NEFS VE MÜSTEHCENLİK

KADIN VE ALİE MART 86

İnsanın içinde eskilerce "nefs" denilen bir manevi varlık bulunur ki bu onun kendi benliğidir. Terbiye görmemiş haliyle aşağı bir seviyededir, kötülüğe meyyal ve şehevata heveslidir; Yemek, içmek, uyumak, eğlenmek, zevklere dalmak, beğenilmek, övülmek, hükmetmek.. ister, ciddi işlerden kaçar, vazifelerden yah çizer, hiç bir kanun ve kayıt kabul etmek istemiz, sahibini adeta esir alır, kendi arzu ve hevaları peşinde sürükler durur.

Nefs, bu tarif edilen huy ve haliyle kalır ve kuvvetlenirse islah edilmesi zorlaşır; insana, başlıca hasımların yapamayacağı kadar büyük zarar verir; onu maddi ve manevi türlü tehlikelere düşürür. Mesela ayyaş ve berduş eder, kumara müptela kılar, arsızlık yaptırır, canlar yaktırır, yuvalar yıktırır, zulümler ettirir, hapse düşürür, mezara götürür.

Nefsi, küçükten terbiye etmeye başlamalıdır. Mesela çocuğa her istediğini alamayacağı, kendisini bazı mahrumiyetlere alıştırması gerektiği sezdirilmelidir. Biraz büyüyünce sıkılsa da bazı zorunlu vazifeleri yapması öğretilmelidir; Namaza, oruca başlatılmalıdır, sabah erken kaldırılmalıdır, oburluğuna karşı çıkılmalıdır.

Aksine nefse her istediğini alma alışkanlığı yerleşirse, artık zabt u raptı mümkün olamaz; istediği olmayınca -afyon mübtelaları gibi- azıtır, serkeşleşir, ferman dinlemez, kriz geçirir.

Nefsin acaip bir huyu vardır: İstadiği verildiği zaman teskin ve tatmin olacak yerde iştihası daha çok artar, arzusu daha da kuvvetlenir; yedikçe oburluğu artar çatlayıncaya kadar; uyudukça tembelliği artar işi gücü terkedinceye kadar; mal buldukça hırsı artar gözünü toprak dolduruncaya kadar...

Müstehcenlik konusunda da aynı kanunlar cereyan eder: O arzu kurcalandıkça kudurur, uyuyan bir yılan iken yedi başlı ejderha halini alır. Delikanlıyı verem eder, kızı evden kaçırtıp sokak kadını haline sokar, yuvalar söndürür, utançla başlar eğdirir, cemiyetleri alçaltır, şehirleri yerlere batırır, nesilleri dejenere eder, kavimleri Allah'ın kahrına uğratır, hel(k eyler.

İsl(m dini bu ciddi konudaki tehlikeyi önceden engellemek için örtünmeyi (tesettürü) emretmiş, hatta kadın-erkek ihtil(tına, n(mahremlerin bir arada, yan yana olmalarına karşı çıkmış; harama bakmayı yasaklamış, gözlerin ve ellerin de zina edebileceğini bildirmiş; bir kapı veya pencereden içeri bakmanın bile, izinsiz o eve girmek gibi günah olacağını belirtmiş; namusu, iffeti titizlikle korumuş; aileye, yuvaya büyük değer, hatta kutsallık vermiş; ev halkına yapılan masrafları cihadla eşdeğerli saymış; kadını kocasına sevgi ve saygıyla bağlanmağa, kadını kocasına sevgi ve saygıyla bağlanmağa, erkeği karısının mutluluğu ve korunması için çalışmağa, her ikisini de çocuklarını iyi yetiştirmek için sorumluluğa davet etmiş; fitne ve fesat olmasın diye gençlerin erken evlendirilmelerini teşvik ve tavsiye eylemiş; evlendirilmesi geciken çocuklar bir günah işlerse ebeveynin mes'ul tutulacağını bildirmiştir. O halde sevgili okuyucular!

Kendinizin ve çoluk çocuğunuzun nefs terbiyesine itina gösteriniz, zayıf iradeli, arzularının esiri olmayınız.

Müstehcen ve ahlak bozucu neşriyatla mücadele ediniz, onlara bakmayınız, evinize sokmayınız, bu konuda yakınlarınızı da ikaz edip göreve davet ediniz.

Kendiniz tesettüre riayet ediniz, çocuklarınızı hatta bul(ğ çağından önce bile, tesettüre alıştırız.

Alah'ın emirlerini, Resulullah'ın hadislerini öğreniniz, öğretiniz, tatbik ediniz.

Mümkünse evladınızı çabuk evlendiriniz.

Allah'ın sel(mı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun!