MÜSTAKBEL DIŞ İLİŞKİLER İÇİN FERDİ HAZIRLIKLAR

İLİM VE SANAT TEMMUZ 87

Prof. Dr. M. Es'ad COŞAN

İsl(m ülkelerine yaptığımız özel seyahatler ile beynelmilel ilmi toplantılarda, dost ve kardeş milletlerin bizlere büyük itibar ve itimat gösterdiklerini defalarca müşahede ettik. Asil ecdadımızın fedakarane gayret ve hizmetlerinden kazanılmış olan bu cihanşümul teveccühe layık olmağa azami ölçüde itina etmeliyiz.

Acı ve uzun mücadelelerden sonra hürriyetlerini yeniden kazanmağa ve toparlamağa başlayan birçok İsl(m milleti Devlet-i Aliyye-i Osmaniye" ve "Makam-ı Hifafet" alışkanlığı ile bizi hala lider olarak görmektedir. Emperyalist devletlerin bir asırdan beri yaptıkları menfi propaganda bu zihniyeti tamamen silememiştir.

Ayrıca Türkiye'nin bugün ulaştığı medeni seviye, teknolojik kalkınmadaki bariz başarısı, kaliteli eleman ve yetişmiş kadro durumu, jeopolitik konumu ve askeri gücü, nüfus potansiyeli ve son yıllardaki ticari ve teknolojik dışa açılma hamleleri, kazanılan büyük ihaleler ve ortaya konan eserler, kendisine bağlanan ümitleri canlandıran ve kuvvetlendiren faktörler olmuştur.

Türk devleti de, tek yönlü bağımlılık ve anlaşmalardan büyük kayıplara uğradığından, dış politikasında yeni arayışlar ve hamlelere girişmiştir. Bunu zorunlu ve yararlı buluyoruz. Batı, bizim platonik sadakatımızla karşı dürüst davranmamaktadır. Bizim için uygun olan İsl(m ülkelerine yönelmek ve onlarla bütünleşmeye ve işbirliğine girmek olacaktır. Bunda çok kararlı olmalı ve olanca ağırlığımızı koymalıyız. Devlet, genel politikası gereği bunu yapabilir ya da dış baskılara maruz kalabilir; ama fertler ve halk olarak biz daha rahat ve serbest çalışır, zorunlu altyapıyı kurmağa girişebiliriz. O halde Müslüman fertler olarak kendimize süratle çeki düzen vermeli, yakın gelecekte yükleneceğimiz yeni misyonlar için itina ile hazırlık yapmalıyız. Bu konuda ferdi planda şu hususları önemli ve gerekli görüyorum:

İsl(m dini ve kültürünü iyi öğrenmek.

Bizim diğer komşu ve kardeş ülkelerle ortak bağımız, ayrıca milli benlik ve şahsiyetimizi teşkil eden ana kaynak İsl(m dini ve kültürüdür. Batının hatırana ondan uzaklaştıkça iç ve dış problemlerimiz çetrefilleşmektedir. Misyonerlerin, müsteşriklerin, gayrimüslim azınlıkların ve yabancı ideoloji ajanlarının İslam'a karşı giriştikleri saldırılara ve menfi propagandalara karşı uyanık olmalı, benliğimizden kopmamalıyız. Ayrıca hiç unutulmamalıdır ki, din en büyük ihtiyaçtır, yok edilemez, ihmal edilirse yerini b(tıl inançlar ve hurafeler alır.

Onun için en son ve geçerli il(hi din olan İsl(m'a sarılmalı, onun inanç yapısını iyi kavramaya özel itina göstermeliyiz.

Yeni ve yakın tarihi bilmek.

Günümüz olaylarının kökleri ve sırları yakın tarihtedir. Osmanlı devleti kimler tarafından, nasıl ve niçin parçalanmıştır? Dünyada hakim gizli ve aşikar güçler hangileridir? Bunlar kimleri ve hangi yolları kullanırlar? Asıl düşman ve gerçek dostlar kimlerdir? Kimlere itimat edebilir ve işbirliği yapabiliriz? Bu ve benzeri soruların cevaplarını doğru olarak tespit etmeden büyük yanılgılara düşebiliriz. Onun için gününmüzle bağlantılı yakın tarihi ve dünya konjuktürünü iyi bilmeğe çalışmalıyız.

Ayrıca İsl(mı neşr ve tebliğ etmek, düşmanı yakından izlemek, oralarda vaki yenilikleri ve gelişmeleri takip etmek için mutlaka bir gayrimüslim dili (İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca, Rusya, Rumca.. vs.) öğrenmeli, o dille yazılmış kitap ve makaleler okumalı ve gerekirse yazabilmeliyiz.

Şahsi dostluk kurmak.

Türkiye olarak uzun zaman içe kapanık yaşadık. Şimdi dışa açılmalı, Şark ve Garp ülkelerinden samimim arkadaşlar edinmeli, bunlarda sıkı bir şekilde haberleşmeli, seyahatlar düzenlenmeli, veya dostlarımızı ülkemize davet etmeliyiz.

Her birimizin, Asya ve Afrika'daki uygun bir İsl(m ülkesini seçmesi, onu tarih ve coğrafyasından, ekonomi ve politikasına, edebiyatından folklörüne kadar tüm detaylarına nüfuz ederek tanıması çok önemli bir husustur. Bunu sağlamak için o ülkede tahsil görmek veya ticari bir ilişki kurmak, hatta evlilik yoluyla bir sıhriyet al(kası temin etmek düşürülmelidir.

Kurulmuş organizasyonlarda görev almak.

Türkiye halen İsl(m ülkeleriyle bir takım anlaşmalar yapmış ve bunların neticesi bazı siyas(, ticar(, iktisad( ve kültürel organizasyonlar kurmuş ve mevcutlara katılmıştır. Hem Garp hem de Şark ülkeleriyle yapılan bu gibi müşterek faaliyetleri dikkatle takip etmek zorundayız. Ancak bu şekilde zararlı gelişmeleri engeller, faydalı olanlara destek verebiliriz. Dergimiz okuyucularına, ihtisaslarına uygun olarak bu gibi organizasyonlarda görev almalarını ısrar ve hararetle tavsiye ederiz.

İlim ve Sanat Dergisi, bu sayılan hususlarda okuyuculara hizmet etmeyi önemli ve şerefli bir görev telakki etmektedir.