TÜRKİYE DIŞINDA HİZMET VE ÇALIŞMALAR

Kadın Aile Eylül 1997

Prof. Dr. M.Es'ad Coşan

Birkaç aydır dış ülkelerde bulunuyorum. İsveç, Danimarka, Almanya, İngiltere, Hollanda, Suudi Arabistan. Heryerde büyük hizmet imkânları var; heryerden din âlimi, hoca, iş bilen ve beceren insan istiyorlar, ihtiyaç had derecede; boşluk çok fazla. Heryerde ilim ve irfan ocakları açmak, içtimaî ve dinî tanışma ve kaynaşmayı sağlamak, fertleri eğitecek, oyalayacak, bağlayacak, çalıştıracak, hayırlı ve verimli kılacak, mutlu ve müsterih edecek mekânlar, müesseseler oluşturmak gerekli görünüyor. Bu işleri yapan az veya yok. Müslüman veya gayrimüslim herkes himmete, hizmete, hidayete, delâlete, sevk ü idareye, irşad ve îkaza muhtaç; aç, susuz, hazır, hasret! Biraz güzel çalışılsa pek çok insan hidayete erecek, İslâma girecek, imana gelecek, dost olacak, kazanılacak.

Halihazırdaki çalışmalar yeterli ve kifayetli değil maalesef! Çok dar, çok geri, çok zayıf, çok cazibesiz, çok gayri ilmî, çok verimsiz. Bu sebeple işçilerimiz çok tehlikelere, zararlara, sıkıntılara uğruyor. Çocuklar iyi yetişmiyor, anne-babalarına âsi oluyor, kötü alışkanlıklar ediniyor, yoldan sapıyor, baştan çıkıyor, zayi oluyor, mahv oluyor. Kötü örneklerle karşılaşan avrupalılar da İslâmı doğru tanıyamıyor, sevemiyor; işçi kardeşlerimize tepeden bakıyor, hor ve hakîr görüyor. Günahlar, haramlar, hatalar, bâtıllar, yanlışlar, kötülükler çok serbest ve çok yaygın.

Bu duruma kayıtsız, bîgane, ilgisiz kalamayız. Aksi takdirde çok büyük vebal altına gireriz. Allah celle celalüh razı olmaz, bunun hesabını sorar, cezasını verir. Artık uyanmalı, silkinmeli, bağlarımızı koparmalı, Türkiye'nin dışına taşmalı, hudutların içine sıkışıp durmamalı, hizmet neredeyse oraya koşmalı, kesenin ağzını açmalı, çağdaş ve ileri müesseseler kurmalı, Allah'ın dinine canla başla, her türlü imkân ve müktesebatımızı ortaya koyarak hizmet etmeliyiz. Çünkü böyle yapmakta, dinî, millî, maddî, manevî, dünyevî, uhrevî çok büyük faydalar da var. Avrupalılar nasıl yüzyıllardan beri, dünyanın en uzak, en mahrumiyetli, en ilkel, en kötü yerlerine bile koşuyor, dinlerini medeniyetlerini, fikirlerini, amaçlarını yaymak için çalışıyor!

Bu zahmetleri niye çekiyor, bu fedakârlıkları neden yapıyor? Sonuç ne oldu, neler kazandı hepsini görüyor ve biliyoruz.

Yıllar önce Avrupa'da bir "Mehmed Zahid Efendi Külliyyesi" kuralım, çok büyük bir ilim ve irfan merkezi tesis edelim diye teklif etmiştim. Bu zamana kadar tahakkuk ettiremedik. Bu sefer azm ü cezm ü kasd eyledim, Allah'ın izniyle böyle bir yer kurmadan yurda dönmeyeceğim. İnşaallah, hem de sadece bir ülkede bu tür kuruluşların açılışlarını yapacağım. Birçok il ve kasabada mübarek hocamız adına camiler tesis edeceğiz, mektepler kuracağız. Eğer orada oturanlar bu işi sağlayacak maddî güç ve imkânlara sahip değilse, Türkiye'mizden bir il veya kasaba onu desteklesin, işi temin ve tahakkuk ettirsin, diye düşünülebilir. Binbir yol ve çevre bulunur, yeter ki sahâbe-i kiram -rıdvanullahi aleyhim ecmaîm- gibi çalışılsın.

Hepinize en içten dua ve dileklerimi sunar, beni hoş ve mâzur görmenizi dilerim.

Allah muînimiz, tevfîk refîkimiz olsun.