ÇOK MÜHİM BİR KONU: İÇ VE DIŞ SİYASET
İlim ve Sanat, Mayis 1996
Prof. Dr. M. Es'ad COŞAN
İç ve dış siyasetle mutlaka ve muhakkak yakından ilgilenmeliyiz. Bu, bizim çok mühim dini ve milli görevlerimizdendir; Çünkü Hz. Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, devlet yönetmiş, kanun koymuş, komşu devletlere elçiler göndermiş, siyasi mektuplar yazdırmış, anlaşmalar yapmıştı.
İç ve dış siyasetimiz, yabancı veya nâehil ellerde olunca çok büyük zararlara maruz kalıyoruz, aleyhimize çok mühim ve vahim kararlar alınıyor, çok antidemokratik icraatlar yapılıyor, pek çok şahsi, milli, dini hak ve menfaatlerimiz çiğneniyor, huzur ve rahatımız kaçıyor, emniyet ve asayişimiz bozuluyor, istikbal ve istiklâlimiz tehlikeye giriyor.
İyi düşünelim, dikkatle tâkip edelim, derinlemesine araştıralım:
İç ve dış siyasetimiz kimlere emanet? Kararları kimler alır; çalışmaları hangi zihniyetle, kimler, ne istikamette yaparlar? Bunlar ne tip adamlar, ne biçim kadrolardır; hangi fikre hizmet ederler? Milliyetçi, vatansever, müslüman, namuslu ve dürüst insanlar mıdır, yoksa dönme, gayrimüslim, kötü niyetli, sakat ideolojili, yıkıcı, anarşist, bozguncu kimseler mi? Devlete, millete, hakka, halka hizmet mi ederler, hıyanet mi? Milli menfaatleri her şeyin üstünde mi tutarlar, yoksa sadece kendi çıkarlarını mı düşünürler? Namuslu mudurlar, alçak mı? İş ve hizmet mi üretirler; yoksa rüşvet, iltimas, ihtilas, ihtiras, suistimal ile ceplerini doldurup halkı ve hazineyi mi soyarlar? Sahalarında kuvvetli, şuurlu, yetenekli, kabiliyetli, bilgili, ihtisaslı, değerli kişiler midir; yoksa şunun bunun hatırıyla makama, fors ve maaş için, veya kirli işler görsün diye getirilmiş kapasitesiz, bilgisiz, sorumsuz, vicdansız, çarpık fikirli, bozuk niyetli parazit kimseler mi? Tek tek ayrı âlemler midirler, yoksa belli ve organize hizipler, çeteler, mafialar, ajanlar, hiyanet grupları ve imtiyazlı aile kümeleri mi?
Maalesef ve şüphesiz iç ve dış siyasetimizde bu saydıklarımızın her çeşidi mevcut, işlerimiz onun için yolunda gitmiyor, milletçe iflah olamıyoruz. Kötüleri, iyileri mutlaka iyi bilmeli ve bu alanı güzelce temizlemeli, aydınlatmalı, siyasete fazileti hakim kılmalıyız.
Bilhassa, Osmanlılar'ın son devirlerinden cumhuriyete, İstiklal harbimizden günümüze kadar tarihi çok iyi ve doğru bilmeliyiz. Bu aralarda iç ve diş siyaset sahasında kimler gelmiş, geçmiş; kimler kahraman, kimler hain; kimler millete faydalı, kimler zararlı, delilleriyle doğru ve apaçık ortaya koymalıyız; hain ve zalimleri, beceriksiz ve muzırları açığa çıkarmalı; kötüleri lanetlemeli ve mümkünce cezalandırmalı, iyileri takdir ve tebcil etmeliyiz. Sahte kahramanların, şişirilmiş şöhret-i kâzibe sahiplerinin balonları patlatılmalı, iç yüzleri halka anlatılmalıdır.
Tarihimizin mühim acılı ve sevinçli günleri büyük toplantılarla hatırlanmalı, bu konularda milli şuur ve moral kuvvetlendirilmelidir.
Öyle ki, yeni nesiller büyük âlimleri, evliyaullahı, kahramanları, vatanseverleri, mücahitleri, fatihleri, şehidleri, gazileri, faydalı işler başaranları, sanatkarları, dahileri, hayrat ü hasenat sahiplerini, yakından tanımalı, sevmeli ve onları kendine numûne-i imtisal, kamil ve mükemmel misal olarak almalıdır.
Ülkücü ve imanlı, vefakâr ve fedakâr, faal ve cevval kardeşlerime ve değerli gençlere, iç ve dış siyasetle çok derinden ilgilenmelerini, meslek olarak bu sahaları seçmelerini, kendilerini bu konularda çok güzel yetiştirmelerini şiddet ve hararetle tavsiye ederim. Onlara çok ihtiyaç var.
İç ve dış siyasetimizin tamiri ve ıslahı şarttır, bu işe dikkat ve kuvvetle girmeli ve bu uğurda var gücümüzle çalışmalıyız.
İlim ve Sanat, Mayıs 1996