ÜMMETİMİZİN VE MİLLETİMİZİN İSTİKBALİ İÇİN NELER YAPABİLİRİZ?
İLİM SANAT MAYIS 92
Dünya siyasetindeki ve özellikle Sovyetler Birliği'ndeki son değişme ve gelişmeler bize büyük ve köklü bir milletin; yaygın ve kalabalık bir ümmetin mensubu olduğumuzu yeniden kuvvetle hatırlattı. İçte ve dışta pekçok kişi artık Türkiye'nin gittikçe artan öneminden ve muhtemel parlak bir istikbalinden söz ediyor. Müslüman aydınlarımız, başta Balkanlar, Kafkasya ve Orta Asya olmak üzere tüm Türk ve İsl(m ülkelerine karşı çok ciddi hizmet, ödev ve görevlerimiz olduğunu idrak etmiş bulunuyorlar.
Devletimizin yöneticileri de, bu yeni şartlar muvacehesinde yeni politikalar geliştirme çabası içine girdiler. Hem içte kendimize çeki düzen vermek, hem dışa karşı milli ve dini ideallerimize uygun atılımlara başlama safhasındayız. Hatt( bazı sanayicilerimiz ve büyük iş adamlarımız dışta bazı ticari ve iktisadi yatırımlar yapmaya giriştiler bile..
Şimdi özellikle müslüman mütefekkirlerimize, ilim adamlarına, devlet yöneticilerine, tecrübeli iç ve dış politikacılarımıza, idealist müteşebbislerimize, tüccar ve sanayicilerimize çok ilmi, çok köklü, çok iyi düşünülmüş, çok yönlü plan ve projeler üretmek ve uygulamak görevi düşüyor. Tarihin önümüze çıkardığı bu yeni fırsatları heba etmemeli, elden kaçırmamalı, boşa harcamamalıyız.
Yetişmiş kaliteli ve kapasiteli elemanlarımız, teknik personelimiz, idealist İmam-Hatip okulları, Yüksek İsl(m Enstitüleri, İl(hiyat Fakülteleri... mezunlarımız, dış ülkelerde tahsil görmüş yabancı dil bilen kadrolarımız mevcut; canlı bir işgücü kapasitemiz ve yaş ortalaması çok genç dinamik bir nufüs yapımız var. Müteahhitlerimiz zaten geçen yıllarda birçok ülkelerden iş almış ve başarı ile sonuçlandırıp, yeteneklerini ispat etmiş durumdalar.
Kim ne derse desin yeraltı ve yer üstü servetleri, madenleri, ziraat, sanayii ve sair potansiyelleri ile zenginliğin eşiğine yaklaşmış, refahı yakalamak üzere olan bir ülkeyiz. İnşaallah her türlü problemi çözer, müşküllerin üstesinden gelebiliriz.
Şimdi en çok dikkat etmemiz gereken nokta: Bu heyecanlı günlerde yanlış prensipler benimseyip yanlış ve ters istikametlere yönelmemek! Bazı hasım odaklar; gayri İsl(mi ve gayri mill( teşkilatlar; birtakım artniyetli devletler; bizi yoldan saptırmak, kendi istek ve idealleri doğrultusunda kullanmak için, yoğun bir hazırlık ve etkin bir propaganda çalışmasına halen devam ediyorlar. Bunlara kapılmamalı, herşeyi enine çok serinkanlı mütalaa etmeli ve muhakkak isabetli kararlar almalıyız.
Biz ne istiyoruz, veya ne istemeliyiz?
Biz Allah'ın rızasını istiyoruz; esir kardeşlerimizin hürriyetlerine kavuşmalarını; ezilenlerin ezilmekten kurtulmasını; sömürülenlerin sömürülerinin sona ermesini; dünyanın heryerinde zulmün ve zorbalığın kalkmasını; fakirlik ve sefaletin yenilmesini; huzur ve refahın yaygınlaştırılmasını; herkesin mutlu ve bahtiyar olmasını; müslümanların, inananların birleşmesini; yalan-yanlış din ve inançların bırakılmasını, herkesin kainatı yaratan, kulları yaşatan; dünya ve ahiretin, ceza ve mük(fat gününün sahibi ulu Allah'a inanıp kulluk etmesini; iki cihan saadetini kazanmasını temenni ediyoruz. O halde bütün çalışmalarımızı bu ana fikre uygun istikamette yapmak zorundayız. Amacımız, baş olmak, cihan feth etmek, para kazanmak, zengin olmak, gününü gün etmek, gönlünce yaşayıp eğlenmek... v.s. gibi düşüncelerden çok daha yüce, çok daha asil, çok daha ileri...
Yukarıda belirtilen amaçlarımıza ulaşmak, insanlığa hizmet etmek, herkese faydalı olmak, sevap kazanmak, yüce Allah'ın rızasına ermek için adım adım şu teorik ve pratik çalışmaların yapılmasını gerekli görüyor ve teklif ediyorum:
Her ülke ve yöredeki müslüman aydınların oradaki İsl(m( hareketin safhalarını müzakere ve tespit için bir takım kuruluşların çatısı altında bir araya gelmesi;
Din alimlerimizin, herkesin tasvip ve teveccühüne mazhar olacak, mezhep; meşrep, mektep ve ekoller üstü çok genel hakikatleri belirleyerek, eğitim ve davetlerini bunlara göre yapmaları, ihtilafları sona erdirme ve ittifakı sağlama yolunda çalışmaları;
Müslüman halkın sağlam yetişmesi için, şuur kazandırma çalışmasına, tasavvufi, ahlaka, ruhi, kalbi, vicdani, manevi eğitime büyük önem ve öncelik verilmesi;
Gayri müslim ülkelere İslam'ın gerçek vechesiyle tanıtılmasına, menfi propagandaların izalesine, sevgi ve saygı sağlanıp gönüllerin İslam'a celp edilmesine büyük ağırlık ve hız verilmesi;
İlme, ilmi araştırma ve geliştirmeye, teknolojiye çok önem verilmesi; yeniliklerin sıkı bir şekilde takibi, ilim kurumları ve ilim adamları arasındaki ilgi, irtibat, işbirliği ve yardımlaşmanın sağlanması,
Ümmet-i Muhammed'in uyumlu hızlı ve topluca ve kalkınması için bir Araştırma enstitüsü kurulması,
Dünya üzerindeki ırkdaş ve dindaşlarımızı inceleyerek ciddi bir enstitünün kurulması,
Zulmü ve emperyalizmi sona erdirmek, saldırı ve katliamları durdurmak için müşterekbir savunma ordusu ve beynel müslimin barış gücü teşkil edilmesi,
Ümmet arasındaki ihtilafları sulh yoluyla çözecek bir İslam Adalet Divanı kurulması,
Ümmet çapında çok uluslu faaliyet gözterecek sınai, ticari ve iktisadi şirketler kurulması, ülke imkanlarının kendi müesseselerimizle işletilmesi,
Ümmet için müşterek bir "para birimi" konulması, yabancı para ve dövizlerle çalışmaktan süratle ve şiddetle kaçınılması, mali birikim ve finans güçlerinin yabancı şirketlerde değil, İslami müesseselerde değerlendirilmesi,
İslam ülkelerini birbirlerine tanıtacak, sevindirecek ve yaklaştıracak kültür politikaları, sözlü, sesli, yazılı ve görüntülü yayınlar hazırlanması,
İslam ülkeleri arasında, Avrupa Topluluğu (AT) misali birlikler meydana getirilmesi için projeler hazırlanması,
Müstakbel birlikler için altyapı çalışmaları, ulaştırma ve haberleşme sistemleri ve ağları kurulması,
Müteabil dil öğrenimi çalışmaları yapılması, Arapça'nın ve Türk lehçelerinin çok iyi öğretilmesi.