BAZI ZARARLI İTİYADLAR ÜZERİNE..

KADIN VE AİLE ARALIK 87

İsl(m dini hem dünya, hem de ahiret saadetini sağlamağa yönelmiştir. İbadetlerin yanısıra, değerli ahk(mının önemli bir kısmı da dünyaya dairdir; aklı, ruhu, malı, nesli ve bedeni korumak başlıca gaye ve hedefleri arasındadır. Yani biz, "benim değil mi, ne istersem yaparım" deyip kendi malımızı telef edemeyiz, kendi bedenimize zarar veremeyiz.

Peygamber Efendimiz'in s.a.s., ibadete çok düşkün olan kendisini biraz ihmal eden Ebu'd-derd('ya r.a: "Diğer hak sahipleri arasında vücudunun da senin üzerinde hakkı var, her hak sahibine hakkını ver" buyurduğu rivayet edilir. Demek ki kendimize iyi bakmağa, sıhhatimizi koruyup kollamağa, bedenimizi yıpratmamağa dinen de mecburuz.

Bedeni yıpratıp çıkartan maddeler arasında içki ve afyon, esrar emsali uyuşturucular yasak ve haramdır. Bunları herkes biliyor ve dini bütün Müslümanlar bunlardan kendisini çekebiliyor. Fakat sigara ve diğer tütün mamülleri aynı durumda değil. Maalesef Müslümanlar arasında bu konuda büyük bir umursamazlık ve ihmal görmekteyim.

Sigara yaşlılarda ve gençlerde, erkeklerde ve kadınlarda yaygın bir bela, üstelik dindarlar arasında bile mevcut. Geçenlerde ziyaretine gittiğim bir müftü, beni elinde sigara tüttürür vaziyette karşılamasın mı!

İstanbul'da bir tekkede, gelenlere şeker yerine sigara ikram ediyorlarmış; toplantı mahallinde sigara dumanından yüz yüzü görmez bir hal oluyormuş. Sübhanallah! Kahvehane mi, tekke mi? Hani tarikat takva yoluydu, hani derviş heva-yı nefse mükeyyefata muhalefet edecekti, hani değil haramlardan, mekruhlardan bile uzak durmak esastı!

Duydum ki bir şahıs sigara içmiyormuş, birine intisap etmiş, ondan sonra hocasına uyarak içmeğe başlamış. Halbuki ittiba sünnet-i seniyyede olmalı değil miydi? Herkes her konuda rehber alınır mı? Bid'atte, mazarette, mekruhta, haramda ittiba olur mu? Bir taşra şehrinde (lim bir hoca efendinin camisinde kültablası görmüşler, "Hocam, siz de mi?" demek istemişler; onları "Siz benim sigarama karışmayın" diye azarlamış.

İl(hiyattan başka fakültelere de derse giderdim. Yazılı imtihan yaparken, öğrencilerden ilk soru "Efendim, hocam! Sigara içmek serbest mi?" olurdu. Sigara içmezlerse zihinleri açılmıyor, cevap veremiyorlarmış!

Gemide, uçakta, otobüste oturur oturmaz, tiryakiler yakıyor sigarayı. Aynı yerde siz de bulunmak zorundasınız; nefesiniz tıkanır; yolculuk sizin için bir azap ve işkence haline dönüşür.

Hele bazı hanımların zayıflamak için sigara içmesi yok mu! Ciğer tıkanacak, sağlık bozulacak, iştiha azalacak da zayıflama olacak! Ne kadar yanlış ve ters bir yol! Buna ancak ölümlerden ölüm beğenmek, yağmurdan kaçarken doluya tutulmak, boynuz umarken kuyruktan olmak... vs. denilebilir.

Geçenlerde Dünya Sağlak Teşkilatı (WHO)'nın sigara hakkında bir raporu yayınlandı. Fevkalade vahim bir durum! İnsanoğlunun sıhhatini şiddetle tehdid eden en büyük tehlikeler (nükleer harp, yaygın salgın hastalık v.s.) arasında sigara tiryakiliği 4. Sırada yer alıyormuş. Birçok yan etkileri arasında insanda damar sertliği ve felç yapması; akciger, gırtlak ve kan kanseri gibi korkunç hastalıklara sebep olması bilhassa önemli. Yılda 2.5 milyon insan bu yüzden ölüyor. Tevekkeli ecdadımız "parasını el alır, dumanını yer alır, derdi de bana kalır" dememiş.

Demek ki sigara tirkakiliği m(sum bir alışkanlık değildir, onu savunmak son derece büyük zararlara yeşil ışık yakmak, razı olmak demektir. Aksini iddia edenler milyonlarca insanın sorumluluğunu üzerlerine alırlar. "Dinde fak(hlik" böyle hassas konularda isabetli karar vermekle belli olur. O halde halkın sıhhatini korumak, haram ve mekruh mükeyyefata karşı savaşmak her türlü kötü ve zararlı itiyadlardan kurtulmak için son derece şuurlu, gayretli ve titiz olmalı, elele vermeli, ehl-i keyfin sözüne değil dinimizin özüne uymalıyız.