AMERİKA'DAN DÖNERKEN DÜŞÜNDÜKLERİM
KADIN VE AİLE TEMMUZ 89
Birbuçuk ay süren bu ilk Amerika seyahatimden tatlı hatıralar, değerli intibalar, tecrübeler, bilgiler, hitaplar ve en önemlisi taze azim ve mühim kararlar ile dönüyorum. Bir çok yeni dost edindim, malumat topladım, görüş ufkum genişledi, çeşitli ülkelerden Arap, Acem, siyah, beyaz, Asyalı, Afrikalı müslümanlarla haşır neşir oldum, kucaklaştım, muhabbetleştim. Mezhep ve meşrep taassubunun çıkmazlığını, sevgi ve hoşgörünün önemini, Arapça ve İngilizce öğrenmenin zaruriliğini hissettim; İslamın ne kadar büyük bir din olduğunu irdeledim; çeşitli kıta ve ülkelere yapılmış olan ırktaş ve dindaşlarıma hizmet için daha çok gayret göstermemiz gerektiğini iyice gördüm; eğitimin, dinimizin, basının, dergilermizin önemini daha iyi anladım. Çıkardığım kesin sonuç şu ki:
Hepimiz, tarihimizi, dinimizi, dış dünyayı, çeşitli yerlerdeki müslüman halkları, onalrın dernek ve müesseselerini, yayınlarını, dost ve düşmanların tüm faaliyetlerini, yabancı dil yayınlarını daha büyük bir ilgi ile, çok yakından izlemeliyiz. Bu konularda masraftan, yatırımdan zahmetten, meşakkatten yılmamalıyız. Onun için bizler de daha çok çalışmalı, daha metodlu ve bilimsel olmalı, daha çok dış temas ve seyahatte bulunmalı, sönük ve içe kapanık kalmamalıyız. Sizlere şimdiye kadar duymadığınız, bilmediğiniz yeni ve orjinal konuları ihtiva eden, pırıl pırıl, dipdiri sımsıcak dergiler sunmalıyız. Ancak böylece malumat seviyemizi istenen düzeye yükseltebilir tanıyabilir, birlikte çalışarak sevimli ve verimli sonuçlara ulaşabiliriz.
Bendeniz bu seferde, uçsuz bucaksız Amerika kıtasının ancak küçük bir parçasını görüp inceleyebildim. Çalışmanın ileriki yıllarda da devam etmesi şart; çünkü pek az cami, dernek ve topluluk ziyaret edebildim, mahdut bölge ve şehirlerde bulunabildim. Halbuki gezilicek, görülecek yer o kadar çok ki Mesela Orta ve Güney Amerika'nın nüfusunun % 40'ı, % 50'si müslüman olan ülkeleri olduğunu duyunca sevinç ve hayret duydum. Kristof Kolomb'dan önce kıtaya ulaşmış bazı bölgeler de eski benliklerini kaybetmeden yaşadıkları söyleniyor. İlerde oralara gitmek, onlarla tanışmak istiyorum inşallah!
New York'ta kaldığım kardeşlerimizin evinde video bantlar seyrettik. Halveti tarikatının Cerrahiye kolundan merhum kitapçı Muzaffer Ozak hocanın, siyah sarıklı, kavuklu, hırkalı, kemerli, çizgili uzun entarili ananevi tarikat kıyafetiyle, meşhur bir Amerikan televizyon röportajcısı ile yaptığı konuşma ve açıklamaları, arkasından dervişler topluluğuyla ayakta yapılan toplu cehri zikri, çalınan dini musiki parçalarını ilgiyle izledik. Çeşitli ülkelerden Amerika'ya gelmiş şeyhler hakkında yapılan İngilizce yayınları, sohbetlerinden derlenmiş enteresan kitapları inceledik. Civarda kurulmuş tekkeleri dinledik. Müslüman olmuş beyaz ve zenci Amerikalıların faaliyetleri hakından bilgi aldık.
Bütün bunlardan Amerika halkının, İslam dinine karşı özel ve derin bir merak beslediği ve bilhassa İslam tasavvufu ve tarikatlere büyük sevgi ve ilgi duyduğu anlaşılıyor. Biz müslümanlara düşen görev, onlara Allah'ın hak dinini en güzel ve en etkili tarzda tanımak, tebliğ etmek oluyor. Bu konuda başka müslüman ülkelerin, kendilerine has metodlarla çalışmalar yaptıkları da görülüyor. Mesela Amerika ve Kanada'nın gittiğimiz tüm şehirlerinde Pakistan, Hindistan ve bengladeş'in "Cemaat-ı Tebliğ" mensuplarına tesadüf ettik, hatta Detroit'te onlardan yemekli bir grubun ısrarlı davetini kabul ederek misafiri olduk. Hülasa ciddi çalışılırsa Amerika'da çok verimli sonuçlar alınacağına, bunun da İslam ve müslümanlar için çok faydalı olacağına tüm kalbimle inanıyorum. Çünkü Amerikalılar makul, zeki ve pratik insanlar, gerçekleri seviyor ve hakkı kabulde tereddüt etmiyor.
Kendimizi ve yeni nesillerimizi imanlı, şuurlu, çağdaş, uyanık ve aydın yetiştirmeyi başarabilirsek istikbal İslam'ın olabilir.
Bu konudaki ilk ve en müessir çalışma aileden başlar.
Allah cümlemize gerçekleri göstersin ve rızasını kazanmada tevfikini refik eylesin!