MİLLİ KÜLTÜR

İLİM SANAT HAZİRAN 91

Kültür, bir milletin en mühim, en aziz, en yüce varlığıdır; canı ve ruhudur; varlığının devam şartı ve tüm atılımları için ana kaynağıdır. Onun için bu konuya devlet ve milletçe, toplu ve ferdi olarak en büyük ihtimamı göstermemiz, en büyük gayret ve masrafı sarf etmemiz gerekiyor.

Engin tarihimizin şu içinde bulunduğumuz son devresinde, kültür konusunda maalesef çok yanlış ve çok vahim politikalar uygulanmıştır. Binlerce yıllık akışın tersine, benliğimizi inkar ederek, bizi yücelten son derece değerli unsurları tahrip ve terk ederek, bize düşman ve zıt, yabancı bir kültür, millete zor kullanarak, zorbalık ve zalimlikle, barbarlık ve gaddarlıkla benimsetilmek için çalışılmış milletin kafası ve kalbi allak bullak edilmiştir. Yurtdışı gezilerimde, araştırma, inceleme ve mukayeselerimde bunun ne kadar zararlı sonuçlar doğurduğunu, çok daha net olarak görmüş bulunuyorum.

Milletçe büyük bir kültür bunalım içindeyiz. Mazimiz ve eşsiz öz kültürümüz kötülenmiş, terk edilmiş, aradan geçen yıllar sayesinde unutturulmuş, yeni nesillerden gizlenmiş, aşılanmak istenen yabancı kültür ise milli bünye tarafından reddedilmiş, tüm ısrarlara rağmen tam tutturulamamıştır.

Şimdi işi, aklıselime göre, ilme ve irfana göre, mili menfaatlere göre, tarihe ve töreye göre, dikkat ve itina ile, aydın ve idealist, edip ve zarif kadrolarca yeniden tanzim ve tesis etme zamanı gelmiştir. Bunu eskiyi serinkanlılıkla, iyi ve kötü taraflarıyla değerlendirebilen, yeniyi de şuurla eleştirebilen, zararlıyı süzebilen, taassuptan, inkılap yobazlığı zihniyetinden arınmış yeni neslimiz yapmakta ve inşaallah başaracak.

Biz, tanıştığı tüm komşu kültürleri inceleyen, süzen, onlardan iyi unsurları alan, ama İslami bir potada başarıyla eritip birleştiren arif ecdadımıza derinden hayranız. Onların münevverleri, son derece makul ve mükemmel, edip ve zarif, olgun ve gerçekten güzel bir kültür formasyonuna ulaşabilmişler idi.

Biz Fatihlerin, Kanunilerin, Barbarosların, süleyman Çelebilerin, Yunus Emrelerin, Fuzulilerin, Aziz Mahmud-ı Hüdailerin, Evliya çelebilerin, Taşköpri-zadelerin, Hezarfenlerin, It(lerin, Katip Çelebilerin, Hafız Osmanların, Ebussuudların, Kemalpaşazadelerin, Mimar Sinanların, Davud Ağaların..., velilerin, alimlerin, ediplerin, üstadların, büyük dahilerin, eşsiz sanatkarların, şehidlerin, gazilerin, muzaffer komutanların, adil idarecilerin, padişahların, paşaların, vezirlerin, terbiyeli Osmanlı efendilerinin, arif halkların, vefakar ve fedakar isimsiz kahramanların yolunda ve yönünde yürüyeceğiz; hüsn-i hatların, şahane çinilerin, ebruların, tezhiplerin, oymaların, sedeflerin, şahaser şiirlerin, eşsiz İslami sanatların, zaferlerin, gazaların, romantik dertlerin, ilahi çilelerin cünbüşü, zengin, rengarenk, n(ran(r, pırıl pırıl, tertemiz, ışıl ışıl öz kültürümüzü yaşayacak, ihya edecek ve geliştireceğiz.

Bu çok önemli bir görev ve çok büyük bir cihaddır. İslam'a ve müslümanlara hizmeti, kültürel ve sosyal konuları ihmal ederek başarıya ulaştırmak asla mümkün görünmüyor.

Allah muinimiz, tevfik refikimiz olsun.