İSLÂM'DA VE BATI'DA KADIN HAKLARI
Prof. Dr. M. Es'ad COŞAN
Şu Avrupalılar, Amerikalılar, Batılılar, hristiyanlar son zamanlarda iyice kendi içyüzlerini ortaya koymaya başladılar.
Bir zamanlar içimizdeki bazı saf ve bön Batı hayranları ne kadar inanıp güveniyordu Batılıların insancıllığına, medenîliğine! Güya Fransa insan haklarının beşiği idi; Fransız inkılabı çok muazzam bir değişme ve gelişme idi, tarihin çok mühim bir olayı idi... filân?!!
Meğer hepsi yalan ve palavraymış. Her şey menfaat ve çıkar hesaplarına ayarlı imiş. Menfaat oldu mu her zulüm meşrû, her haksızlık, hırsızlık caiz. Bebekler, kadınlar, çocuklar hunharca öldürülüyor; çeşme başında su beklerken, kabristanda ölü gömerken topa tutuluyor; ses yok, hattâ gizli destek var, sinsi sinsi sevinmek var!..
Her şeyi Bosna'da, Çeçenistan'da, Keşmir'de, Cezayir'de iyice anladık; gözümüz açıldı, acı gerçekler ortaya döküldü.
İslâm mı daha çok kadın haklarını koruyor, Batı mı?.. Kadın cinsini modern medeniyet mi koruyor, İslâm mı?..
İslâm savaşyta kadın öldürtmüyor. Ama Batılılar tarih boyu savaşlarda ne yaptılar? Hiçbirisinin şöyle başını kaldırıp da bu "Batılılar ne yaptı?" soruma cevap verecek halleri, yüzleri yoktur.
Batı'dan bu beldelere gelmişlerdir; Fransa'dan Almanya'dan, Belçika'dan, Hollanda'dan, İspanya'dan, İtalya'dan, İngiltere'den haçlı orduları ile, Macar ovalarında yahudileri yaka yaka, öldüre öldüre gelmişlerdir. Bizans'a gelmişlerdir, kendi dindaşlarının ülkesidir, ama soyup geçmişlerdir. Ayasofya'nın hazinesini soyup tamtakır yapmışlardır. Hazinelerini, altın şamdanlarını, Meryem Ana heykellerini alıp götürmüşlerdir. Antakya'ya geldikleri zaman kadın, bebek, ihtiyar, çocuk demeden bütün müslüman ahaliyi kılıçtan geçirmiş, öldürmüş, katliam yapmışlardır. İnsan eti yemişlerdir. Kudüs'e geldikleri zaman tarihte emsali bulunmaz bir hunharlık ve canavarlıkla herkesi öldürmüşlerdir.
Ama müslümanlar tarih boyu herhangi bir yeri fethettiği zaman aslâ böyle yapmamıştır. İşkence, katliam yapmamıştır, ahaliye dokunmamıştır. Yedi asır Balkanlar'da, Kafkasya'da, şu topraklarda hakim olmuşuzdur, ahaliye bir şey yapmamışızdır. Hristiyan azınlıklar aynen kalmıştır. Yahudileri Endülüs'ten katliamdan kurtarmışızdır. Bu Allah'ın emri, biz böyle güzel ve insaflı muamele yapmışız. Onlar da kadın demeden, çocuk demeden, ihtiyar, mâsum demeden öldürmüşlerdir. Hâlâ da 20. Yüzyıl'da öldürüyorlar. Hepsi suçludur, tarihin karşısında, Allah divanında... Hiçbirinin bize insan hakları, demokrasi öğretmeye, ağzını açmaya hakkı yoktur.
Kendi milletlerine dahi mezheb farkı, kilise farkı diye olmadık işkenceleri yapmışlardır.
Peygamber SAS Efendimiz'in savaşa giden mücahidlere nasihati şöyle: "Pîr-i fâniyi öldürmeyeceksin, çocuğu, bebeği öldürmeyeceksin! Kadını da öldürmeyeceksin!"
İslâm, "Harpte kadını öldürmeyeceksin!" diyor, onlar öldürmüşler.
İslâm kadına mal mülk veriyor, onlar kadına mülkiyet hakkı vermemişlerdir.
İslâm kadını özel, muhterem bir varlık olarak görüyor, onlar şeytanın aletidir diye hepsini kötülemiştir. Senin anan da, karın da, kızın da mı şeytanın aleti?.. Kötü kadın kötü, ama hepsi mi toptan böyle?.. Değil, ama kadını tamamen şeytanın aleti gibi görmüşlerdir.
Kadına miras hakkı vermemişlerdir. Yakın tarihlere kadar Batı'da kadının mirastan hakkı yoktu. Adam ölür, mallar erkek çocuklara kalırdı, kadının hali ne olursa olsun... Batı'da seçme-seçilme hakkı çok yakın zamanlarda verilmiştir. Batı'da kadınlar bu kadar ezilmiştir, İslâm'da kadınlar bu kadar kollanmıştır. Savaşa çağrılmaz, savaşta öldürülmez. Çünkü kadındır, muhteremdir; evlât yetiştiriyor, zahmet çekiyor.
Kadınlara acımayı, onları korumayı, kollamayı dinimiz emrediyor. Peygamber Efendimiz vedâ haccında, "Size kadınlara iyi muamele etmeyi vasiyet ederim. Kadınları size emanet ederim." diye kadınlarla ilgili tavsiyelerde bulunmuştur.
Tarihte etmiyorlardı da Avrupalılar kadın haklarına, şimdi riayet ediyorlar mı bâri?.. Hayır; çünkü kadını serbest bırakıp, onun fuhşiyata yönelmesine göz yummak da kadına zulümdür. Kadına, İslâm onu da yaptırtmaz. İslâm'da sen istediğin gibi, keyfince kötülük yapamazsın! İslâm'da kötülüğe serbestlik yoktur.
Batılıların yaldızlı sözlerine, reklam ve propagandalarına artık inanmıyoruz; inananlar da en sonunda işin farkına varmışlardır.
Elhamdü lillâh dinimiz çok güzel; elhamdü lillâh ecdadımız çok temiz, fazîletli, merhametli, şerefli, asil kimseler; elhamdü lillâh her yönden yüzümüz ak, alnımız açık; elhamdü lillâh kültürümüz şâhâne, medeniyetimiz eşsiz, insanıyet derecemiz çok yüksek... Allah CC, sahib olduğumuz muazzam meziyet ve fazîletlerin kadr ü kıymetini bilmeyi, dinimize sımsıkı sarılmayı, yine cümle cihana örnek ve önder olmayı nasib eylesin!..
Bayramınız mübarek olsun, sevgili okuyucular; Allah nice nice mutlu ve mübarek günlere afiyet ve saadetle vâsıl olmayı sizlere ve cümle ümmet-i Muhammed'e nasib ve müyesser kılsın... Gamları, kederleri sürûra; sıkıntıları, üzüntüleri feraha, tebdil ve tahvil buyursun... Mücahid kardeşlerimizi mansur ve muzaffer etsin...
Âmîn, bi-hürmeti'smihil a'zam ve nebiyyihil-ekrem sallallàhu aleyhi ve âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ve sellem.
Kadın ve Aile, Mayıs 1995