KURTULUŞ VE YÜKSELİŞİMİZİN YOLU

KADIN VE ALİE TEMMUZ 86

Yurtiçinde ve yurtdışı seyahatlerimde müslüman halkların hal ve davranışlarını tenkidci bir gözle inceliyor, birçok gayr-i İsl(m( durum görüyorum: Kadınların, kızların, çocukların garip giyim-kuşamları, yakışıksız tavır ve davranışları; ticar( hayattaki vefasızlık ve aldatmacalar; komşuluk adabına riayetsizlikler, dostluk ve ahbablıktaki gevşeklikler; aile hayatındaki dengesizlikler... vs. Bütün bunlar bir inanç ve kültür bunalımının, değerler anarşisinin tezahürleridir. Millet neyi, nasıl yapacağını şaşırmış durumda.

Çünkü, çeşitli kültür ve ideolojilerin, beynelmilel menfaatlerin çatıştığı önemli bir bölgede, kritik bir zamanda yaşıyoruz. Her gizli güç, üzerimizde ayrı bir oyun oynamakta. Halk olarak tarih boyu derin ve kuvvetli bir İslam kültürü ile yoğrulmuşuz; ama sonra ölçüsüz ve dengesiz bir şekilde Batı kültürüne yönelmişiz. O kadar ki, bazıları kraldan daha fazla kralcı olmuş, müslüman olmak neredeyse suç haline gelmiş. Çokları çocuklarını yabancı kültür müesseselerinde yetiştirmeğe koşuşmuş, bu işin akibetini bilen ve korkan az. Kimi fransız, kimi alman, kimi italyan, kimi amerikan, kimi rus kültürü ile yetişmiş; kimi kapitalist, kimi sosyalist, kimi kominist.. ama hepsi bize, öz kültürümüze, tarihi benliğimize ters ve yabancı bir yığın şaşkın yarı-münevvere sahibiz şimdi!

H(l( çoğumuz dünyadaki bize düşman, emperyalist, gizli güçlerden ve onların kullandıkları metodlardan, maskeli faaliyetlerin perde arkasından bihaber. Bu saflıkla onların destekledikleri ve kışkırttıkları gayrimüslim azınlıklara tarihte çeşitli anlaşmalarda büyük imk(nlar, tehlikeli haklar tanımış, başımıza büyük dertelr açmışız. H(l( onların ülkemizde sessizce teşkilatlanmalarına, kültür müesseselerimize el atmalarına, yaygın eğitm organ ve araçlarına çöreklenmesine, muzır neşriat ile hakikatlerde büyük tahrifat yapmalarına aldırmıyor, göz yumuyor, tedbir almakta gecikiyoruz.

İşte bu alt-sosyal yapıdan dolayı kültür hayatımızda her taraftan ayrı bir ses çıkıyor. Fırsatı bulan gizli veya aşik(re milletin inancına, örf ve (detine, zevkine, ahl(k ve (d(bına sataşıp saldırmakta. Bu arada en iyi, en güzel şeyler kötülenip tenkid edilirken, en pespaye şeyler alçakca ve yüzsüzce tergib ve teşvik edilip bizi yücelten değerler ve manevi bünyeyi besleyip kuvvetlendiren kaynaklar tahrip edilmeğe çalışıyor.

Vicdanlı, irfanlı, şuurlu ve sorumlu kişiler olarak bizler bu oyuna gelmemeliyiz, bu yapılanlara karşı uyanık ve tedbirli olmalıyız. Aile yuvasının sahibi hanımlar olarak üzerimize düşen görevleri iyi anlamalı ve gerekeni dikkatle yapmalıyız.

Herşeyimizin aslı, her derdimizin gerçek devası, hem dünya, hem de ahiret saadetimizin esası olan İsl(m'a sımsıkı sarılmalıyız. Onun dipdiri, canlı, nurlu, edepli, hikmetli, kıymetli prensiplerine göre yaşamalıyız.

Sosyal bünyemize, aile ve iş hayatımıza sinsice sokulmuş İsl(m'a aykırı ne kadar (det, an'ane, fikir, zevk, arzu, istek, davranış, şekil ve motif varsa terk edilmelidir. Bu parazitler sökülüp atılmadan sıhhatli bir yaşam, parlak bir gelecek mümkün değildir.

Artık çevremizdeki, davranışlarımızdaki tezadlara göz yummamalıyız. Hayatımızdan, bizi ma'nen mahv eden, çökerten, İsl(m( olmayan herşeyi kovmak zamanı gelmiştir. Artık hacımızın papaz kıyafetinden; bacımızın artist ve aşufte eda ve haletinden; kafa ve kalplerimizin nefis ve şeytan zihniyetinden; ahl(k, (d(b ve erkanımızın yabancı tesiratından tamamiyle paklanması icab ediyor.

Bundan sonra, farkına varmadan yapageldiğimiz herşeyin aslını araştırmalı, sebebini sormalı, kaynağını bulmalı, bizden olmayanı derhal terk etmeli, özümüze dönmeliyiz. Herşeyi yaparken Allah'ın rızasını düşünmeli, O'nun rızası olmayan işi yapmaktan şiddetle sakınmalıyız. Ruhumuza, davranışlarımıza, aile ve iş hayatımıza, sosyal bünyemize İsl(m(, iman( ve ahl(k( prensipleri iyice yerleştirmeli ve onları korumakta dikkatli ve titiz olmalıyız.

Düşmana galebemizin kültürel silahı, çöküntüden kurtuluşumuzun vesile ve sebebi, her yönden diriliş ve yükselişimizin, ebedi mutluluğa erişimizin şaşmaz yolu budur.