ÖRNEK ÇALIŞMALAR

KADIN VE AİLE ARALIK 88

Allah c.c. ömür versin ve emsallerini çoğalksın çok değerli bir profesör kardeşimiz vardı; aliece Amerika'ya davet olundu; gitti, oradaki bir derneğe başkan oldu ve dini görev yapmağa başladı. Kendisi olgun ve hakiki bir din ve ilim adamıdır. Çok iyi yetişmiştir: Hafızdır, Kur'an-ı Kerimi ezbere bilir, hem Yüksek İslam Enstitüsü'nü, hem de Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Yıllarca çeşitli üniversitelerde hizmet etti, nice talebe yetiştirdi, değerli eserler yazdı, güzel araştırmalar yaptı, dekanlıklar da, resmi idareciliklerde bulundu.

Yakından biliyorum, özellikle 1980'den sonra çok sıkıntılara uğradı, kadri bilinmedi, kendisine gereken hürmet gösterilmedi. Kah fakültelerdeki bozguncu muhaliflerin hedefi oldu, k(h dindar olduğu için, devrimcilik ve ilericilik namına yukardan baskı gördü, üvey evlat muamelesine, hatta kovuşturmaya uğradı. Kibar ve tok insandı, zor sabretti, asgari hizmet yıllarını doldurur doldurmaz -aşağı yukarı benimle aynı zamanlarda- üniversiteden ayrıldı, genç yaşında emekli oldu. Halbuki daha nice yıllar başarıyla hizmet edebilirdi. Dış ülke tecrübesine sahipti çok iyi derecede İngilizce, Arapça, Farsça, Fransızca ve Almanca biliyordu.

Hanımı da şuurlu, aydın ve kültürlü bir müslümandı, yüksek öğretim kurumlarında tesettürlü hocalık yapmıştı, mükemmel Almanca ve sair diller bilirdi. İkisi birlikte örnek bir aile teşkil ediyorlardı.

Geçen gün yakınlarından duydum ki Amerika'da çok başarılı çalışmalar yapıyorlarmış. Amerikalılar aziz kardeşimizin değerini hemen takdir etmişler, kendisine üniversitede kürsü vermişler, uzmanlık dalında dersler vermesini rica etmişler. Üniversitelerdeki dersleri, dernekteki vaazları ve konferansları çok ilgi görüyor ve beğeniliyormuş. Pek çok kimse kendisine gelip İslam'la ilgili sorular soruyor, bilgiler alıyorlarmış. Günde ortalama beş kişi onun eliyle müslüman oluyormuş.

Şimdi Amerika'da onu duyan ve gören çeşitli islami dernekler benden, kendilerine de onun gibi kıymetli alim ve ilim adamları göndermemi istiyorlar.

Hayırdır inşaallah! Dünyayı bu sefer galiba batı'dan Doğuya doğru feth edeceğiz!

Bu haber üzerine hatırıma şunlar geldi:

Aslında kimseyi incitmek istemem, ülkemizin dertlerini dile getirmek için söylüyorum:

Halkımız içinde büyük kültür eğitim ve zihniyet farkları meydana gelmiş, haksız düşmanlıklar oluşmuş. Başımızda ve aramızda bulunan birtakım kimseler, aydın, ilerici, devrimci, çağdaş, bilimci, akılcı.. olduklarını iddia ediyorlar, belki samimiyetle kendilerini öyle değiller; aksine, şaşılacak kadar insafsız, sevgisiz, hoşgörüsüz, dengesiz, mantıksız davranıyorlar; hele dine ve inanca karşı son derece küstah, çifte standartlı, antidemokratik zihniyetli, dengesiz, saldırgan ve cahiller. Büyük yanılgılar içinde bulunuyorlar. Batıya hayranlar, fakat Batı'yı tanımıyorlar; beynelmilel derneklere, kulüplere üyeler, ama çağdaş aydın tipinin vasıflarına ve Batı standartlarına hiç ayak uyduramamışlar. Bizim geleneksel maneviyat, nezaket ve fazilet ölçülerini de kazanamamışlar, böylece şahsiyetsiz, tecrübesiz, prensipsiz kalmışlar, bir sisteme bağlı olamadıklarından gerçekleri doğru göremiyor, kararları isabetli alamıyor, değerleri doğru takdir edemiyorlar.

Tecrübelerle sabit oluyor ki elhamdülillah, mukaddesatcı, maneviyatçı, islamcı olanlar haklı. İşte bazı cahil muhalifler kabul etmeseler de, değerimiz beynelmilel sahada, ciddi ölçülere sahip yerlerde hemen anlaşılıyor.

Anlaşılıyor ki tüm insanlık, sadeve Türkiye'de değil, dünyanın her yerinde bizim nurlu hayat prensiplerimize muhtaç durumda, imana ve İslam'a hasret, beklemekte.. O halde silkinip doğrulalım, Cenab-ı Hakk'ın rızasını ve saadet-i Dareyni kazanmak için, dine ve halka hizmette, kadınlı, erkekli, büyüklü, küçüklü, aşk ve şevk ile el ele, şuurlu ve şumüllü çalışalım!

Bu yolda sabr ü sebat edersek, ümid ediyorum ki Allah'ın izniyle yakında çok parlak ve güzel başarılar elde edebileceğiz.