MALİ İBADETLER

İSLAM, EKİM 86

Mükemmel ve şahane İslâm nizamı, mü'minlere, ibadet çeşidi olarak bazı mâlî yükümlülük ve sorumluluklar da koymuştur. Çünkü dinimiz tek yanlı, sadece ruhanî ve uhrevî bir hayat tarzından ibaret değil; aynı zamanda dünyevî ve ictimaîdir.

Yaşamak için gerekli ve yapılması dinen zorunlu birçok ödev ve görev maddeye ve finans gücüne de bağlı bulunuyor. Bu bakımdan zekat, malî bir ibadet olarak üzerimize farz kılınmış; ve İslâm'ın beş temel şartından biri sayılmış, ehemmiyetine binaen Kur'an'ı kerim'in 34 kadar yerinde tekrar tekrar zikredilmiştir.

Cüz'î bir tefekkürle hemen anlarız ki, Müslümanların toplu refahı, ilerleme ve yükselmesi, savunulması ve korunması, mütecavizin ve düşmanın kovulması, îmanın öğretilmesi ve yayılması, İslâm'ın gelişmesi ve yücelmesi... hep paraya ve mâlî fedakârlıklara bağlıdır. Bu Hz. Peygamber s.a.s. zamanında da böyle idi. İslâm'ın gelişmesi için Hz. Ebubekr, Hz. Osman... gibi yüce sahabîlerin bütün maddî varlıklarını nasıl hizmete tahsis ettiklerini tarihlerden takdir ve ibretle okuyoruz. Çağımızda da mazlum ve mağdur Müslümanların kurtuluşu yine bir yönüyle paraya bağlı olup, büyük zahmet ve masraflarla başarılacak bir iştir. Ohalde din için para sarfı ve maddî yardım konusunda ihmal ve tembellik gösteren müslümanlara çok sert ve acı bir şekilde ihtar eder:

"Altın ve gümüşü biriktiren ve onları Allah yolunda saf etmeyenleri, elim bir azaba uğramaklatekdir ve tehdit eyle (ey resûlüm); öyle bir günde ki, o paralar cehennem ateşinde kızdırılacak ve; alınları, yanları ve sırtları o paralarla dağlanacak da kendilerine:

Dünyada biriktirip kendilerinize sakladığınız işte budur, tadın biriktirdiklerinizin azabını!...denilecek."

Diğer bir ayette de Peygamberimiz şöyle buyuruyor:

"... onlara de ki:

Eğer oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretleriniz, elde ettiğiniz mallar, kesada uğramasından kortuğunuz ticaret ve hoşlandığınız meskenler, size Allah'tan ve resulünden ve O'nun yolund cihad etmekten daha sevimli geliyorsa, artık Allah'ın başınıza getireceği felaketi bekleyedurun..."

Naçiz bir kardeşiniz olarak, Müslümanların problemlerine bakıyor, çoğunun çözümünü maddî fedakârlığa bağlı görüyorum. Bu problemlerin çözümünü incelemek ve ilmî usullerle araştırmalar yapmak üzere elele müesseseler kurduk; eğitim, yardımlaşma ve dostluk için. Aksiyon ve teşebbüslerimiz başarıyla gelişip yayılıyor.

İstiyoruz ki bu müesseseler vasıtasıyla aramızdaki köklü kardeşlik bağlarını canlı tutalım, elele verelim, maddî ve mâlî güçlerimizi birleştirelim, canla başla çalışalım ki dünyada huzur ve refaha, ahirette fevz-ü felahâ ermek müyesser olsun.