"BAL! BAL!.." DEMEKLE AĞIZ TATLANMAZ!
İSLAM, MART 86
İnsanlığa karşı görevleri ve sorumlulukları olduğunu hisseden, olayların akışını İslâmcı bir açıdan dikkatla inceleyen ve gereken tedbirleri almak durumunda olan kişiler olarak toplumumuza baktığımızda son aylarda bir manzara ile karşılaşıyoruz:
Yazın, tatil, sayfiye, içki, eğlence, plaj ve çıplaklık keyfiyle azan ve azıtan din düşmanları tesettüre, başörtmeye, domuzeti yasağına... vs. Kur'an emirlerine ve şeriat hükümlerine çatmışlardı. Bu kere kış aylarında da pornografi rezaletine sımsıkı sarıldılar.
Bilindiği üzere porno, yunancada kahpe ve fahişe demek olup pornografik yayınlar da -bugüne göre- fuhuş konu alan, şehveti tahrik eden yazı, resim, bant ve kasetlerden ibaret bulunmaktadır.
Bu tip çeşitli neşriyatın, birdenbire ve beraberce ortaya çıkması üzerine bazı idarecilerce hareketin "bir merkezden idare edildiği" belirtilmişti. Tabii o şirret basın buna şiddetle karşı çıktı ve bu isnadı hararetle reddetti. Ama kimseyi inandıramamışa benzemiyorlar. Nitekim solcu bir derginin bu konuda yazdıkları bir hayli önemli ve manidardır.
"Aralık ve ocak aylarında 'erkek dergileri' piyasasında da derin bir ideolojik mücadele (!) yaşandı. Bu alana yeni girenlerden, İtalyan kökenli Pm dergisi, kendisini bir sayı arayla izleyen pb dergisini, Amerikan emperyalizminin güzellik anlayışını ülkemize empoze etmeye kalkışmakla suçlayıp bir 'Akdeniz güzelliği' kavramını gündeme getirirken, piyasanın eskilerinden E... dergisi, millî güzellik ölçülerimize sahip çıkarak, gerek Pm...'i ve gerekse Pb'u İşbirlikçi ve Kökü Dışarda olarak ilan etti."
"Kişi hayat ve haklarının, sağlık sorunlarının, kadının, cinsel sevginin Metâlaştırılması; böylece en olmayacak şeyle; Aslında hepsi birbirleriyle danışıklı ilişkiler içinde olan dergi yöneticilerinin yapay 'Kayıkçı Dövüşleri' aracılığıyla devrimci düşüncenin de karikatürize edilmesi ve metâlaştırılmasıyla tamamlandı."
Bizim gördüğümüz kadarıyla iş halen de bütün şiddet ve vehametiyle devam ediyor. Müstehcen neşriyatçılar yapılan ikaz ve tenkitlerden, halktan gelen tepkilerden, afişlerinin yırtılmasından, haklarında dava açılmasından, hiç uslanmamışa benziyorlar.
Şurası muhakkak ki bu hayatî konuda çok daha müessir müeyyideler ve tedbirler almak, çareler bulmak gerekiyor. Çünkü kötülüğü sözle tenkit yeterli değildir, fiilî önlemlere ihtiyaç vardır; bal bal demekle ağız tatlı olmaz, iyi şeyleri temenni etmek yeterli değildir, pratik ve sonuç alıcı hamlelere girişmek, iyi çözümü her ne pahasına olursa olsun şart olmaktır.
O halde sevgili okuyucular:
1. Müstehcen ve muzir neşriyatı boykot ediniz, her ne sebeple olursa olsun, asla almayız, içinde müstehcen tek bir resim bile olsa. Unutmayınız ki onlar sizin paranızla yaşayıp gelişiyorlar.
2. Kendinizin, çevrenizin, evladınızın irade eğitimine ve nefis terbiyesine çok önem veriniz. Çünkü hertürlü muzır işi nefsine düşkün ve şeytana esir insanlar üretmekte ve beslemektedir. Kanunî yasaklar bu konuda kıyafetsiz kalmaktadır. İşin asıl kaynağı: Hakikî îmanın, güzel ahlâkın, tasavvuf hayatının, nefis mücahedesinin, Allah korkusunun, mes'uliyet duygusunun yokluğudur.
3. Sizi ve aile efradınızı, çocuklarınızı idealinize uygun tarzda eğiten neşriyatı biliniz, bulunuz, seviniz ve gelişmesine maddeten ve manen yardımcı olunuz; çünkü Allah yolunda cihadın en mühim dallarından biri de budur.