SÖZ KEMALİSTLERİN SEÇİM SAPTIRMASI

iSLAM MART 94

Hiç unutmayın, asla bu husustaki görevlerinizi ihmal etmeyin: 27 Mart 1994 Pazar günü mahalli seçimler var. Seçim, hele bu seçim, son derecede önemli bir iş ve çok veballi bir konu! Önemli, çünkü bu sefer, dananın kuyruğu kopacak; veballi, çünkü yanlış tercih yapılır da ehliyetsiz,liyakatlı, ters kişiler seçilirse devlet ve millet çok büyük zarar görecek!

Geçmiş seçimlerde milliyetçi, dindar, muhafazakar, dürüst ve idealist kişilerin muhtelif partilere dağılması ve basiretli bir iş birliği yapamaması, neticede milletin sağduyulu oylarının bölünmesine, azgın ve sapkın bazı azınlıkların iş başına geçmesine sebep oldu; halkın kahir ekseriyetinin arzuları hilafına çok menfi, çok acı, çok feci sonuçlar ortaya çıktı; öyle ki bazı yerlerde halkın ve hakkın düşmanı, bölücü, terörist ve anarşist, arsız-yüzsüz, pervasız kadrolar iş başına geldi; devletin ve belediyelerin geniş imkanlarını ele geçirdi, meclise yerleşti, rüşveti yaygınlaştırdı, adeta tarifeye bağladı, haksızlıkları, hırsızlıkları çoğalttı, terörü destekledi, korkunç tarafgirlikler yaparak, kendi yandaşlarını iyice kayırdı, semirtti; dulun, yetimin, köylünün, memurun, yoksulun, fakirin hakkını yedi; imkanları har vurup harman savurdu, müthiş mezhepçilik yaptı, hazineyi sömürdü, adaleti tahrip etti, mahkumları kaçırttı, katilleri salıverdi, ekonomiyi batırdı, döviz rezervlerini eritti, dış borçları arttırdı, Türkiye'yi yıllarca gerilere götürdü, harabeye çevirdi, telafisi yıllar alacak tahribat ve mazarrat yaptı....

Kendi kendime, "bu herifler bu seçimlerde milletin karşısına ne yüzle çıkacaklar, ne mazeret uyduracaklar, halkın yüzüne nasıl bakacaklar...." diye bir hayli merak ediyordum.

Şimdi plan ve taktikleri ve hedef saptırma gayretleri şu günlerde iyice ortaya çıktı: Yıllarca durdular, durdular şimdi gine klasik oyunlarını oynamağa başladılar; Rol: Rejimi, cumhuriyeti, inkılapları korumak; hayali düşman: gericiler, yani dindar halkın tümü, milletin kahir ekseriyeti; hedef: seçimlerde iyi oy alacağı, anketlerle anlaşılan rakip mukaddesatçı partilerin oylarını baltalamak; suçlama: Atatürk düşmanlığı, laik rejime karşı olmak ... v.s.

Milletin yıllardır canına okuyanlar, devleti yıkmağa ve bölmeğe çalışanlar, birden yurtsever, namuslu, devrimci, idealist, Kemalist kesiliverdiler; kendi çirkin icraatlarını ve hadsiz hesapsız suçlarını örtmek ve seçimi kaybedip sonra mahkemelerde hesaba çekilmemek için meydanlarda sahte ve yapmacık tavırlarla bangır bangır bağırmağa, tüm inananları rencide edecek sataşma ve saldırılar yapmağa başladılar. politik rekabet ve suçlamalar, birden, din ve iman, İslamiyet ve şeriat, hadis ve Kur'an düşmanlığına dönüşüverdi.

Geçen devrenin suçluları şimdi, halkı bölecek, birbirine düşman edecek, orduya ihtilal yaptıracak, inananları korkutup sindirecek sinsi ve sorumsuz, mel'un ve çirkin bir propaganda usulu yürütüyorlar.

Halbuki terörist ve bölücüleri, ilk başta kendileri aralarına almış, seçtirmişlerdi; hala da gizli gizli himaye ediyor, mecliste dokunulmazlıklarının kaldırılmasını, yargılanmalarını kendileri engelliyorlar. Şimdi de kalkmış mukaddesatçıları, bölücülerle aynı kefeye koyuyor, kendileri aradan sıyrılıp sıvışmağa gayret ediyorlar.

Sivas olaylarını, Uğur Mumcu'nun katilini ortaya atıp mukaddesatçıları suçluyorlar, halbuki bu olayların failleri meçhul ve anlaşıldı ki kışkırtıcılar ajan provakatörler; ama Başbağlar katliamından hiç bahsetmiyorlar, halbuki katiller açıkça kendilerinin adamları... (Nitekim mahkemeden salıverip, izini kaybettirdiler.)

Rakip partileri, dıştan para almakla suçluyorlar, halbuki kendilerinin, "Türkiye'de fundamentalistler (yani sağlam müslümanlar) artıyor, ilerliyor" diye dış ülkelerde yıllarca konferanslar, brifingler verip, ciddi ciddi gözyaşı döktüklerini, Amerikan başkanından bu seçim için yardım dilendiklerini gazeteler yazdı ve yazmakta...

Vatanını, milletini, dinini seven ahlaklı, dürüst insanlar rüşvet alır mı, yabancılara sırtını dayayıp diniyle, milletiyle mücadeleye kalkar mı, dışarıdan emir alır ve halka karşı mali destek ister mi, bu davranış vatanseverlikle, demokrasiyle bağdaşır mı, ekonomiyi kasden batırıp devleti bilerek zaafa uğratır mı, bölücü ve vatan hainleriyle işbirliği yapar mı, onlara iktidar olma fırsatı verir mi, baş örtüsü zulmünü sürdürür mü, halkı birbirine düşman edecek, kavgaya düşürecek kışkırtıcı sözler söyler mi, dine, şeriata, fıkhın ahkamına çatar mı, dindar insanlara sataşıp onları rencide eder mi?

Seçim propagandası devresinde, yaptıkları şu "show"lara bakın, televizyon kanallarında söyledikleri saçmalıkları, tezatları, yalan ve yanlışları iyice not edin, geçmiş devrede yapmış oldukları suçları, haksızlıkları, becerisizlikleri asla unutmayın. Şimdiki maskeli tebessümlerine aldanmayın, yurtseverlik postuna bürünmüş aç kurtlar, mezar açın sırtlanlar, leş yiyen çakallar, kümes basan kurnaz tilkilerdir.

Ey seçmenler!

Bunlara bir daha iktidarı verirseniz bu devlet ve millete çok büyük kötülük etmiş olursunuz, çok büyük günaha girersiniz. Oylarınızı çok dikkatli kullanın; aklı başında, münevver, dindar, idealist, önder kişilere sorup, istişare yapıp öyle kullanın!

Ey hırslı ve kısa görüşlü sağcı siyasetçiler! Dost acı söyler: Sizler de şahsi oy ve parti hesaplarınızı bir kenara koyun, milletin sağduyulu oylarını rekabetlerle, küçük hesaplarla bölmeyin, kendi aranızda oturun, ittifak edin, işbirliği yapın, gerekirse fedakarlık ve feragat gösterin, ne yaparsanız yapın, ama oyları bölüp bir daha başımıza kötü insanların "pat" diye gelmesine yol açmayın; çünkü sizin sorumluluk ve vebaliniz halktan çok çok daha büyük... Aksi halde iki cihanda perişan olur feci maddi ve manevi cezalara çarpılırsınız!