DIŞ POLİTİKA'DA VE TÜRKİYE ÇEVRESİNDE TEHLİKELİ GELİŞMELER

İLİM SANAT AĞUSTOS 92

Kapitalist Amerika ve Avrupa ile komunist Rusya arasındaki yakınlaşma ve anlaşma, bizlere önce dünya sulhu için büyük ümit verdi. Soğuk harp sona eriyor, füze rampaları sökülüyor, atom bombası rezervleri imha ediliyor, ordular geri çekiliyor, düşmanlar dost haline geliyordu.

Rusya demokratikleşmiş, kendi içinde, kendi rızası ile hür cumhuriyetlere bölünmüş, hudutlar açılmış, seyahatler kolaylaşmış, yeni cumhuriyetlerde ticari ve ekonomik işbirliği imkanları belirmişti. Orta Asya Türk cumhuriyetleri ağabeyleri Türkiye'ye kucak açıyor, karşılıklı resmi ziyaretler teati ediliyor, 21. Yüzyılın "Türk asrı" olacağı söyleniyordu. Karadeniz çevresindeki dost ve düşman devletler bir araya gelmiş, KEİB'i (Karadeniz Ekonomik İş Birliği) kurmuşlardı. Herşey zamanla düzelecek, mallar alınıp satılacak, bölge zengin olacak zengin olacak, insanlar dostça ve kardeşçe yaşayacaklardı.

Sonra yavaş yavaş ortaya acı ve kötü olaylar çıkmağa başladı. Türki cumhuriyetlerin pek o kadar da hür olmadıkları anlaşıldı. İçlerinde birçok çatışmalar, karşılıklar vukua geldi.

Ermeniler Azerbaycan'a, Karabağ'a, Nahçıvan'a saldırdı, istilaya, katliama girişti; Gürcistan'da iktidar çatışmaları oldu, yöneticiler değişti, sonra Gürcü ordusu Abhazya'ya hucüm etti. Kafkas hakları bunun üzerine birleşti, karşı saldırıyı başlattı.

Fransızlar Ermenilere Mirage uçakları vermeğe; arada bir Rus generalleri de Türkiye bu işlere karışırsa üçüncü dünya harbinin çıkabileceğini hatırlatmağa başladılar.

Diğer taraftan Balkanlar'da parçalanan yugoslavya'da nızlı gelişmeler başladı: Hakim ırk olan Sırplar, önce Hırvatlarla ülkeyi bölüşmede menfaat çatışmalarına girdi; Dalmaçya sahillerinde Dubrovnik'i, kuzeydeki diğer bazı Hırvat şehirlerini topa tutup zapt ettiler, sonra ansızın müslüman Boşnakların ekseriyette olduğu Bosna Hersek cumhuriyetine saldırdılar, korkunç canilik ve hunharlıklarla binlerce masumun canına kıydılar, şehirleri topa tuttular, cenaze merasimlerini bile bombaladılar, camileri, kütüphaneleri yıktılar; söz arasında müslümanları keserek hristiyanlığa hizmet ettiklerini vurguladılar; gayelerinin müslümanları tüm Balkanlardan hatta Anadolu'dan sürmek ve yok etmek olduğunu açıkladılar.

Kafkaslara, Balkanlara üzülen, mazlum ve mağdurlara yardım etmeye çalışan Türkiye'de de birdenbire anarşi ve terör olayları tırmanmağa başladı; ülkeyi bölmek istekleri net olarak açığa çıktı, ordu olayları bastırmaya çalışırken, PKK'nın Ermenilerle işbirliğine döndüğü, çeşitli hasım ülkelerden destek aldığı, işin sanıldığından çok daha geniş, ciddi ve vahim olduğu anlaşıldı.

Derken, müşterek askeri tatbikatta, Amerikan uçak gemisi, yeşil devre=Green period yani istirahat ve intikal esnasında, plan ve program harici hedef alınmış olarak, iki füzeyle Türk Muavenet zırhlısını vurdu, 5 askerlerimizi şehit etti, 15'ini yaraladı.

Çok net ve kesin olarak biliyoruz ki tüm müslümanları düşman gören, ayrıca özellikle Türkiye aleyhinde ciddi kötü emeller besleyen dış güçler, hain planlar uygulamağa başlamış; varlık, birlik ve istikbalimize kastetmeğe yönelmişlerdir.

Derhal alarm ve teyakkuz haline geçmeli, bu çirkin ve çirkef oyunları bozmağa, bu mel'un ve menfur emelleri boğmağa hiç zaman geçirmeden var gücümüzle hazırlanmalıyız.

Ülkemiz düşmanlar tarafından bölünebilir, aziz halkımız Bosna-Hersek müslümanlarının durumuna düşürülüp imha olunabilir. Asır, teknoloji ve elektronik asrı olmuştur; üniversitelerimiz, bilim müesseselerimiz, alimlerimiz harekete geçmelidir. Devlet, ordu ve halk olarak en modern silahlarla en gelişmiş elektronik cihazlarla hücum planlarını yapmalı, hazırlıkları geliştirmeliyiz.

İslamiyetin selameti ve tüm İslam aleminin bekası bizim bu kalemizin savunmasına bağlıdır.

Endişe etmeyelim ve mahzun olmayalım ki Allahu taalanın va'di vardır: Nihai zafer bizim olacaktır.