DİNİ VE MİLLİ TEYYAKUZ İLANI

Halil Necatioğlu

İSLAM, ŞUBAT 90

Bizi müslüman yaratan, Müslüman yaşatan Allah'a sonsuz hamr-ü senalar, onun habib-i edibi, elçisi Muhammed-i Mustafasına ve aline sayısız, hadsiz, hesabsız salat-ü selamlar...

Dünya fani, ahiret bakidir; biz ahiret tercih ettik, dünyayı tercih edenlere yazıklar olsun! Dünya, yersizlerin yeri, yurtsuzların yurdudur, onun başına akılsız ve beyinsizler toplanır; hasisler ve harisler, gafiller ve cahiller üşüdür. İki paralık dünyalık için, ebedi ahiretlerini mahv edenler ne kadar yanlış iş yapıyorlar.!

Müslümanlar birbirlerinin dostu ve gerçek kardeşidir. Kafirler ise Allah'ın düşmanı ve müminlerin amansız hasmıdırlar. Müslimler millet-i vahide, kafirler de bunların karşısında menfi bir millet-i vahidedir. Gavurdan dost domuzdan post olmaz.

O halde tüm müslümanların yekvücud olmaları, birleşmeleri, anlaşmaları, yardımlaşmaları vazgeçilmez şarttır; aklın, basiretin, imanın, iz'anın, irfanın yegane yoludur. Başkaca yollar ve davranışlar dünya da ve ahirette büyük ziyan getirir, tarihte getirmiştir, istikbalde de getirecektir (Allah Korusun)

İslâm alemi parça parçadır, Araplar parça parçadır, Türkler parça parçadır, halk parça parça, parti parti, bölük bölük, grup grup, hasım hasımdır. Sebep, cahillik, takvasızlık, dünyaperestlik, menfaatperestlik, enaniyet, nefsaniyet, şeytaniyettir. Bunların tek ilacı tasavvuf terbiyesi ve marifetullah tahsilidir ama kim okur, kim dinler. Adamın gözünü hubb-ı dünya, hubb-i câh, hubb-ı risayet bürüdümü öyle bir körleşir ki, babasından, anasından daha aziz olması gereken hocasını üstadını, ulemasını, meşayıhını dahi çiğner geçer, âsi olur; bâğî olur., fâsık olur, münâfık olur, hem dâll, hem mudıll olur, laf dinlemez, söz anlamaz, dolu-dizgin felakete sürüklenir, kendisine tabi olanlar da raydan çıkarır, mahveder.

Maskeler düşüyor, Rusya'yı, Amerika'yı, AT'yı, Yunan, Bulgar, Ermeni, Yahudi şovenizmini, entrikalarını, oyunlarını, emellerini, artık apaçık siz de görüyorsunuz. Bu müthiş manzaranın karşısında herkes irkilmelidir, idarecilerdeki ve aydınlardaki yılların yanlış tutum ve politikaları, inatları, süfli küçük hesapları, gafletleri, dalaletleri sür'atle terk olunmalı tüm inananlar birleşmelidir. Bu muazzam şer ve küfür cephesi karşısında tek başına, tek bir ulus duramaz; tüm islam ülkeleri milyarlara varan nüfusuyla çok yakın bir savunma işbirliğine geçmek zornudadırlar.

Çok geniş bir cephe politikasına bütün müslümanları kucaklayan sevgi dolu, sıcak bir anlayış çalışmasına, tüm kuvvet ve gayretimizle derhal geçmek gerekmektedir. Yangın çevremizi sarmış, kapıya dayanmış bulunuyor.

Sünni-Şiî, Türk-Kürt, ilerici-gerici, sağcı-solcu, ümmetçi-milliyetçi, radikal-muhafazakar şu veya bu partici v.s. ayrımlarıyla oyalanacak vakit kalmamıştır.

Balkanlar'daki, Kafkasya'daki, Afganistan'daki... mağdur, mazlum ve şehit kardeşlerimizin ruhları şad ve durumlar bizim için irşad olsun!

Tüm kuvâ-yı akliye, kuvâ-yı irfaniye, kuvâ-yı milliye ve kuvâ-yı diniye'mizle herkes, hemen işbaşına!