Gülçocuk-02
EN BÜYÜK AMAÇ
Prof. Dr. M. Es'ad COŞAN
Haziran'da dersler bitecek, tatil başlayacak, Dersyılı içinde çalışıp yorulan öğrenciler dinlenecekler. Başarılı olanlar hediye ve mükafaatlar alacak; imkânı olanlar köylere, yaylalara, gezilere sayfiyelere gidecek, tatilin tadını çıkaracak.
Hayal kurmak serbest değil mi? Gelin biz de gözümüzü yumup düşünelim, nasıl bir yer istediğimizi:
"Son derece temiz, çok bakımlı, şahane bir sayfiye şehri; yalçın kayalı, yemyeşil ormanlı, heybetli bir dağın manzaralı yamaçlarından da deniz sahiline kadar uzanmış, ortasından billur gibi bir dere, çağlayanlardan atlayarak, yer yer genişleyip göllenerek şarıl şarıl akıp, aşağıda çakıl taşları sayılabilecek kadar berrak denize deltalar yaparak karışıyor.
Şehrin bakımlı köşkleri, şirinevleri, rengarenk çiçekli bahçelerin, çeşitli meyva ve süs ağaçlarının yeşillikleri arasına gömülmüş. Dallarda kuşlar cıvıldaşıyor, kırlarda kelebekler uçuşuyor, arılar vızıl vızıl bal topluyor, türlü çiçeklerin nefis kokuları insanı mest ediyor. Olgun meyvaların bolluğundan dallar yerlere eğilmiş. Dağdan denize denizden dağa daima ılık ve serin rüzgarlar esmekte, güneş masmavi gökyüzünde ışıl ışıl parıldamakta...
Şehrin ahalisi son derece iyi ve olgun insanlar; küçük büyük herkes birbirine kibarca davranıyor, sevgi ve saygı gösteriyor. Çocuklar arsız ve huysuz, mızmız ve şımarık değil; son derece de terbiyeli ve cana yakın, aralarına kavga ve çekişme olmuyor; çünkü karşısındakini seviyor, hakkında saygı besliyorlar. Anne ve babalar sakin ve anlayışlı, ak saçlı tonton dedeler ve başörtülü nurlu nineler tatlı ve sevimli. Herkes temiz, sade ve güzel giyinmiş. Taşkınlık, görgüsüzlük, ayyaşlık, çıplaklık, sarkıntılık, sataşma, çatışma, hırsızlık, kumar, rezalet yok.
Dükkanlar son derece çeşitli, şaşılacak kadar ucuz ve kaliteli mal satıyor; gürültülü, bağırma, aldatma, kandırma yok. Hele oyuncak mağazalarında dünyanın her yerinden gelme değerli oynucaklar, uçurtmalar, uzaktan komutalı uçaklar, bisikletler, otomatik balık oltaları, deniz kayakları, şişirme botları, sualtı dalma araç ve gereçleri, çeşitli spor ve oyun malzemeleri ne kadar bol ve çekici.
Satılan gıda maddeleri yüzdeyüz sıhhi, hâlis ve temiz; taptaze, yemyeşil sebzeler olgun ve tatlı meyvalar, şahane tatlılar, mükemmel dondurmalar, vitaminli meyva suları, taze bademler, sütlü cevizler, çıtır çıtır salatalıklar; iri, kokulu muzlar, kocaman ananaslar, sıcacık kuru yemişler ve daha nice hoş yiyecekler... Şehrin içinde ve çevresinde büyük yeşil sahalar, dinlenme parkları, nadir bitki ve çiçeklerin sergilendiği bahçeler, havuzlar yapılmış; kıvrım kıvrım uzayan adacıklar, körfezli suni göllerde ördekler, kazlar, kuğular, pelikanlar yüzüyor; salkım sögütler dallarını sulara sarkıtmış; nilüferler su sathına yayılmış, altlarında kırmızı balıklar görünüyor. Küçük kayık ve yelkenliler göl ortasında nazlı nazlı geziniyor. Kenarda yemyeşil, güneşli çayırlar, öbek öbek, gölgeli ağaç korucukları ile yanyana. Yol, göl ve çayır kenarları kameriyeler, setler, balkoncuklar, teraslar... rahat oturma yeri ve banklarla donatılmış.
Çocuk bahçelerinde her yaş için çeşitli imkânlar hazırlanmış, salıncaklar, atlı karıncalar, dönme dolaplar, kaymalar, tırmanmalar, kulecikler, tahtaravalliler, kum havuzları, oyuncak trenler, füzeler, suni tepecikler, mağaracıklar, köprücükler... son derece ilginç. Daha büyükler için yeşil çimli oyun ve spor sahaları, yarış pistleri, yüzme havuzları, kamplar yapılmış. İsteyen buralarda eğleniyor. İsteyen dağlara gidiyor, isteyen denize koşuyor..."
Bu harika tatil şehrine sizi, okuldaki terbiyeniz, çalışkanlığınız ve üstün başarınız dolayısıyla dâvet etseler, ödül olarak cebinize büyük miktarda para verseler; üstelik "neyi istersen çekinmeden alabilir, neyi istersen serbestçe yapabilirsin, biz karşılarız" diye sınırsız özgürlük de tanısalar ne kadar sevinirsiniz değil mi? Bir de yanınızda anne baba ve kardeşleriniz, sevdiğiniz dost ve candan arkadaşlarınız olsa, kimbilir ne kadar mutlu olursunuz!
Sevgili çocuklar!
Bu dünyada bu kadar güzel bir tatil şehri zor bulunur ama, ahirette bundan kat kat daha güzelleri vardır. Allah orada, gözlerin hiç görmediği, kulakların hiç duymadığı, masallarda bile olmayan, akla-hayale sığmayan nice nice güzellikleri cennette toplamış ve cennetini de mümin kullarına vaad eylemiştir. Dünyadaki yaşamımız bir uzun okul ve imtihan devresi gibidir. Yüce Allah bizi görüyor ve melekleri her yaptığımız işi amel defterimize kayd ediyor. Ebedi mutluluğa ermek için bu imtihanı mutlaka kazanmalıyız. O halde:
Hayatta en büyük hedefimiz Allah'ın sevgisine ve rızasına ermek ve cenneti kazanmak için var gücümüzle çalışmak olmalıdır.