mes'ud ve bahtiyar olmanızı tüm kalbimle temennî ve niyaz eylerim.