EN SEVAPLI ÇALIŞMALAR

Prof. Dr. M. Es'ad COŞAN

Kişinin, herşeyden önce dini, akaidi doğru olmalıdır; Çünkü Allah celle celalüh, Kur'an-ı Keriminde, bozuk ve sapık inancı asla afv etmeyeceğini bildiriyor: Kafir, müşrik, münkir, ebediyyen cehennemde yanacak ve kat'iyyen cennete girmeyecek.

Allahü Taâlâ --hâşâ sümme hâşâ-- dikilmiş bir taş parçası mı, elle yapılan bir put mu, milyonlarcasından bir gök cismi mi, basit ve süfli bir hayvan mı, gelmiş geçmiş bir insan mı....? Kesinlikle değil, ilmen: değil, aklen: değil, mantıken: değil, naklen: değil, hakikaten: değil, değil...! Böyle inançlar son derece saçma, son derece ilkel, son derece korkunç, son derece büyük bir iftira, ulu ve yüce Yaradan'ımıza! İnsanların çoğu din yönünden maalesef çok büyük bir yanılgı ve sapıklık içinde; silkinip kendini batıldan, hurafeden, taassuptan, inattan kurtaramıyor; çok tehlikeli ve müthiş bir yönde gidiyor, çok feci bir akibete, bile bile sürükleniyor. Hem de 20. yüzyılın ilmine, fennine rağmen.

Ne yapmak lazım?..

Bu yanlış gidişe dur demek lazım yanlışları söylemek, doğruları anlatmak gerek; her türlü alet ve aracı kullanarak, her imkan ve fırsatı değerlendirerek! Şimdi, şu günlerde sorumluluk şuuruna sahip, her merhametli, bilgili ve gayretli müslümaın vargücüyle çalışması şart!

Çok geniş teşkilatlar kurmalıyız; dergiler, gazeteler, kitaplar çıkarmalıyız çıkmakta olanları desteklemeli ve dağıtıp yaymalıyız. Radyolar, televizyonlar bu konulara ağırlık vermeli, okullarda bu konular ustaca ve ciddiyetle işlenmeli; sohbetler bu konularda yoğunlaşmalı; konferanslar, kurslar tertiplenmeli; kişiler tek tek evleri ziyaret edip insanları bu hususlarda aydınlatmalı....

Bunları biz tam yapmıyoruz ama, maalesef batıl ve sapık dinlerin mensupları, halkları, gençleri, yaşlıları, misyonerleri, rahipleri, müesseseleri, ajanları, organları yapıyor, var güçleriyle muazzam paralar harcayarak, devlet destekli çalışarak yapıyorlar, sonuç alıyorlar; ya zavallı milletleri aldatıyor; yoldan, raydan, baştan çıkarıyor, Allah'ın gazab edeceği yöne döndürüyor, ahiretlerini mahv ediyorlar; ya da hak dine karşı hırslarından, kinlerinden, merhametsizliklerinden, harpler çıkarıyor, taassuplarından kan döküyor, can yakıyor, ev yıkıyor, milletleri, kültürleri mahv ediyorlar.

Sevgili Peygamberimiz Muhammed-i Mustafa, sallallahu aleyhi ve âlihi ve sahbihi ve men tebiahu bi-ihsanin ecmain, buyurmuş ki?

"Benim, üç gece İslam aleminin hududunda müslümanları korumak için bekçilik, gözcülük ve murabıtlık (kale muhafızlığı) yapmam, şu Medine ve Kudüs mescidlerinde "Kadir Gecesi"ne tesadüf edip onu ibadetle geçirme ve ihya etmemden bana sevgili gelir."

Biliyoruz ki, Kadir Gecesi gizli ve saklıdır, ama onu idrak edip, ibadetle geçiren için bin aydan daha hayırlıdır; yani uzunca bir ömür (83 yıl) kadar kıymetlidir bu bir gece!

Yine biliyoruz ki ibadetler Kudüs'te 500 misli, Medine-i Münevvere'de 1000 misli daha sevaplıdır.

Demek oluyor ki üç gece hudut gözcülüğü yapmak Resulullah Efendimize 83.000 (veya 41.500) yıl ibadetten daha kıymetli görünüyor.

Şu çağda hudutlar düşmanı durdurmaya yetmiyor; kafirlik, dinsizlik, müşriklik, münkirlik her yer de var, her eve girmiş. Şimdi asıl murabıtlık, asıl bekçilik, asıl gözcülük, bu abuk subuk inançları, saçma sapan fikirleri, yalan yanlış din ve tahripkar ideolijileri kafaya, kalbe sokmamak için yapılan çalışmalar....

Ey müminler! İslam'a iyi hizmet etmek, imanınızı korumak, çoluk çocuklarınızı bu afetlerden kurtarmak, "ümmet"in imdadına yetişmek, dinimizi yaymak, Allah'ın rızasını kazanmak, Resulullah'ın şefaatine ermek.... istiyorsanız gayrete gelin!

Gelin birlik olalım, var gücümüzle beraber çalışalım!

İşte hazır vakıflarımız, işte kurulu derneklerimiz, işte sosyal ve kültürel müesseselerimiz, işte başarılı çalışmalarımız, planlarımız, projelerimiz, atılımlarımız, yaptıklarımız, yapacaklarımız.

Kadın ve Aile, Ekim 1995