GÖREVE ÇAĞRI!
KADIN AİLE, OCAK 89
Prof. Dr. M. Es'ad COŞAN
Ülkemiz halkının yüzde doksandokuzu müslümandır, ama kaçtanesi tam şuurlu. Kaçtanesi dinini iyi biliyor, ibadet ve taatlerini güzel icra ediyor? Kaçtanesi yüce Allah (c.c.)'ın ve sevgili peygamberimiz(S.A.S.) sevgisini ve rızasını haketmiş hakiki mü'min; sevaplı, cennetlik, saf müslüman?
Maalesef onların pekçoğu İslâm'ı doğru düzgün bilmiyor, dini görevlerini yerine getirmiyor, yarın Rabb'ının huzuruna ne yüzle çıkacağını, nasıl hesap vereçeğini sanki hiç düşünmüyor, haramları pervasızca yiyor, günahları şuursuzca irtikab ediyor. Allah hidayet eylesin akıl, fikir, iz'an, irfan versin; kahrıyla, gazabıyla değil; lütfuyla, keremiyle islah etsin!
Yine maalesef, sosyal durum ve resmi kurumların çoğu da bu cahilliği ve gafilliği destekler ve besler mahiyette. Bir profesör dostum geçen gün dert yandı:
-Ben ve eşim evde hiç yılbaşından ve Nöel babadan bahis açmadık ama geçen gün bizim küçük bana ne dese beğenirsiniz!
-"Baba! Nöel baba yılbaşında bana ne hediye getirecek?!!"
Bunu nereden duydu? Ya okuldan, ya da televizyondan. Televizyondaki hristiyanlık reklam ve propagandasından zaten hepimiz şikayetçiyiz.
Şuurlu din bilginlerimiz, değerli müslüman yazarlarımız, gazetelerde, dergilerde, kürsülerde ne kadar ikaz ettiler; halka yılbaşını kutlamalarını yabancı örf ve adetlere uymamalarını, haramları, günahları irtikab etmemelerini günlerce söylediler ama kaç kişi anlayıp, dinledi? Büyük çogunluk, biryanadan resmi kuruluşların, diğer yandan müstehcen basının desteğiyle hazırlanan ortama körü körüne uydu; geceyi içki, dans, eğlence, kumar, iyş ünüş, zevk-ü sefa ile haramlarla günahkâr bir şekilde geçirdi. Ertesi gün öğlenlere, ikindilere kadar yattı.
1 Ocak sabahı Çanakkale'den İstanbul'a gelen bir kardeş 400 km'lik tüm yol boyunda sadece 17 vasıtayla karşılaştığını, yolların tüyler ürpertecek kadar ıssız ve tenha olduğunu esefle anlattı.
Bu ve benzeri müşahedeler gösteriyor ki halkımız son yıllarda büyük bir dejenerasyonla karşı karşıya. Kendisinin güzel dinine, pak örfine, yüce tarihine ve âsil kültürüne ait öz değerlerini yitiriyor. Yabancı bâtıl din ve abuk sabuk, eksik gedik kültürlerin süflî yanlarını şuursuzca taklit ediyor. Devlet de galiba Avrupa Topluluğuna entegre olmak için bu vahim oluşumu ve sakat gelişimi destekliyor.
Sebep olanlardan, Azizve Zü'ntika olan yüce Allah mutlaka hesabını sorar, soracak. Ama acaba işin vehametini gören ve fakat gerekli tedbirleri almakta kusur eden sizler ve bizler vebalden kurtulabilecek miyiz?
Bunun için hepimizin gayrete gelmesi ve harekete geçmesi gerekiyor. Herkes kendi durum, mevki ve imkânlarına göre elinden gelen her tedbiri almakta en son gayretini göstermek zorundadır. Ancak o takdirde mâruz sayılır ve sorumluluktan kurtulabiliriz.
Kültürümüzü, maneviyatımızı ve yüce dinimizi korumak, halkımızı yabancı kültür ve düşman ideolojilerin tasallutundan kurtarmak için 1989 yılı hamle ve başarı yılı olsun.