BİR HABER, BİR SİTEM

İSLAM EKİM 89

Size, çok acele bir haberi ibret almanız için çok ilerici bazı gazete ve dergilerden aynen aktarıyorum. "Bira'da üretici değil satıcı kazanıyor"muş. Çünkü bir içimlik bir şişe 1000 liraymeş de bunun 200 lirası bakkal karışmış, 195 lirası çeşitli vergi ve fonlara gidiyormuş, firmanın karı ise sadece 57 liracıkmış.

Vah vah vah!. Ne yazık!. Neredeyse halkı kendilerine acındırıp ağlatacaklar kurnaz herifler. Bir tek şişede 57 lira az mı be adam! O şişelerin kaç milyon tane olduğunu söylesen de halk bira fabrikalarının nasıl milyonlar, milyarlar kazandığını öğrense ya! Uyanır aklı başına gelir diye mi korkuyorsun. Bu haberi böyle gizli, tuzaklı hazırlamak için ne kadar düşündün ne kadar para aldın!

Merak ettiyseniz diğer rakamlar da şöyle:

Şişe başına 139 lira reklam parası, 185 lira nakliye ve amortisman ücreti, 35 lira soğutma ve kapak bedeli; ayrıca finansman payı 72, işçi ücreti 29 liraymış. Hammadde sadece 48 liracık.

Buna abra, kadabra, sihirbazlık derler. İşin Türkçesi bu adamlar kendileri sermaye koymadan bankadan parayı alıp 48 liralık arpayı sulandıracak, işçiye 29 lira verecek, sonra da bu bir yudum mereti, bu bir takım zıkkımı tam 13 misli fazlasına çıkarıp 1000 liraya satacak, üfürüp, şişire, şişire!.. Ve halk da gece gündüz içecek "bira bu kapağın altında" diye diye ağzını şapırdatarak.

İçki içince insan ne olur?. Okullarda okutulan: Kişi zamanla alkolik olur, mide parçalanır, karaciğer siroza tutular, akıl durur, dumura uğrar, sıhhat elden gider, nesil bozulur, doğan çocuklar sakat olur, cinayetler, trafik kazaları, aile faciaları, hastalıkların faturaları da devlet ve millete çıkarılır. İçen, dünyada da ahirette de zarar görür mahv olur, pişman, perişan olur.

Yukarıdaki rakamlardan görüyoruzki televizyonlardaki, gazete ve dergilerdeki o pahalı bira reklamlarının parası fazlasıyla içenin cebinden çıkarılıyor, vergiler içenin cebinden, nakliye içenin cebinden, amortisman payı içenin cebinden.. Tüm masraflar bol bol ona yükleniyor köşeyi dönen firmanın şişe başına net karı 57 lira.

Üstelik bira pazarının % 12'si Tekil'in, diğer muazzam kısmı, yani % 88'i yabancı sermaye ortaklığı şirketlerin..

Görülen o ki zavallı (!) bira tiryakileri, sağmal inekler gibi sağılıyor da montofon türü kadar bol verim veriyor, manda sütü kadar kaymak sağlıyor üreticilere!

Allah akıl, fikir, basiret versin milletimize!

Bu işlerin içinde bu kadar kolay para ve tatlı kazanç varken Allah'ın emrini, yasağını, halkın menfaatini sağlığını kaç kişi dinler! Bakkal, hem duvara "er-zıku al(llah" yazılı levhayı asıyor, hem de içki satmaktan bir türlü kendini alamıyor, bu yüzden.

Bira fabrikaları ahtapot gibi dünyayı sarmıştır, gezdiğim her ülkede muazzam fabrikaları görürüm, fıçı gibi şişman pancar gibi morarmış bira tiryakilerinin serpilip, yaslandıkları kaldırımların arkasında.

Ve elbette, "içki haramdır, içki her türlü kötülüğün anasıdır" diyen dinimize, müthiş bir düşman gözüyle ve haris bir kaplan kiniyle bakar, bu adamlar, İslam düşmanlarını perde arkasından destekler, doğrudan veya dolaylı yoldan imanla, tesettürle, Kur'an'la, müslümanla, hocayla, mukaddesatçı ve idealist basınla kıyasıya mücadele ederler, hatta bazan cumhuriyeti, demokrasiyi, anayasayı, Ata'yı, ilericiliği, uygarlığı kendilerine siper yaparak.. İşlerini yürütmek, mevzuatlarını geçirmek için yüksek bürokrasiye rüşvet verir, kendilerinne mani olan bakanları bile devirmenin yolunu bulurlar maalesef.

Bu bira meselesinden bizim dergilere geçmek istiyorum:

İslami basın sahasında arslan payını dağıtım firmaları alır, nitekim bizim dergilerimizden, dağıtım şirketi % 40-45'e yükselen pay ister, alırdı. Bir diğerine müracaat ettiğimizde kapasitem dolu diye kabul etmemişti. Böyle yarıya yakın kısmı elden gidince geriye işin hammallığı kalıyordu. Şu da iyi bilinmeli ki:

(Mevcut büyük dağıtım şiketleri aslında büyük trajlı gazetelerin bir yan kuruluşudur, kar gene gazetelere döner, hatta Hürriyet gazetesi Gameda kurulurken ortak olduğu halde, menfaat gereği ayrıca bir hürdağıtım daha kurmuştur. Bu şirketler belediyelerden, idarelerden büyük avantajlar sağlar, gerek kulubelerini şehrin en işlek yerlerine kurdurur, işlerini rahat yürütür, istedikleri muzur yayınları bayilere fazla sattırır, İslami yayınları tezgah altına attırır, paket çözdürmeden iade ederler.) Bizlerde fiatın içinden ne vergiler, ne başka şeyler hakkıyla çıkarılabiliyor, yaşamak, devam etmek imkansız gibi bir hale geliyor, şuradan buradan borç, destek aramak bir mecburiyet oluyor.

Bu menfi şartlar yetmiyormuş gibi bir de birtakım insafsız müslümanlar çıkar, gıybet ve dedikodu eder, aleyhte propaganda yapar, fiyat çok diye itiraz eder, küçük bir kusur görse kıyasıya, öldüresiye tenkit eder, hediye verilmezse abonesini yenilemez, dergiyi bedavaya getirmezse almaz, okumaz, okutmaz.

Şimdi haklı olarak onlara soruyoruz:

Bizim şu bir şişe zehir zıkkım içki, bir paket sıhhate muzur sigara, banyodaki bir kalıp donmuş yağlı lüks (!) sabun, bir avuç şampuan, bir küçük kutu krem kadar kadrimiz, kıymetimiz yok mu?

Elbette var, fakat Avrupalı, kendisinin imal ettiği her şeyin fiyatını itiraz etmememizi sağlamıştır. Bizler ise en kıymetli varlıklarımızı ayaklar altına düşürmüşüzdür. Fındıktan boraksa, volframa, petrole, muzdan buğdaya, zeytin yağına, sultaniye üzüme kadar bu böyledir.

İnşallah gözümüzü açar da, aldatılmaktan süratle kurtuluruz, birbirimizle sımsıkı kenetlenerek...

Manisa'da bir kardeşimiz, değerli yazarımız Raşid Hoca'ya ne demiş biliyor musunuz?

"Ne güzel bir dergi çıkarıyordunuz, ne diye kapattınız yani?.."

Ne kapatması aziz kardeşim; elhamdülillah kapanmadık, binbir dertle, dostla, düşmanla, dağıtımla, enflasyonla didişe didişe hizmeti devam ettireceğiz, inşallah, ham da çoğalarak, büyüyerek ilerliyeceğiz basın cehpesinde ve bunca Allah'ın izniyle bayrağı dikeceğiz.

Dileriz ki Allah sizi affetsin, mes'ul tutmasın: Öz kardeşleriniz, beğendiğiniz bir dergiyi kapattı sandınız da niye arayıp sormadınız; niye işin aslını sebebini, kardeşlerimizin derdini araştırmadınız, yardımlarına koşmadınız.. diye!

Hani Hz. Peygamber efendimiz -sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem;

"Müslümanların dertleriyle ilgilenmeyen bizden değildir dememiş mişdi?!!