ÜLKEDE DEMOKRASİ VARSA, BİZİM DE SÖZ HAKKIMIZ VAR!

Kadın Aile Mart 97

Prof. Dr. M. Es'ad COŞAN

Ben herşeyden önce Allah'a kulluk borçluyum; çünkü beni yaratan, yaşatan O; Benim rızkımı, sağlığımı her türlü imkan ve nimetlerimi veren O; ben ahirette O'nun huzuruna çıkacak, O'na hesap vereceğim; O'nu çok seviyorum, İslam'ı çok seviyorum, Kur'an'ı çok seviyorum, O'nun cümle peygamberlerini, Bu meyanda Hz. İbrahim'i, Hz. Musa'yı, Hz. İsa'yı, özellikle kendi peygamberim Hz. Muhammed-i Mustafa'yı salavatullahi aleyhim ecmain çok seviyorum.

Ben ahirzaman peygamberi, Tevrat'ta, İncil'de geleceği müjdelenmiş, enbiyanın serveri, evliyanın önderi ve rehberi, habibullah halilullah, rahmetullah, hayr-ı halkıllah, nur-ı arşillah.... o Ahmed ü Mahmud ü Muhammed ü Mustafa vü mücteba vü mürtezanın ümmetindenim, onun sünnet-i seniyye'sine tabi'yim; ona hayranım, ona kurbanım... Anam-babam, malım mülküm, canım, herşeyim ona feda olsun!..

Ecdad ü ceddatım, soyum sülalem hepsi müslüman, molla, hacı, hoca.. Çanakkale'ye kafile halinde, arap köle ve halayıklarla Buhara'dan gelmişler. Rivayetlere göre kökenimiz Hz. Ali efendimize, Hz. Fatıma anamıza, yüce Peygamberimize dayanıyor, elhamdü lillah! Ne bunlarla kuru kuruya övünmek, ne de böyle olmayanları hor, hakir görmek isterim; sadece gerçekleri anlatmak, bunlardan bir sonuca varmak düşüncesindeyim. Dedelerim, akrabalarım çoğunlukla şehit oldular, Allah yolunda, din ve millet uğruna herşeylerini feda eylediler. Ben onların torunuyum. Bu vatan, bu devlet onlar sayesinde özgür! Hem de hemen hepsi ehl-i tasavvuf ve ehl-i tarikat yani mürteci, gerici idiler!

Ben de çalıştım, okudum, yükseldim; ilim adamı, mütehassıs, üstad oldum; nice talebe yetiştirdim ki bazıları profesör, milletvekili, bakan, başkan oldular; ben de müslüman ve ehl-i tarıkım; nice eserler yazdım, nice faydalı müesseseler, mektepler, hastaneler kurdum; halkımızın ilmine, irfanına, eğitim ve öğretimine, sağlık ve mutluluğuna yararlı olmağa gayret ettim. Yani bana ta'n edenlerden, yan bakanlardan hiçbir eksik yanım yok!

Kimse kendi öz yurdumda benim evrensel insan haklarımı, özgürlüklerimi, kanuni atılım ve faaliyetlerimi, keyfi ve indi yorumlarla, haksız ve batıl mantıklarla, çağdışı tehdid, kabadayılık ve palavralarla elimden almağa, engellemeğe, yok etmeğe, kısıtlamağa kalkışmamalı!..

Bakıyorum da, bazıları 21. yüzyılın eşiğinde, ne kadar dinden ve dünyadan habersiz, ne kadar haktan ve halktan kopuk, ne kadar insafsız, zalim, cahil ve gaddar! Ne kadar hain ve hilekar! Hem hayret ediyor, hem kızıyor, hem acıyorum zavallı ve perişan mantıklarına! Düpedüz demokrasi düşmanı, halk düşmanı, hukuk düşmanı, İslam düşmanı, müslüman düşmanı; ama kıvırttığı yalanlara, çevirdiği dolaplara bak! Karşısındakini nasıl ustaca karalamağa, kendisini nasıl beğendirmeğe ve aradan sıyrılıp çıkarmağa çalışıyor!...

Bütün bu olanlar, bir bakıma faydalı; çünkü halkın uyanmasına sebep oldu. Maskeler düştü, boyalar döküldü, kimin ne mal olduğu ortaya çıktı!

Şimdi sıra halkta! Artık sakin ve suskun halk da sözünü söylemeli, çünkü demokrasinin icabı bu. Ne istediğini açıkça ortaya koymalı; pasif durmamalı, mutlaka ve muhakkak hakkı desteklemeli, doğrunun yanında yer almalı; kazanılmış çağdaş hak ve özgürlüklerinden asla taviz vermemeli; haksızlıkların kesinlikle karşısına dikilmeli, despotluk ve diktatörlük heveslilerine ve yardakçılarına gereken dersi her yerde, her tarzda, en güzel tarzda vermeli!

Çünkü susulunca birçok şey yanlış anlaşılıyor: Halk onları tasvip ediyormuş sanılıyor; yaygaracılar çok ve kuvvetli, haklı olanlar ise az ve acizmiş sanılıyor; yalan ve dolanlar anlaşılmıyor sanılıyor, zalim ve hainler fark edilmiyor, gizli kalıyor sanılıyor; İslam kötü ve müslümanlık suç imiş sanılıyor; müslümanlar gafil ve cahilmiş sanılıyor; devrimbaz ve düzenbazlar haklıymış sanılıyor, ülkenin sahipleri onlarmış da müslümanlar sığıntı imiş, halkın, milletin, devletin düşmanıymış sanılıyor, aziz ve sevgili yurdumuzu götürüp soysuzlara, dinsizlere teslim edivermek, parçalayıp bölüvermek kolaymış sanılıyor...

Allah cemi ü cümleyi, nevm-i gafletten ikaz eylesin, amin bi-hürmeti Seyyidil-mürselin, sallallahu aleyhi ve Alihi ecmain.