SADIK İHVÂNIMIZIN HÂLİS HİZMETLERİ

Prof. Dr. M. Es'ad COŞAN

Allah razı olsun, şu günlerde Avustralya Sydney'deki ihlâslı kardeşlerimizi ziyaret etmekteyiz; burada güzel bir ilim, ahlâk ve kültür derneği kurmuşlar; kadın, erkek çok mükemmel İslâmî faaliyetler yapıyorlar, müslümanlara, çok fedakârca çeşitli hizmetler sunuyor, çok faydalar sağlıyor, çok iyi sonuçlar alıyorlar, istikbale yönelik çok iyi niyetleri var, Rabbim üstün muvaffakiyetler nasib eylesin. Diğer yerlerdeki kardeşlerimize örnek olarak zikr ediyorum.

Merkezlerine aziz ve muhterem şeyhimiz, merhum ve mağfûr, cennet mekân, sultan-ül-aşıkın, kutb-ül-aktâb ve gavs-ül-vâsılîn, şeyh-üş-şüyûh es-Seyyid Muhammed Zâhid KOTKU Efendimiz Hazretleri'nin ismini vermişler, "MEHMED ZÂHİD KOTKU DERGÂHI" demişler. Aferin, aşk olsun! Çünkü mürşid-i kâmiller, Peygamber-i zişanımız Muhammed-i Mustafa --sallallàhu aleyhi ve âlihi ve selleme teslimen kesîrâ-- Hazretleri'nin gerçek varisleri, Ümmet'in mübarek başkanları ve mânevi sultanlarıdır; müridlere de onların anne ve babalarından daha yakın ve daha müşfiktirler. Anne ve babalar insanı dünyada korur ve büyütür; mürşid-i kâmiller ise onlara iman hakikatlerini öğreterek, ebedi saadet yollarını göstererek, nefislerini islah ettirip felaha erdirir, iki cihanda aziz ve bahtiyar, ber-murad u berhudar olmalarını sağlarlar; kötü huylar ve hallerden temizleyip, insan-ı kâmil, ârif-i vâsıl, âşık-ı sâdık eyler; böylece topluma da çok iyi nimetli, çok mükemmel yetişmiş insanlar kazandırarak, milletin maddeten ve manen ilerlemesine, yücelmesine, güçlenip kuvvetlenmesine sebep olurlar. Onlar ilim ve irfan kaynakları, ma'rifet ve hakîkat hazineleridir. Onların kadr ü kıymetini bilen kazanır, iki cihanda kârlı çıkar, felâh bulur, kurtulur... Onların kıymetini görmeyen, kadrini takdir edemeyen mahrum kalır, hâib ü hâsir, müflîs ü mutazarrır, pişmân u perîşan olur.

Böyle, evliyâullah ve sâlihîni sevmek, dinin ve imanın gereğidir, Allah ve Resulullah aşkının devamı, fer'i ve sonucudur. Bu ince sırra binâen o tevâz sultanı, hüsn-i huluk şâhı, kemâlat timsali, iman ve ahlâkın nadîde misali Muhammed-i Mustafa sallallàhu aleyhi ve alihi ve sellem Efendimiz sahih bir hadis-i şerifinde:

"Nefsim elinde olan Rabbime yemin ederim ki siz, beni babanızdan, evlâdınızdan ve bütün diğer sevdiğiniz insanlardan daha da çok sevmedikçe gerçek mümin olamazsınız!" buyurmuştur.

Evet, Peygamberimizi ve onun varisleri olan evliyâullahı sevmek gerektiğinden biz de şeyhimizi çok seviyoruz, hasreti kalbimizi günden güne daha çok yakıyor. Onun aziz hatırasına ne yapsak azdır diye düşünüyoruz. İnşaallah Türkiye'yi, Asya'yı, Avrupa'yı, Afrika'yı, Amerika'yı, Avusturalya'yı hattâ dünyayı, fezayı KOTKU dergahlarıyla, ilim ve irfan merkezleriyle dolduracağız; Camiler, okullar, yurttlar, kolejler açacağız; parklar, bahçeler, korular tesis edeceğiz; çeşmeler, köprüler, yollar yaptıracağız, kütüphaneler kuracağız, kitaplar yayınlayacağız, yeni yeni radyo-televizyon müesseseleri açacağız. Hep Allah rızası için, Rasûlüllah Efendimiz'in aşkıyla, evliyâullah hürmetiyle, ümmete hizmet duygusuyla... tâ ki herkes ilmin, irfanın, şeriat-i garrânın, yüce Kur'an'ın, pak tasavvufun, güzel ahlâkın, maddi ve ma'nevi kemâlâtın değerini, önemini gözden kaçırmasın, gafil ve cahil kalmasın, dünyada ve ahirette me'yus ve mahrum olmasın diye...

İnşaallah şimdiden yaz aylarında bu maksatla Avrupa ve Amerika'ya gitmeyi planlamakta ve konuşmaktayız. Oralardaki kardeşlerimiz duysunlar, bilsinler ve hazır olsunlar!

Hepinizin gelmekte olan ramazan-ı şeriflerinizi buralardan, şimdiden, en hâlis duygularla tebrik eylerim; Mevlâ-yı Müteâlimiz bu nur ve sürur, zevk ü şevk, hayr u feyz, ikram ü in'am, ihsan u gufran ayının her türlü imkânlarından azami derecede faydalanmayı, behremend ü hissedar, feyzyâb u kâmkâr, müstefid ü müstefiyz olmayı cümlenize nasib ü müyesser eylesin; âmîn bi-hürmeti seyyid-il-mürselin sallallàhu aleyhi ve âlihi ve sahbihi ve men tebiahû bi-ihsânin ecmaîn, ve selleme kesiren kesirâ, ilel-ebedi aled-devâm.

Kadın ve Aile, Ocak 1995