YAZ TATİLİ ÇALIŞMALARIMIZ VE ELVAN TATİL KÖYÜMÜZ

Prof. Dr. M. Es'ad COŞAN

Allah CC çalışmayı sever, yaptığı işi özene bezene iyi ve güzel yapanı sever; tembelliği sevmez, boş oturanı sevmez, başkasına yük olanı sevmez, başkasının sırtından geçineni, onu sömüreni sevmez; aksıranı sever de, esneyeni sevmez; çünkü esnemek gevşeklik, tembellik, rehavet ve atalet alâmetidir; havâîyi, zevkperesti, rahatına düşkünü, nefsine esir olanı, hevâsı peşinde koşanı, şeytana uyanı sevmez; çalışkanı, fedâkârı, cefâkârı, fayda üreteni, hizmet edeni, iş bitireni, gönül yapanı, hâcet göreni, ihtiyaç gidereni, hiç bir şey yapamıyacak durumda olsa bile, hiç olmazsa zikr edeni, tefekkür eyleyeni sever.

Peki, müslümanlar hiç tatil yapmayacak mi?

Elbette yapacak, ama tatilini bile güzel çalışma ve faaliyetlerle değerlendirerek yapacak; boş oturarak, vakit öldürerek, günah işleyerek değil. Tatil müslümanlar için çağdaş bir fırsat: Madem ki yıllık izin var, hafta sonu tatil günleri var, günlük mesaî harici zamanlar var; ve bunları kanunların, resmi mevzuatın, mevcud nizamın mecbur ettiği, zaruri dinlenmeler; o halde müslüman bunlardan istifade etmeli, bu zamanları nasıl ve ne tür sevaplı işlerle geçireceğini düşünmeli; dînî, dünyevi, maddi, manevi kârlı şekilde kullamayı mutlaka sağlanmalı!

Dini bilgileri geliştirmek lâzım, Kur'an-ı Kerim öğrenmek ve öğretmek lâzım; İslâmî çalışmalara katılmak lâzım; çocuklara ve ev halkına evlerde okullarda verilemiyen zihnî, ruhî, bedenî, dînî, ahlâkî, edebî, ictimâî bilgi ve becerileri kazandırmak lâzım; sıhhatlerini korumak, temiz hava almalarını, güneşlenmelerini, hâlis gıdalarla beslenmelerini, tabiatı tanımalarını ve sevmelerini, tabiî şartlara uymayı öğrenmelerini... sağlamak lâzım.

Denizde yüzmeyi öğrenmek, kayık, yelken... kullamayı becermek, su altını tanımak, dağları, dereleri, ormanları, tarihi ve tabiî güzellikleri görmek, eş, dost, akraba ve hemşehrileri ziyaret etmek... elbette müslümanların da hakkı... ama bu imkânlar onlar için bir hayli kısıtlı... Çünkü yazlıklar, turistik yerler ve yöreler, içki, kumar, zina, açıklık, çıplaklık, arsızlık, yüzsüzlük, imansızlık, ibadetsizlik gibi büyük mahzurlarla lebâleb, tıklım tıklım dopdolu... Müslüman oralarda sıkılıyor, utanıyor, bunalıyor, dışlanıyor ve hatta horlanıyor...

Çare; müslümanın rahat edebileceği tatil yerleri bulmak ve faydalı, sevaplı tatil eğitim programları hazırlamak... Bu büyük bir ihtiyaç.

Biz, geçtiğimiz yıllarda çeşitli, başarılı, mükemmel tatil çalışmaları yaptık; çocuklar için yaz okulları kurduk; gençler için deniz kenarları ve dağ yaylalarında eğitim kampları düzenledik; aileler için otel eğitim prograları düzenledik. bunlar çok beğenildi, büyük ilgi gördü, katılanlar çok memnun ayrıldılar.

Bu seneki ilave teşebüsümüz Elvan Tatil Köyü: İzmir'in Özdere Kasabası yakınında çok renkli ve sevimli bir mekân. Geride çam manzaralı dağlar, çevrede zeytinlik ve portakal bahçeleri, etraftan rahatsız edilmeyen çok temiz kumsal bir koyu, oteli, müstakil evleri, kat kat teraslara serpiştirilmiş boy boy müstakil bungalov'ları, gelinduvaklı, okaliptüs ve karabiber ağaçlı, kaynanadili kaktüslü, renk renk, elvan elvan çiçekli, spor sahalı, çocuk bahçeli, yüzme havuzlu şirin, mütevazi, tabiî ve çok cana yakın bir yer. Fevkalâde temiz ve dinlendirici bir havası var. Yabancı bir müslüman misafir, bir iki günlüğüne gelmiş, beğendiği için kalışını hemen uzatmış.

Bu yazımı oradaki eğitim çalışmalarımız arasında bulabildiğim bir molada kaleme aldım.

Hepinize kucak dolusu selâmlar, gönüllerden dualar.

Kadın ve Aile, Haziran 1996