HAKKA VE İNSAFA DAVET!

İSLAM AĞUSTOS 90

HİDAYET Allah'tandır; O'na sonsuz hamd ü senalar olsun! Hak teala cümlemezi hakkı hak olarak görüp ona tabi olabilmeyi, batılı da batıl olarak teşhis edip ondan korunabilmeyi ve uzaklaşabilmeyi nasip eylesin! Beşerden hiçbir fert, peygamber bile olsa, istediğine hidayet kazandıramıyor; hidayet Allah'ın en büyük nimeti olduğu, sonuçta insanı cennete soktuğu için Allah onu ancak sevdiği, hayrını murad ettiği kimselere lutfediyor; kafirlere, zalimlere, fasıklara asla vermiyor. Bu konuda, edep ve tevazu vazgeçilmez şart; biedep, rabbın lutfundan mahrum kalır; mükebbiri Allah mutlaka hor ve zelil eder. O halde Allah'ın rızasını ve ahiretin sevabını isteyen herkes çok dikkatli, çok edepli, çok dürüst, çok mütevazı olmak zorunda.

Son olaylardan, piyasadaki politikanın ne kadar çirkin ne kadar korkunç bir şey olduğu gün gibi ortaya çıktı. Yazıları takip ediyorum, dinden, imandan yana görünen, cihaddan hizmetten bahseden bazı kimselere bakıp şaşıyorum: Yalandan, iftiradan dedikodudan kurtulamıyorlar; vefa yok, sevgi yok, saygı yok, doğruluk yok, insaf yok..

Misaller:

Filanca Amerikan ajanıymış Bush'la konuşmuş ondan talimat almış (=çirkin iftira); oğluna filan şahıs düğünde Mersedes hediye etmiş! (=kuyruklu yalan); filan şahısla konuşuyormuş, o halde onunla birleşip falanca partiyi bölüp %10 barajını aşmasını engelleyecekmiş! (=büyük su-i zann); bir başkası çıkar da yeni bir parti kurarsa dinen katline cevaz varmış! (=katmerli cehalet ve zavallı avamı cinayete taşvik):...v.s.

O.A. diye bir kişi gitmiş bir şehirde konuşmalar yapmış, ayrıca solcu bir gazeteye beyanat vermiş; iyi ki vermiş çünkü: "Şecaat arzederken merd-i kıpti sirkatın söyler" denildiği gibi kendi su-i zanlarını, vefasızlıklarını, dostu-düşmanı tanıyamadıklarını tescil etmiş oluyor, farkında olmadan, bizim onlar hakkındaki görüşlerimizin doğruluğunu ispatlıyor. Onun için bir arkadaşı onun hakkında "Bu beyanıyla bir çuval inciri berbat etti." Demek zorunda kalmış.

Sevgili Peygamberimiz -sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem- hazretleri bir hadis-i şeriflerinde buyurmuşlar ki:

-Eminliği, güvenirliliği (emaneti) olmayanın imanı yoktur; ahdine vefası, verdiği sözüne sadakati olmayanın dini yoktur.

Muhterem Kardeşlerim! Bu kaypak ve dönek yönetimle mi hak yolda cihad edilecek, müslümanlara hizmet verilecek?

Hem, hani İslamda hizmete talip olmak yoktu; vazife istenmez, verilirdi?!

Ey kaydı hayat şartıyla saltanat talipleri, değişmez yönetim mensupları! Bırakın da, müslümanlar işlerini ŞURA ile halletsinler, hall ü akd erbabı muhterem zevat, göreve getirilecekleri, seve seve, düşüne düşüne Allah'ın razı olacağı ölçülere göre seçsinler; sarhoşlukla ömrü geçmiş kimse veya solculukla tanınmış mazisi karanlık şahıs veya tabancayı çekip başkanı tehdid eden kişi aday olmasın, ahlak ve fazilet esas alınsın, oy kaygısı islami prensipleri ihlal ettirmesin! Yönetime, haksız bey'at sistemiyle, saltanat esasını getirmeyin, şahısları şımartıp putlaştırmayın, batılı desteklemeyin, hakkı söyleyenlere iftira etmeyin, husumet beslemeyin, menfaat hırsıyla hareket etmeyin!

Yaktı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden sakının, çünkü cehennem ehli o kadar pişman olacak ehli o kadar pişman olacak ve ağlayacak ki gözyaşlarında gemiler yüzdürülseydi, yüzer giderdi; hem de yaş yerine kan ağlayacaklar..

Allah'ın sevgili kulları için hazırladığı cennete layık olmağa çalışın ki orada gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, hiç kimsenin hatır ve hayaline gelmedik şahane nimetler olacak.

Ölümü hiç unutmayın ki haktır ve herkes muhakkak onu tadacak. Hem korkun ki hiç beklemediğiniz anda ansızın gelebilir.

Selam olsun hidayete ittiba edenlere!